Son dakika haberine göre Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan, ABD’li eski bakan Pompeo’nun kitabındaki Türkiye ile ilgili iddialara yanıt geldi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tayland Krallığı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile bakanlıkta gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, Bakan Pramudwinai ile yapılan görüşmeye ilişkin, “Bu yıl Tayland ile diplomatik ilişkilerimizin 65’inci yılını kutluyoruz. Güzel bir görüşme gerçekleştirdik. Önemli Türk firmaları Tayland’da yatırımlar yapıyor. Malezya, Japonya, Kore, Endonezya firmalarının ülkemizde yatırım yaptığı gibi Tayland firmalarının da ülkemizde yatırım yapmasını istiyoruz. Savunma sanayi alanında iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Güvenlik alanında iş birliği, terörle mücadele de gündemimizdeydi. Tayland’da FETÖ mevcudiyeti halen devam ediyor. Bazı FETÖ mensuplarının ülkemize iade talebini de ilettik” diye konuştu.
Tayland Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ise Bakan Çavuşoğlu ile birçok farklı alanları ele aldıklarını belirterek, “Temel görüş paylaştığımız alan bizim ilişkilerimizi geliştirmedeki isteğimizdi. Daha yakın bir şekilde ticaret ve yatırım isteğimizi geliştirmeydi. İki ülke birlikte bu husustaki iş birliğinden çok fazla fayda görüyor” diye konuştu.
Ortak basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, ABD’li eski bakan Pompeo’nun kitabındaki iddialara ilişkin şunları söyledi:
“Mike Pompeo bu kitabı sanırım başkanlık adaylığında ya da adaylığının kampanyasını başlatmak için yazmıştır. Bahsettiğiniz iddialarla ilgili gerçek dışı bilgiler var. Diplomatik bir dille söylüyorum. Siz buna ‘yalan’ da diyebilirsiniz. Abartı ve çifte standart var. Bugüne kadar teröre verdikleri desteği konusu da ABD’de ciddi bir suçtur. Yargı sürecine tabi olmamak için de ciddi dezenformasyon var. Her şeyden önce Türk ordusunun DAEŞ’i yenme kapasitesinin olmadığını gördük demesi ibretlik. Bir kere şu da gerçek değil; Trump döneminde PKK/YPG ile angajmana girmediler. Obama döneminde başladı bu. Dolayısıyla bunların kararı değil. Bugün DAEŞ’e karşı göğüs göğse mücadele eden tek NATO ordusu Türk ordusudur. 4 bin 500’den fazla DAEŞ’li teröristi biz elemine ettik. Hem Suriye’de hem Irak’ta. Biz Suriye’de DAEŞ’li teröristleri elemine ederken ya da Suriye’nin kuzeyini DAEŞ’li teröristlerden temizlerken ABD, Pompeo’nun olduğu dönemde YPG/PKK ile birlikte DAEŞ’lıları önce otobüse sonra da uçaklara bindirerek Afganistan’a gönderdiler. Bugün Afganistan’daki terör saldırılarının müsebbibi de bunlar.”
İstanbul’da 2019’daki ortak görüşmeyle ilgili de açıklamalarda bulunan Çavuşoğlu, “Ben Mike Pompeo’nun yanındaydım baştan sona. Öncelikle Türkiye’ye ‘biz teröristleri buradan temizleyeceğiz. Siz de teröristlere karşı operasyona ara verin’ diye geldiler. Bir kağıtla geldiler. Biz onların belgesini müzakere edilemez bulduk. Karşılarında 11 maddelik belge sunduk. 9’unu kabul ettiler, 2’sini de burada Cumhurbaşkanımızın huzurunda müzakere ettik. O 2 madde konusunda da mutabakata vardık. Ortak açıklamayı basınla paylaşmıştık. Ortak açıklamanın yükümlülüklerini de yerine getirmediler, dürüst olmadıklarını da gösterdiler. İçeride her ziyarette olduğu gibi baş başa ziyaretler olabilir. Cumhurbaşkanımız ile ABD eski Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında baş başa görüşme gerçekleşti. Biz de Pompeo ve diğer arkadaşlar ile başka bir odada beklerken, Pemeo’nun sürenin uzamasından rahatsız olduğunu gördük. ‘İçeriye gidelim’ diye de bazı talepleri oldu, ben de kendisine ‘biri başkan, biri başkan yardımcısı, bize ihtiyaç duyduklarında kendileri bizi çağırır’, protokol gereği de adap gereği de liderler içeriye çağırmadan gitmenin doğru olmadığını söyledim, kendisin de uyardım” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Pompeo’nun 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişimi videosuna ilişkin sözlerine dair ise, “Rahatsızlığını anlıyoruz, ‘iğrenç’ dediği videodaki görüntüleri biz yaşadık, bu terör örgütü 251 vatandaşımızı öldürdü, FETÖ’den bahsediyoruz. Kendinsinin de o gece daha sonra sildiği bir tweet var, Cumhurbaşkanımızın aleyhine yazdıklarından anlıyoruz ki darbe girişimini desteklemiştir. O görüntüler darbenin nasıl başladığını ve Türk milletinin darbeyi nasıl yendiğini gösteriyor. Sanırım, Türk milletinin o darbeyi yenmesinden rahatsız olmuş ki bu ifadeleri sergilemiş. Yunanistan konusunda Rum kesiminde ABD’nin denge politikasını bozan bunlar oldu. Diğer taraftan Patrikhane ile ilgili ziyaretinde, orada diğer dini azınlıkların patrikleri, cemaatler, vakıflar orada, Türkiye hiçbirini tehdit etmez. Patriğe herhangi bir tehditte bulunmamız mümkün değil, hiçbir zaman olmamıştır. Bu ziyareti İstanbul’a yapmak istediğini, patrikhaneye gitmek istediğini, benimle de orada görüşmek istediğini söyledi. Benim de cevabım gayet net, patrikhaneye gitmesinden rahatsızlık duymadık, benimle görüşmek isteyen Ankara’ya gelir, burada görüşürüz, ben İstanbul’a onun ayağına gitmem dedim. Bu açıklamaların kitapta yazan unsurlarının çoğuna baktığımızda gerçek dışı bilgiler var, abartı var, dürüst ve samimi olmadıklarını, samimiyetsiz olduklarını, ilişkilerde ikiyüzlü olduklarını de kendilerinin yazdıklarından görmüş oluyoruz” açıklamalarında bulundu.
İHA