BİZE ULAŞIN
Son dakika: Kanal 58'de yayınlanan 'Gündem Özel' programına konuk olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Sivas için demir çelik fabrikası çok önemli. Demir çelik sanayisi de Türkiye için önemli. Buradaki fabrika çalışmıyor. Burası ile ilgili politika baştan yanlış. Bugün geldiğimiz noktada fabrika çalışmıyor. İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız işlerden birisi bu ve benzeri fabrikaların tamamını değiştireceğiz. Çalıştırılmayan fabrikaları devlet olarak biz alacağız. Devlet sosyal işlevini kaçırdı. Geçen dedim, 20 yıllık iktidar döneminde AK Parti ben şu fabrikayı yaptım desin. Bir fabrikayı yapmış değil. Tokat'ın sigara fabrikası vardı, özelleştirdiler. Şimdi tamamını yıktılar, demirlerini sattılar, mobilyalarını sattılar. Yazıktır, günahtır. İktidar olduğumuzda Sivaslı görecek, memlekete hizmet nasıl yapılırmış görecek. Türkiye yeni bir iklimi kendi topraklarına getirmek zorunda.
Yapılan bir yatırım bu memleketin hayrına ise buna karşı çıkmak doğru değil. Biz, demir yollarına önem veren bir partiyiz. Sivas'a Yüksek Hızlı Tren (YHT) sözü verildi, her seçim döneminde söz verdiler. Anlayış şu, 'Ben Sivaslıya ne yaparsam yapayım bana oy verecek' diyorlar. Sivas'ın da şunu görmesi lazım artık, 'Devleti yönetiyorsanız vatandaşa doğruyu söyleyeceksiniz.' demesi lazım.
Kaynaklar sınırlı, bütün mesele siyasette sınırlı kaynakları en verimli şekilde kullanmaktır. Kaynağı verimli kullanırsanız her şeyi halledersiniz.
Sağlıklı bir yönetimin temel unsurlarından birisi denetimdir. Demokrasilerde denetimsiz hiçbir yer yoktur. Denetimin her alanda sağlıklı ve tutarlı bir zaman diliminde gerçekleşmesi lazım. Siyasal tercihlerle denetim olmaz. Bir alanı denetimsiz bırakırsanız haramiler dadanır. Siyaset zenginleşme aracı değildir, halka hizmet aracıdır. Denetim olmazsa hırsızlık olur.
Helalleşmedeki kastım şudur, gücü elinde tutan irade bir başkasına zarar vermişse o zararını görmesi, bilmesi ve gerekirse 'Ya, gel ben bir kusur işledim, artık helalleşelim' demesi lazım. Gücü elinde tutanın her zaman haksızlık yapma olasılığı vardır, buradan çıkmamız lazım. Roboski örneğini verdim, Roboski'de ne oldu, insanlar öldürüldü. Devlet onlara 'yanlışlık yaptık' dedi, ama oturup bir helalleşmedi. Tamam, ölenleri geri getirEmeyiz ama o ailelere 'Ya, biz bir yanlışlık yaptık, kusura bakmayın...' Benim söylediğim helalleşme bu.
'Başörtüsü yasağını biz kaldırdık' diyorlar. Başörtüsü yasağını üniversitelerde kaldıran bu kardeşinizdir. O dönem YÖK Başkanı olan Yusuf Ziya Özcan hayattadır, ben de yeni genel başkan olmuştum. Üniversitelere başörtülü kız öğrenciler alınmıyor, bunlar da hükümetti, sesleri bile çıkmıyordu. Yusuf Ziya Özcan'a 'Niye bu kız öğrencileri almıyorsunuz' dedim. 'Siz karşısınız' dedi. 'Hayır biz karşı değiliz' dedim. 'O zaman ben yarın sabah alıyorum' dedi ve alındı. Bunu Sayın Abdullah Gül de yakından bilir. Bunu propaganda aracı olarak hiç kullanmadım. Kadının kılık kıyafetiyle siyasetçi uğraşmaz. Kadın istediği gibi giyinir. Siyasetçinin ne işi var burada? Diyorlar ki Anayasayı değiştirelim, aileyi koruyacakmışız. Bu yasa çıkmasın diye çamura yatıyorlar. Zaten aile korunuyor. Aile toplumun temel taşıdır. Sırf bunu referanduma götüreceğiz falan filan... Orban'la aynı yolda gidersek acaba bir şey yapabilir miyiz diye düşünüyor. Ama Bay Kemal bunu yemez. Bizim samimiyetimize inanıyorlar. Her kadın güzel görünmek ister, ben ona niye müdahale edeyim? Ne hakkım var.
Siyasetin görevi bu bereketli topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesidir. Derin yoksulluk var. Beyefendi oturmuş gel efendim şunu yapalım bunu yapalım. Kendisine söyledim. Yüreğin yetiyorsa TV'de çıkarsın karşıma dedim. O 50 soru sorsun, ben 1 soru sorayım. Benim verilmeyecek hesabım yoktur. Benim çocuklarımın ne iş yaptığını kimse bilmez. Tek hedefim herkes huzur içinde yaşasın.
Sosyal yardım alanların sayısı ne kadar düşükse o hükümet başarılı demektir. Biz sosyal yardımları bunlar gibi yapmıyoruz. Yerel seçimlerde de propaganda yaptılar. Hiçbir sosyal yardımı kesmedik. Sadece İBB 25 bin öğrenciye burs veriyor.
Altılı masanın ayakları sağlam. Şimdi biz 6 lider de Türkiye'nin gerçeklerinin farkındayız zaten. Her birimiz ayrı partiyiz, onu söyleyeyim. Her birimizin ayrı programları, ilkeleri var ama 6 parti demokrasi konusunda anlaştık. Sosyal yardımların adaletli dağıtılması konusunda anlaştık. Kamplaşma var, bu kamplaşmanın kalkması konusunda anlaştık. İnsanların inancı, yaşam tarzı ve kimliği dolayısıyla ayrıştırılmasına, ötekileştirilmesine karşı durduk. Medyanın özgürlüğü konusunda durduk. Milletin iradesinin gerçekten de TBMM'de temsil edilmesi gerektiği konusunda anlaştık. Parlamento üzerindeki vesayetin kalkması konusunda anlaştık. 6 lider de güçlendirilmiş parlamenter sistemin gelmesinden yana. Eskiye dönelim değil, eskinin de bir çok eksiği vardı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem olsun. Milletvekili gerçekten milletin vekili olsun. Şimdi milletvekili milletin vekili değil ki. Hiç milletin yüzüne bile bakmadan milletvekili seçilebiliyor. Olmaz bunlar. Bütün bunları düzelteceğimiz temel ilkler, kurallar belirlendi.
