Son dakika haberi: CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP'nin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerini paylaşmak üzere kürsüye çıktı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan aldığını belirttiği verileri paylaşan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidara ekonomi üzerinden borç tepkisi gösterdi ve Türkiye'nin döviz artışıyla ciddi sorunlarla karşılaştığını belirtti. Kılıçdaroğlu Canan Kaftancıoğlu hakkındaki kararı ise tanımadıklarının altını çizerek "İl başkanımızın siyasi yasak kararını asla tanımıyoruz, mahkemeyi de tanımıyoruz, verdiği kararı da tanımıyoruz. Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanımızdır, nokta" diyerek net konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Yeni bir dönem başlamak üzere. Her birimizin tek tek sorumluluğu var. Bu ülkeyi haramilere ve haramilerin taşeronlarına teslim etmeyeceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, inandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz.
AK Parti iktidarlarına kadar Türkiye'ye 57 hükümet hizmet etti. 57 hükümetin harcadığı para 713 milyar dolar. Cumhuriyet'in kuruluşundan 2002'ye kadar. 713 milyar doları harcadılar ve Türkiye'yi 1990 yılında dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri haline getirdiler. AK Parti iktidar oldu, 2002'den günümüze harcadığı para 2 trilyon 631 milyar dolar. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana 713 milyar dolar para harcayarak Türkiye'yi ve ekonomisini dünyanın 20 büyük ekonomisinden biri haline getiren ve 1990'da G-20 ligine davet edilen Türkiye var. 2002'de iktidar oluyorsunuz, 2 trilyon 631 milyar dolar para harcıyorsunuz ve Türkiye G-20 liginden düşüyor, 23. ülkeye geriliyor.
Bu yılın başında merkezi yönetimin borç stoku 2 trilyon 747 milyar TL idi. 2022'nin ilk 3 ayında döviz arttı, TL eridi, altın yükseldi, TL eridi, 2 trilyon 747 milyar liralık borç 3 trilyon 19 milyar liraya çıktı. Eğer ekonomi doğru yönetilseydi 272 milyar lira ile ne yapılırdı? Çetelere verilmeseydi 13 milyon 630 bin emekliye ramazan ve kurban bayramlarında net bayram ikramiyesi 4 bin 253 verilecekti. Tutarı 86 milyar. Çiftçiye verilen destek tam 3 kat artırılabilirdi, bunun da maliyeti 64 milyar lira. Bunun üstüne ücretli çalışan yaklaşık 6 buçuk milyon emekçiden sosyal güvenlik primini 'Devlet olarak ben ödeyeceğim' deyip net asgari ücreti 5 bin liraya çıkarabilirdi. Üstüne, açlık sınırının altında olan 4 milyon hanenin her birine 2022 yılında 5 bin lira tutarında gıda çeki, 4 bin lira tutarına enerji çeki verebilirdiniz. Bütün bunların üstüne 2022'de petrol ve doğalgazdan alınan özel tüketim vergisini sıfırlayabilirsiniz. Yine para artıyor. 5'li çeteye ve yandaşlarına sağlanan mali imkanların büyüklüğünü görüyor musunuz?
Aynur Doğan hepimizin şarkısını duygulanarak dinlediğimiz dünya çapında bir sanatçı. Bir türküsü var aslında bu şarkı bir incir ağacı şarkısı ‘Güllerin içindesin incir ağacısın gam götürensin gelin damadın yüreğisin incir ağacısın gam götürensin’ der bu şarkı. Bu şarkıyı hafızalarımıza kazıyan güzel bir Gönül Yarası filmi vardı. Gönül Yarası filminde Şener Şen ve Meltem Cumbul bu şarkıyı dinlerken Meltem Cumbul ağlamaya başlıyor. Şener Şen de Meltem Cumbul’a dönüp sen Kürtçe biliyor musun? Diyor. Hayır bilmiyorum diyor. O zaman niye ağlıyorsun deyince de ‘bu şarkıyı dinleyip de ağlamamak mümkün olur mu?’ diyor.
Şarkının ezgisi zaten başlı başına insanın yüreğinde zaten bir burukluk yaratıyor. Ve Siz bu şarkıyı yasaklıyorsunuz. Türkiye bu noktaya gelmemeli getirmemeliyiz bu noktaya şarkıların tamamı bizim şarkılar türkülerin tamamı bizim türküler. Diyarbakır’a gittim deng bej’leri dinledim. Onların öykülerini dinledim. Onlar bizim kültürümüzün bir parçası onları nasıl reddedebiliriz. Onları nasıl dışlayabiliriz. Kürtçe bir şarkı okudu diye nasıl yasak getirebiliriz. Her şarkı bizim şarkımız, her türkü bizim türkümüz. Ben bunu söylediğim zaman trollerini harekete geçirdiler. Kılıçdaroğlu sus kampanyası başlattılar. Sizin feriştahınız gelse ben susmam. Feriştahınız gelse.
Türkiye'yi 12 Eylül karanlığına sürüklemeye çalışıyorlar ama Türkiye'yi buradan birlikte çıkaracağız. Birlikte olduğumuzda farklılıklarımızı kavga nedeni değil, zenginlik olarak gördüğümüzde Türkiye'nin büyüdüğünü göreceğiz.
Geçen hafta Erdoğan'ın siyasi intikamına tanık olduk. Canan hanımı mahkûm ettiler, bir de siyasi yasak getirdiler. Yasaklarla, özellikle siyasi tutuklularla Türkiye asla yol almamıştır. Canan hanımın hapse atılmasını isteyenler seçilmiş mahkemeler, seçilmiş hakimler, o mahkemelerde görev yapan hakimler şunu unutmasın: Bu ülkeye demokrasiyi, özgürlüğü size rağmen, kardeşliği 'saray'a rağmen getireceğiz.
Eskişehir'de konseri yasakladılar. K-pop grubuna yasak getiriyorlar. Kürtçe konuştun, ona yasak; şarkı söyledin, ona yasak. Niye yasak kardeşim?
Hak etmeyen kişiyi hapse atıyorsanız, çok kişiyi öldüren IŞİD militanlarını da serbest bırakıyorsanız bir sorun var demektir.
Adaletsizlik aynı Kovid gibidir; süratle yayılır ve bütün alanı enfekte eder. O nedenle adaletsizlik kime yapılıyorsa ona karşı durmak gerekiyor. O zaman engellersiniz adaletsizliğin yayılmasını.
Buradan genç muhafazakar seçmenlere de seslenmek isterim. Adaletsizliğe karşı biz nasıl duruyorsak onların da aynı duruşu sergilemeleri gerekir.