Son dakika haberi: Şentop, Meclis'te gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Azerbaycan'ın Tahran Büyükelçiliğine yönelik saldırıya işaret eden Şentop, büyükelçiliklerin, görev yaptıkları ülkelere emanet olduklarını, buraların çok iyi bir şekilde korunması gerektiğini söyledi. Soruşturmanın hızlıca yapılmasının, faillerin bulunup cezalandırılmasının bir yükümlülük olduğunu belirten Şentop, "Konuyla ilgili olarak da Azerbaycan Meclis Başkanı Sayın Gafarova'yı aradım, kendisinden bilgi aldım. Ayrıca hem taziye hem başsağlığı dileklerimi ilettim. İnşallah bu tür olaylar yaşanmaz." diye konuştu. TBMM Başkanı Şentop seçim kararı ve cumhurbaşkanı adaylığı ile ilgili de değerlendirme yaptı. İşte son dakika haberinin detayları...
Seçimlerin yenilenmesinde kararını Cumhurbaşkanı'nın vermesi durumunda yeniden aday olamayacağı yönündeki altılı masa bildirisine ilişkin Şentop, cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçim süreci meselesinin, masa değil, yasa ve Anayasa konusu olduğunu daha önce yaptığı açıklamalarda da belirttiğini anımsattı.
Şentop, iki defa seçilmeyle ilgili iki farklı hükmün bulunduğunu, bunlardan ilkinin 2017'de yürürlüğe girip 2018'de yürürlükten kalkan bir hüküm olduğuna işaret etti. Şentop, diğerinin Nisan 2018'de seçim takviminin başlamasıyla beraber yürürlüğe giren ve o tarihten itibaren herkese iki defa aday olma ve seçilme imkanı tanıyan hüküm olduğunu kaydetti.
Yeni hükümet sistemiyle beraber yeniden herkese iki defa seçilme imkanının tanındığının altını çizen Şentop, önceki dönemde Cumhurbaşkanlığı yapanlara da bu imkanın tanındığını dile getirdi.
TBMM Başkanı Şentop, şöyle devam etti:
"Konuşanların gözden kaçırdıkları birçok şey var. Faili meçhul bazı makaleler yazdırıyorlar. 2017 Anayasa değişikliğiyle beraber 101. madde değiştirildi, 101. madde ve 102. madde birleştirilerek tek bir madde halinde yazıldı. Buradaki çok önemli bir hususa şu ana kadar değineni görmedim. Cumhurbaşkanı aday gösterilmeyle ilgili yeni düzenlemeler yapıldı. Yeni sistem döneminden önce seçimlerde ayrı olarak ya da birlikte olarak yüzde 10 oy alan partilerin de aday gösterileceği vardı. Bu oran yeni sistemle yüzde 5'e indirildi. Sisteme bir de daha önce hiç olmayan 100 bin vatandaş imzasıyla aday gösterilme eklendi. Dolayısıyla sistem sadece cumhurbaşkanı kavramının içeriği, kapsamı, yetki alanları değil, cumhurbaşkanı seçim süreciyle ilgili de değişiklikler var 2018'de yapılan yeni Anayasa çalışmasında. Bütün bunları dikkate aldığımızda hukukta itibar kelimelere, telaffuzlara değildir, itibar; maksat yani amaçlara ve manayadır. Dolayısıyla hukuk, kavramların içeriğini, kapsamını değerlendirir ve ona göre karar verir.
Yeni sistemde cumhurbaşkanı, eski sistemdeki cumhurbaşkanıyla aynı değildir. Ayrıca 2018'den itibaren bütün vatandaşlara yeniden iki defa seçilme hakkı tanınmıştır, tereddütsüzdür. Hukuki bir tartışma yoktur. Siyaseten adaylık konusunda, çekindiği adayların engellenmesi konusunda bazı siyasetçilerin kararları, kanaatleri olabilir. Bunu hukuki bir tartışma olarak yansıtmak yanlıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın bu, birinci dönemidir. İkinci defa adaylığı normal prosedüre göre olur, Meclis'in karar almasına bu anlamda bir gerek yok."
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı'nın seçim kararı almasıyla Meclis'in feshedileceği tartışmalarının da "saçma" olduğunu söyledi.
Türkiye'deki sistemde Meclis'in feshinin hiç olmadığına dikkati çeken Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hukuki tabir olarak seçimlerin yenilenmesi vardır. Meclis, yeni Meclis göreve başlayana kadar görevine devam eder. Bir devamlılık ilkesi vardır bizim tarihimizde, parlamento geleneğimizde. Dolayısıyla Meclis'in feshi söz konusu değildir, seçimlerin yenilenmesi kararı alınır ve bu kararı nitelikli çoğunlukla Meclis de alabilir, cumhurbaşkanı da alabilir. Bu bir Anayasa hükmüdür. Böyle bir yetki vardır. Bunu tartışmayı çok anlamsız ve saçma görüyorum. Anayasa metnini okuyanlar bunu rahatlıkla anlayabilirler. Meclis, feshedilmiş olmuyor. Meclis, yeni Meclis göreve başlayana kadar görevine devam eder, cumhurbaşkanı için de aynı şey geçerli. Yenisi seçilip göreve başlayana kadar görevi devam eder. Bu konuda hiçbir boşluk yok bizim sistemimizde.
Siyaset yapıyor herkes. Sonuç itibarıyla siyasette adil, gerçek bir yarış olmalı. Herkes kendi vasıflarıyla kendi çalışmaları ve gayretleriyle milletin teveccühüne mazhar olarak kazanmalıdır seçimleri. Hukuki tartışmaları, siyasi tartışmalarla karıştırmamak lazım. Bu konuda hukuken hiçbir tartışma yoktur. Siyasi olarak herkes istediğini mesnetsiz, dayanaksız da olsa söyleyebilir. Siyasette düşünce, ifade özgürlüğü vardır. İfadelerin, ifade edilen düşüncelerin doğru olması gibi bir şart yoktur. Saçma düşüncelerin de ifade edilmesi özgürlük kapsamındadır." (AA)