İşte Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Salgın maalesef yeniden tırmanışa geçmiştir. Türkiye salgınlar mücadelesini elindeki tüm imkanlarla sürdürüyor. Son dönemde vaka sayılarındaki artış hepimizi üzüyor. Salgına karşı elimizdeki en önemli tedbir temizlik, maske ve mesafe üçlüsüdür.
Tedbirleri vatandaşımızın günlük hayatını zora sokmak için alıyor değiliz. Tedbirlere uymadığı için virüsü yakınına veya herhangi birbirine bulaştırıp ölümüne neden olacak kişinin vicdan yükünü düşünmek bile istemiyorum.
Türkiye salgının en başından itibaren hem tedbirler, hem de hastalara verilen hizmetler açısından örnek gösterilen ülkeler arasında yer almıştır.
Aşı çalışmalarında dünyadaki çalışmaları yakınen takip etmenin yanında, kendi aşı çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. 8 aşı çalışmasından 2’sinde hayvan deneyleri başarıyla tamamlandı. Bir firmanın alt yapısı aşının üretimine uygun hale getirilmiştir. İnşallah önümüzdeki yılın ilk aylarında bu aşıları milletimizin hizmetini sunmayı planlıyoruz.
Maske ve mekan denetimlerinde uygulanan cezaların bazı kamu kurumlarında yapacak işlemler öncesi ödenmiş olması mecbur hale getirilecektir. Kafe ve restoranların denetimi sıklaştırılacaktır.
İzolasyonda olan kişilerin kurallara uyup uymadıkları daha yakından takip edilecektir.
İl bazında 65 yaş üstü vatandaşlarımızın ulaşım saatlerinde sınırlama yapılabilecektir.
Elazığ ve Malatya depremlerinin ardından başlanan konut inşaatları son aşamasına gelmiştir. Vatandaşlarımızın bu konutlar için ödeyeceği bedelleri tespit ettik. Buna göre her iki ilde de 2+1 konutlar şerefiye bedellerine göre 510 ile 725 TL arasında aylık ödeme ile vatandaşlarımıza teslim edilecektir. 3+1 konutlar için ise 730 ile 995 TL arasında bir bedel belirlenmiştir.
Akdeniz ve Karadeniz’deki sondaj faaliyetlerimizi kesintisiz devam ettiriyoruz. Tüm imkanlarımızla Doğu Akdeniz’deki haklarımızı koruyoruz. Karadeniz'de keşfettiğimiz doğalgaz rezervi milletimize umut verdi. İnşallah yeni rezervlerle bu sevinci atıracağız. Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yok sayıp ısrarla kendi haritalarını kabul ettirmeye çalışanlar diplomasi masasına yanaşmaya başladı.
Ekonomimiz, ikinci çeyrekteki kısmi küçülmenin ardından üçüncü çeyrek için çok güçlü yükseliş mesajları veriyor.
Bize pusu kuran, husumet besleyen hele hele saldıran hiç kimseyi unutmayacağımızı belirtmek isterim. BM tarihinde ilk defa ülkemizden bir isim, eski bakanlarımızdan, uzun yıllar Meclis'te milletvekilimiz olarak yer alan Volkan Bozkır genel kurul başkanı olarak görev yapacak. Sayın Bozkır'a 1 yıl boyunca yürüteceği BM Genel Kurul Başkanlığı görevinde başarılar diliyorum. Salgın sıkıntısı olmasaydı biz de yarın genel kurulda ülkemizi temsil edecek heyetimizin başında olacaktır. Salgın sebebiyle mesajımızı görüntülü olarak Türkiye saati ile 16.00'da inşallah yayına gireceğiz, mesajımızı tüm dünyaya ileteceğiz.
Bölgesel ve küresel meselelerde dünyanın en geniş tabanlı bu platformda salgın konuşulacak, tartışılacaktır. Türkiye olarak BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası platformlardaki haksız, adaletsiz, çarpık yapıyı 'dünya beşten büyüktür' diyerek eleştiriyoruz.
Mevcut yapının artık sürdürülemez olduğu gerçeği yaşanan hadiselerle kendini gösteriyoruz. Bu tespite mesafeli duranlar geldiğimiz noktada haklılığımızı tespit etmiştir. BM salgın sürecinde bir kez daha sınıfta kaldı. Salgının varlığını dahi ancak haftalar sonra kabul eden BM, gereken tedbirlerin alınması, ihtiyaçların karşılanması konusunda hiçbir varlık ortaya koyamadı. Türkiye 146 ülkeye tıbbi malzeme desteği verirken el uzatırken BM'nin böylesine çaresiz kalması tespitimizin doğruluğunu teyid etti. Medeniyetimizin mazluma ve mağdura yardıma tavsiyesi doğrultusunda bu faaliyetleri her alanda yürüten bir ülkeyiz. Türkiye böyle bir ülke. Sömürgeci ve soykırımcı geçmişe sahip olan batı kaşıkla verip kepçe ile alması hasebiyle Türkiye'nin bu hasbi anlayışını anlamakta zorlanıyor.
Tıpkı terörle mücadelede olduğu gibi bu dayanışmada da dünya örnek olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına saldırıyı önlemek için kaydadeğer adım atılmıyor olması bunun örneğidir. Salgın karşısındaki çaresizlikleri gelişmiş ülkelerin hazırlıksız yakalandıkları bir krizde kendilerine bile hayırlarının olmayacağını göstermiştir. Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de birkaç ülkenin çıkarını korumak uğruna tarihi gerçeklere, uluslararası anlaşmaları sırtlarını dönenlerin dünyaya söyleyecekleri sözü kalmaz.