Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığına bağlı, ilgili ve ilişkili kurum, kuruluşların 2023 yılı bütçeleri üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi için yorumlara dikkati çeken Oktay, Türkiye'nin 20 yıldır daha müreffeh yarınlar, daha güçlü Türkiye idealiyle başarı rotasında ilerlediğini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğindeki bu yolculuğun; gerektiğinde bedel ödeyen ama bağımsız politikalarını hayata geçirme konusunda asla taviz vermeyen büyük Türkiye yolculuğu olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin karar alma mekanizmalarını somut çıktılarla birleştiren, yönetimde eşgüdümü, acil durumlarda anında müdahaleyi kolaylaştıran, vatandaşların kamu hizmetlerine erişimini hızlandıran etkilerini her gün tecrübe ettiklerini ifade eden Oktay, yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında belirgin kuvvetler ayrılığını tesis eden yönetim sistemi sayesinde riskleri en iyi şekilde yönettiklerini vurguladı.
İddiaların aksine erkler arası denge ve denetim mekanizmalarının da net şekilde işlediğinin altını çizen Oktay, "Gücün, erklerin birinde toplanması hem sistemin yapısında hem de uygulamada mümkün değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemimizde tek adam değil, istişare vardır, katılımcı demokrasi vardır, hızlı ve etkin karar alma mekanizmaları vardır. Cumhurbaşkanımızı doğrudan millet seçmiştir ve egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle milleti gerçek anlamda egemen kılarak geleceğe yürüdüklerini belirten Oktay, şöyle devam etti:
"Türkiye Yüzyılı, yönetişimi güçlü, hızlı ve esnek yapıda bir Türkiye ile istikrarın ve liderliğin yüzyılı olacaktır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan işte bu güçlü yapının, güçlü lideridir. Haksızca eleştiri oklarınızı yönelttiğiniz o lider, 20 yılda Türkiye’ye çağ atlatan, her alanda devrim niteliğinde adımlar atmış bir büyük öncüdür. Siyasi hayatının başlangıcından bu yana, aziz milletimize gece gündüz çalışarak kazandırdıklarını saymakla bitiremeyiz.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, sadece geçtiğimiz birkaç haftada Artvin Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali, Hasankeyf-Gercüş Tüneli ve 2000 Köy Yaşam Merkezi'nin açılışını gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin otomobili Togg seri üretim bandından inmiştir ve TOGG Gemlik Kampüsü'nün açılışı gerçekleşmiştir. Şahlanma nerede diyordunuz ya, işte şahlanış çoktan gerçekleşmeye başladı ve devam ediyor. Her bir vatandaşımızın hakkını hukukunu koruyan, yüzünü ak eden, başını dik tutan çalışmalarıyla, ifade edildiği gibi bir Cumhurbaşkanı açığı asla bırakmadan, toplumun tüm kesimlerine hitap etmektedir."
Yereldeki mega hizmetlerle birlikte uluslararası alanda da tarih yazmaya devam ettiklerini dile getiren Oktay, Rusya-Ukrayna savaşının oluşturduğu etkilerle pek çok ülke ne yapacağını bilmezken iki ülke arasında çözümden yana müzakerelerin kimin girişimiyle başladığını sordu.
Oktay, dünyada gıda arz güvenliği tehlikeye düşmüşken, tahıl koridorunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimiyle açıldığını dile getirdi.
Fuat Oktay, yine benzer belirsizlikler yüzünden enerji arz güvenliği bölgesel bir sorun haline gelmişken, Avrupa kara kışı nasıl geçireceğini düşünürken, bir taraftan Türk dünyası, bir taraftan Rusya ile Türkiye'de enerji krizini önleyecek adımları kimin attığını sorarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yok sayıldıkça var olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı nezdinde gözlemci üye statüsü verilmesi için kim mücadele etti? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için savrulmadan bahsediyordunuz ya, biz her şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındayız. Dün olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türkü'nün refahı ve güçlenmesi, KKTC'nin geleceğe güvenle bakması için ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Otuz yıldır çözümsüzlüğe gark olmuş Dağlık Karabağ bölgesinin azat olması için can Azerbaycan’ın yanında her şeyi göze alarak kim durdu? Bizi Akdeniz'de neredeyse olta bile atamayacak duruma sokmaya çalışırlarken, Libya ile Mavi Vatan'da bir dostluk yolunu kim açtı? Mutabakat anlaşmasını kim imzaladı? Tabii ki milletin desteği ve kadrolarıyla birlikte Recep Tayyip Erdoğan. Bu başarılar, ülkemize duyulan güvenin de bir neticesidir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daima milletin hak ve menfaatlerinden yana tutum sergilediğine işaret eden Oktay, "Cumhurbaşkanımız, asla tek adam olmamıştır, olma niyeti de yoktur. Bir gerçek vardır o da Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir dünya lideridir. Herhangi bir ülkeyle temasımızı eleştirmeden önce bir dönüp Sayın Cumhurbaşkanımızın gösterdiği irade müktesebatına bakmanız elzemdir." dedi.
Ortadoğu'da son dönemde yaşanan jeopolitik dönüşümün bölge ülkelerinin yaklaşımlarına da yansıdığını belirten Oktay, şunları kaydetti:
"Ülkemizin bölge sathında yürüttüğü işbirliğini önceleyen tutum, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve İsrail'le ikili ilişkilerde de yeni bir döneme girilmesiyle neticelendi. Mısır'la da ilişkilerin normalleşmesine yönelik temaslarımız, iki tarafın ortak iradesi, müşterek menfaatleri ve karşılıklı saygı çerçevesinde sürmektedir. Ülkemizin, milletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa onu yaptık ve yapıyoruz. Nasıl ki Azerbaycan'ın vatan muharebesine en güçlü katkıyı verip sonrasında yine aynı şekilde bölgede istikrar için Ermenistan ile normalleşme sürecini Azerbaycan ile birlikte destekliyorsak, masada ve sahada hangi yol milletimizden yanaysa ona yönelmeye devam edeceğiz."
Para ve maliye politikaları üzerinde yoğunlaşan sorulara dikkati çeken Oktay, yatırımı, istihdamı, üretim, ihracat ve cari fazla hedefli büyümeyi önceleyen bir ekonomik modelle hareket ettiklerini anlattı.
Oktay, bu politika çerçevesinde cari işlemlerde kalıcı iyileşmenin yanı sıra dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi de sağlamanın temel amaçları olduğunu söyledi.
Enerji başta olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarında yaşanan olağanüstü artışların 2022 yılında cari dengeyi olumsuz etkilediğini, yılın 9 ayında cari açığın yaklaşık 38 milyar dolar olduğunu belirten Oktay, şöyle devam etti:
"Dünya Bankası verilerine göre 2022 Ocak-Ekim döneminde salgın öncesine kıyasla enerji emtia fiyatları endeksi yüzde 97, enerji dışı emtia fiyatları endeksi yüzde 50, tarım emtia fiyatları endeksi yüzde 43, ham petrol varil fiyatı yüzde 56, Avrupa'da doğalgaz fiyatları yüzde 792 ve kömür fiyatları yüzde 416 oranında artmıştır. Dış kaynaklı olan tarihi düzeydeki bu artışlar ithalat birim fiyatlarımızı ciddi ölçüde arttırmış, enerji ithalatımız ilk 10 ayda geçen yıla göre yüzde 118,4, yani 43,7 milyar dolar artmıştır. Nitekim, enerji fiyatlarındaki artışın öncülük ettiği söz konusu çevrimsel etkiler arındırıldığında, cari işlemler dengemizin son dört çeyrektir üst üste cari fazla verdiği görülmektedir. 2022 yılının ilk 3 ayı için tahmin edilen çevrimsel etkilerden arındırılmış cari fazla yaklaşık 16,4 milyar dolardır."
Cari açığı düşürmeye yönelik önemli yapısal adımları da sürdürdüklerini belirten Oktay, bu kapsamda orta-yüksek ve yüksek teknolojili üretimin payını uluslararası pazarlara entegre bir biçimde daha da artırmak amacıyla Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nın hayata geçirildiğini dile getirdi.
Gıda fiyatlarının, enerji, ham madde fiyatları, döviz kuru, girdi maliyetleri, arz ve talep gibi birçok faktör ve eğilimden etkilendiğine işaret eden Oktay, son dönemdeki gelişmelerin, üretici girdi ve lojistik maliyetlerinin önemli derecede yükselmesine sebep olduğunu söyledi.
Başta gübre, enerji ve yağlar olmak üzere, tarımsal girdi fiyatlarında küresel düzeyde yüksek artışların dikkat çektiğini belirten Oktay, Türkiye'nin de küresel fiyatlardaki bu artışlardan olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarını engellemek amacıyla "Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu" oluşturulduğunu hatırlatan Oktay, şunları aktardı:
"Kamunun yanı sıra tüketici ve özel sektör temsilcilerinin de yer aldığı Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, tedarik zincirinde serbest piyasa koşullarının sağlıklı ve düzenli işlemesine katkı sağlamayı ve tüketicilerimizi korumayı amaçlamaktadır. Ticaret Bakanlığımız tarafından başta gıda ve temel ihtiyaç maddeleri olmak üzere piyasadaki fiyat gelişmeleri yakinen takip edilmektedir. Fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızı enflasyonun altında ezdirmemek için gereken politikaları hızla uyguluyoruz."
En düşük devlet memuru aylığının, 2022 yılı Ekim ayı itibarıyla 9 bin 105 liraya yükseltildiğini anımsatan Oktay, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarında ise yüzde 78,6 oranında kümülatif artışlar yapıldığını kaydetti.
Türk lirasını daha cazip hale getirmek ve döviz kurlarındaki oynaklığı azaltmak amacıyla "Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesabı" (KKM) uygulaması başlatıldığını anımsatan Oktay, vergi indirimleri vasıtasıyla vatandaşların fiyat artışlarından en az düzeyde etkilenmesi amacıyla 2022 yılında 276,8 milyar lira vergi gelirinden vazgeçildiğine dikkati çekti.
Oktay, 1 Temmuz'dan geçerli olmak üzere asgari ücretin net 5 bin 500 lira olduğunu belirterek, 2021 yılına göre net asgari ücretin kümülatif artış oranının yaklaşık yüzde 95 olduğunu söyledi.
Tüm ücretlilerin asgari ücret düzeyine kadar olan gelirlerinin, gelir ve damga vergisi dışında bırakılarak tarihi bir adım atıldığını hatırlatan Oktay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yapılan yasal düzenlemeyle yalnızca işçiler değil, tüm çalışanlar kapsama alınmıştır. Böylece ücretlerin asgari ücrete kadar olan kısmı vergi dışı bırakılarak işçilerin net ücretlerinde çok önemli bir artış sağlanırken, istihdam, üretim ve yatırım da desteklenmiştir. Haziran 2023 sonuna kadar işverence işçiye elektrik, doğal gaz ve diğer ısınma giderlerine karşılık olmak üzere aylık 1000 liraya kadar yapılacak ek ödemeler, gelir vergisinden ve sigorta primi tutarından istisna tutulmuştur. Son iki kararını işçi ve işveren kesiminin oy birliği ile alan Asgari Ücret Komisyonu, 2023 yılı asgari ücretini belirlemek üzere çalışmalarına aralık ayında başlayacaktır. Asgari ücretin, toplumun tüm kesimleri bakımından memnuniyet sağlayacak bir düzeyde, işçi ve işveren taraflarının tam mutabakatıyla belirleneceğine inanmaktayız."
2023 yılında yapılacak güncellemelerde kullanılacak "Yeniden Değerleme Oranı"nın (YDO) açıklanması ile her yıl olduğu gibi bu yıl da vergi ve harç artışlarının gündeme geldiğini ifade eden Oktay, YDO'nun sadece vergi ve harçların artırılması için kullanılmadığının altını çizdi.
YDO'nun, vergi kanunlarında mükelleflere tanınmış istisna tutarları, vergi tarifeleri gibi birçok tutarın güncellemesinde de kullanıldığını aktaran Oktay, "Çalışanlarımızın yemek ve yol ücretleri istisnası, mesken kira geliri istisnası, kazancın tespitinde dikkate alınan otomobil kira ve amortisman giderleri, vergiye uyumlu mükelleflerimize sağlanan indirim tavanı, veraset ve intikal vergisindeki istisna tutarları gibi geniş yelpazede birçok istisna ve muafiyet tutarlarındaki yüksek oranlardaki artışlardan mükelleflerimiz olumlu olarak etkilenecektir." ifadelerini kullandı.
Bütçe görüşmelerinde "kadınların ekonomik hayata katılımına yönelik hükümetin çok yönlü çabalarının hakkını teslim etmeyen" eleştiriler yapıldığını anımsatan Oktay, şunları kaydetti:
"Bu konuda özellikle kadın istihdamının artırılması konusundaki çalışmalarımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Aldığımız tedbirler, hayata geçirilen yasal uygulamalar ve uyguladığımız teşviklerle kadınların iş gücüne katılımları ve kadın istihdamı alanında önemli gelişmelere tanıklık etmekteyiz. 2002 yılında yüzde 27,9 olan kadınların iş gücüne katılım oranı bugün yüzde 35,6'ya ve kadın istihdam oranı aynı dönem için yüzde 25,3'ten yüzde 30,8'e yükselmiştir. Halihazırda birçok farklı meslekte kadın çalışan oranının yüksek olması uyguladığımız politikaların en somut göstergesidir. Örnek vermek gerekirse, öğretmenlerin yüzde 57'si, 23 bin 268 hakimin yüzde 52'si kadındır. Kamu ve vakıf üniversitelerinde kadın öğretim görevlisi oranı yüzde 51'dir. Toplam kamu çalışanlarının yüzde 42'si kadındır. 73 kadın büyükelçimiz, 13 kadın başkonsolosumuz görevdedir. Hem kadın istihdamını korumayı hem de iş gücü piyasası dışında kalan kadınların iş gücü piyasasına girmesini amaçlayan önemli düzenlemeler gerçekleştirdik."
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde "Kadına şiddet insanlığa ihanettir" diyerek şiddetle mücadeledeki kararlılıklarını bir kez daha yinelediklerini hatırlatan Oktay, şu değerlendirmede bulundu:
"Biz, kadının güçlendirilmesi konusunu muhalefetin aksine bir polemik malzemesi olarak değil, medeniyetimizin bir gereği olarak, kadınlarımızı başımızın tacı bilerek ele alıyoruz. İstiklal Savaşımızın Nene Hatun'u, Halime Çavuş'u, Halide Edip Adıvar'ıdır kadınlarımız. Bizim, büyük ve güçlü Türkiye fotoğrafımızda en önde kadınlarımız vardır. Türkiye gelişirken, kalkınırken bu sürece en fazla katkıyı veren yine kadınlarımız olmuştur. Diyarbakır anneleri başta olmak üzere bir ananın gözyaşında biz acıyı gördüğümüz kadar vakarı, dik duruşu da görüyor, o gözyaşlarını dindirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Burada kadın haklarından dem vuranlar, teröre evladını kurban vermiş hangi ananın gözünden yaşları silebildiniz? Başörtüsü yüzünden ayrıştırılan kardeşlerimizin derdine derman olabildiniz mi? Ayrıştırmadan tüm kadınlarımızı savunabildiniz mi? Kız çocuklarını dağa kaçırıp terörist yetiştiren, kadın ve çocukları katleden, anaları ağlatanların kadına şiddetten bahsetmesi aslında abesle iştigaldir."
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde işçi, öğretmen, doktor, genç, yaşlı, inanç ve etnisite ayrımı yapmadan Türkiye'nin tüm kıymetli kadınlarına ve kadın haklarına sahip çıktıklarını vurgulayarak, "Kadınlarımızı pek çok yönden destekleyerek, Cumhuriyetin 100. yılına güçlü kadınlarımız ile yürüyeceğiz." dedi.
Görüşmelerde, "Türkiye'nin orman varlığının azaldığına yönelik" bazı eleştiriler yapıldığını hatırlatan Oktay, ormanları sadece korumakla kalmayıp, toprakları yeni fidanlarla buluşturmak için yoğun çaba sarf ettiklerini vurguladı.
Son 20 yılda 5,7 milyon hektar alanda 5,9 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını aktaran Oktay, şunları ifade etti:
"Ağaçlandırma çalışmalarımızla 500 milyon ton olan erozyonla taşınan toprak miktarını 154 milyon tona düşürdük. Aynı zamanda, iklim değişikliğinin etkilerine karşı karbon yutak alanı olan ormanlarımızı 20,8 milyon hektardan 2021'de 23,1 milyon hektara ulaştırdık; bu alan, ülke yüzölçümünün yüzde 29,6'sına tekabül etmektedir. En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da ilk, dünyada 4. sıradaki yerimizi koruyoruz. Bu yılki 11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü etkinliklerimizi 'Türkiye Yüzyılına Nefes Teması' ile gerçekleştirdik. Ülkemizin orman alanını ve ağaç servetini çoğaltmak, biyolojik çeşitliliği geliştirmek ve tabiatı korumak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Ormanları yakanları koruyanların bize ağaç ve ormanla ilgili söz söylemesi de yine abesle iştigaldir."
Oktay, "Hem parti genel başkanlığı hem Cumhurbaşkanlığının aynı kişide olması bütçe hakkına aykırıdır. Denge, denetim yok" eleştirileri üzerine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olduğunu, parlamenter sistemde nasıl yürütmeye yön veren başbakan partiliyse, yeni sistemde de yürütmeye yön veren kişinin partili olmasında büyük bir fark olmadığını, bunun bütçe hakkıyla da ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Resmi Gazete'ye bakıldığında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanunların, Danıştay tarafından iptal edilen idari işlemlerin görülebileceğini ifade eden Oktay, "Yüce Meclisimiz Anayasa'ya göre kanunlar çıkarabilmekte, dolayısıyla bir çerçeve, yani sınır çizebilmektedir. Bunların hepsi denge ve denetimdir." dedi.
Oktay, 16 Nisan'daki Anayasa değişikliğinin rejimle hiçbir ilgisinin olmadığının altını çizerek, değişenin yasama ve yürütme ilişkileri olduğunu anlattı.
Fuat Oktay, bir soru üzerine, devlet teşkilatı içerisinde yer alan kurum ve kuruluşların merkez, taşra ve yurt dışı teşkilat birimlerinin elektronik ortamda tanımlanmasına ve paylaşılmasına yönelik çalışmalar kapsamında, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından Devlet Teşkilatı Merkezi Kayıt Sistemi'nin kullanıma sunulduğunu aktararak, yeni kurulan, kaldırılan veya değişikliğe tabi tutulan tüm kurum ve kuruluşların bu sistemde sürekli güncellendiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, "Üst düzey bürokratların görevden alınmasıyla ilgili" bir soruya şu karşılığı verdi:
"Yeni hükümet sistemi, yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanına kendi üst yönetim ekibiyle çalışma imkanı vermektedir. Esas itibarıyla da bir sonraki Cumhurbaşkanının kendi ekibiyle çalışabilmesini garanti eder bu uygulama. Yeni Cumhurbaşkanı veya yeni idare atama yönünde bir irade ve inisiyatif kullanıncaya kadar da bürokratların görevleri devam edeceğinden yönetimde bir zafiyet veya boşluk oluşması söz konusu değildir."
Görüşmelerde, bir milletvekilinin, "Türkiye Yüzyılı'nın öznesinde hata olduğu" söylediğini hatırlatan Oktay, "Altılı masanın biz, nokta, virgül, punto konusunda uzmanlaşmaya çalıştığını, ancak vizyon ve içerik konularında hiçbir derinliklerinin bulunmadığını çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla onun için Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu anlamanızı zaten beklemiyoruz. Siz, noktası, virgülüyle oyalanmaya devam edebilirsiniz." ifadelerini kullandı.
Oktay, bir soru üzerine, 2023 yılında yapılacak güncellemede kullanılacak Yeniden Değerleme Oranı'nın 122,93 olarak ilan edildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Ancak mevzuatımız, hesaplanan Yeniden Değerleme Oranı'nın ilan edilmesi safhasında Sayın Cumhurbaşkanımıza, hesaplanan orandan farklı bir oran ilan etme hususunda bir yetki vermemektedir. Bu husus kanun ile belirlenmektedir. Bu konuya yönelik bazı kanunlarda Cumhurbaşkanımıza, ilan edilen Yeniden Değerleme Oranı'na göre hesaplanan tutarların farklı şekilde uygulanabilmesi hususunda yetkiler verilmiştir. Dolayısıyla zamanı geldiğinde kamu mali disiplini de dikkate alınarak, Sayın Cumhurbaşkanımıza verilen yetkiler çerçevesinde Cumhurbaşkanımızca ve teknik anlamda Hazine ve Maliye Bakanlığımızla bu hususlar değerlendirilecek, kamuoyuna açıklanacaktır."
"Cumhurbaşkanlığının kaç uçağının olduğu" sorusu yöneltilen Oktay, "Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı envanterine kayıtlı 8 uçak mevcuttur. Bu bir sır değildir. Bu uçaklar, Sayın Cumhurbaşkanımızın, tüm Kabine Üyelerinin ve üst devlet görevlilerinin önemli işlerinde kullanılmaktadır. Yani sadece devlet işlerinde kullanılmaktadır." diye konuştu.
Oktay, "Politika Kurullarına yapılan ödemeler" ile ilgili soruya, "Politika Kurulları 1 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 35. maddesinde düzenlenmiştir ve bugüne kadar burada görevli arkadaşların hiçbirisine herhangi bir ödeme yapılmamıştır." cevabını verdi.
Oktay, soru önergelerine verilen yanıtlara ilişkin şu bilgileri paylaştı:
"Yazılı soru önergelerine cevap verme oranımız bizim yüzde 73,21. Yani yaklaşık 9 bin soru önergesi yöneltilmiştir Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığına, biz bunun yüzde 73,21'ine cevap vermiş durumdayız. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız yüzde 100'üne cevap vermiş durumda. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yüzde 84, Çevre ve Şehircilik yüzde 95, Dışişleri yüzde 94, Gençlik ve Spor Bakanlığı yüzde 95, Hazine yüzde 83, Milli Savunma yüzde 93, İçişleri ile Ulaştırma yüzde 96, Ticaret Bakanlığı yüzde 82, Tarım Bakanlığı yüzde 82. Hükümet olarak da ortalamamız yaklaşık yüzde 66'dır."
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgili soru üzerine Oktay, MİT Başkanlığının doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olduğunu, bunun internet sitesinde açıkça yer aldığını söyledi.
Oktay, MİT'in tüm eylem emareleri ve saldırılarına dair teknik ve saha istihbaratı tespitlerini hızla ilgili birimlerle paylaşarak birçok eylemin önlenmesine katkı sağladığını vurguladı.
Fuat Oktay, Hablemitoğlu cinayetiyle ilgili Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'nun ifade vermesinin engellendiği iddialarının doğru olmadığını, Mumcuoğlu'nun MİT ile bir ilişkisinin bulunmadığını kaydetti.
MİT Başkanlığı görev ve faaliyetlerinin kanun ile belirlendiğini anımsatan Oktay, devletin kanunla belirlenen çerçeve dışında faaliyet yürütmesinin söz konusu olamayacağının altını çizdi.
Oktay, her bir vatandaşın can güvenliğini tesis etmek üzere tüm güvenlik birimlerinin canla başla çalıştığını söyledi.
"Milli Güvenlik Kurulu'na yönelik" eleştiriler üzerine Oktay, şunları dile getirdi:
"Milli Güvenlik Kurulu 1961 Anayasası ile Anayasal bir kuruluş olma özelliği kazanmıştır. Dünyada ABD, Almanya, Fransa gibi pek çok demokratik ülkede anayasa veya yasalarla teşkil edilmiş Milli Güvenlik Konseyi ve benzeri kuruluşlar mevcuttur. Özetle, demokratik ülkelerde Milli Güvenlik Kurulu benzeri kuruluşlar, demokratik toplum düzeninin korunmasında önemli katkılarda bulunmaktadır."
Oktay, 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2021 yılı Kesin Hesap Kanunu Tekliflerinin Türkiye'ye ve millete hayırlı olmasını diledi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, söz alarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın konuşmasında milletvekillerinin soru önergelerinin süresi içinde yanıtlama oranını söylemediğini belirterek, süresi içinde soru önergelerini yanıtlama oranının, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın yüzde 4,8, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yüzde 2,7, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yüzde 1,2 olduğunu aktardı.
Özgür Özel ayrıca, "Siz, konumunuz gereği bu heyete saygılı olmak durumundasınız. 'Altılı masa noktayla, virgülle uğraşıyor.' Ya sizin ne haddinize. Burada Cumhur İttifakı'nın bilmem ne toplantısını eleştiren var mı?" diye konuştu.
Özel'in "Siz burada ya birilerinden rol çalma peşindesiniz ya kameraları karşısında münhasıran bulmanın, tırnak içinde söylüyorum, siyasi şımarıklığı içindesiniz." sözleri üzerine tartışma yaşandı. Özel, "Bu özensiz dilinizi kınıyoruz. Dua edin Genel Kurul salonundaki gibi sizi salondan çıkarttırmayım." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay ise söz alarak şunları söyledi:
"Biz, yürütme olarak Komisyonunuza da Meclis'e de son derece saygılıyız. Kullandığımız dile de son derece dikkat ediyoruz. Sabahtan beri tüm eleştirileri dinliyoruz. Hep böyle oluyor zaten, akşama kadar konuşulup neler konuşulduğu unutulduğu için cevap verildiğinde ağırlarına gidiyor. 'Siyasi şımarıklık' sözünü aynen iade ediyorum. Ben eğer sana saygılıysam sen de yürütmeye, Cumhurbaşkanı Yardımcısına saygılı olmak zorundasın."
Komisyondaki görüşmelerin tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı 2023 yılı bütçesinin yanı sıra Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığının 2023 yılı bütçeleri kabul edildi. (AA)