HABER

Son dakika! Danıştay'dan CHP'ye ret

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

CHP, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) sonuçları kesinleştirmesi işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay'da dava açmıştı. Danıştay, CHP'nin referandumla ilgili talebine "Karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi" şeklinde cevap verdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün genel merkezde yaptığı açıklamada, "AYM Başkanı bu halk oylamasının şaibeli olduğunu, AYM'nin 55. kuruluş yıl dönümünde gayet açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum" demişti.

Danıştay, CHP'nin referandum sonuçlarına yönelik yaptığı başvuruyu reddetti.

CHP, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 16 Nisan'da yapılan anayasa değişikliği referandumunda, mühürsüz oy pusulası ve zarfların geçerli olduğuna yönelik kararına itiraz etmişti.

CHP'nin başvurusu YSK tarafından reddedilmişti. CHP ardından Danıştay'a YSK kararının denetimi için başvuruda bulunmuştu.

Yüksek mahkeme, anamuhalefet partisinin itirazını bugün karara bağladı. YSK'nın kararının idari bir işlem olmadığını belirten Danıştay'ın açıklamasında, "Karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi" denildi.

Karar oy çokluğuyla reddedildi.

KILIÇDAROĞLU: ÇALINAN OYLAR DEĞİL, YSK

Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında CHP Genel Merkezinde toplandı. Toplantı açılışında konuşan Kılıçdaroğlu, YSK'yı sert sözlerle eleştirmişti.

İşte CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları:

Seçimlerin yargı yönetimi altında yapılır dediği için Danıştay'a gittik. YSK'nın varlık görevi adaletli bir seçimi sağlamaktır.

YSK, yönetim görevini yaparken yasaların açık hükmünü çiğnedi.

Üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu mühürü bulunmayan zarflar geçersiz sayılır diyor kanun. Mühürsüzse geçersiz sayacaksın, bu kadar açık. Bu hükme rağmen neden mühürsüz zarflar geçerli kabul edildi. Bunun cevabını henüz almış değiliz.

Arkasında sandık mühürü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir diyor. Anlaşılmayan bir madde mi, hayır. Geçersizdir diyor. Hangi gerekçe ile mühürsüz zarflar, mühürsüz oy pusulaları kabul edildi.

Burada sandıklar açılıp, bazıları sonuçlandıktan sonra AK Parti'nin YSK'daki başvurusu üzerine acele toplanıyorlar, geçersiz sayılması gereken bütün oyları geçerli sayıyorlar.

"AYM BAŞKANI REFERANDUMUN ŞAİBELİ OLDUĞUNU AÇIK BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR"

AYM'nin 55. yıldönümü kuruluşu dolayısıyla törene katıldık. AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın bugünkü konuşmasından;

Anayasa koyucunun, lafzı anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek esasen mahkeme ile anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir.

Bunun da yargısal aktivizm ve meşruiyet tartışmasına yol açacağız her türlü izahtan varestedir.

AYM Başkanı bu halk oylamasının şaibeli olduğunu, AYM'nin 55. kuruluş yıl dönümünde gayet açık bir şekilde ortaya koymuştur. Kendisine yürekten teşekkür ediyorum. Bunu söyleyen sıradan bir hakim de değildir. Bunu söyleyen Anayasa Mahkemesi'nin başkanıdır.

Hakim güç karşısında boyun eğmez. Hakim egemenlerin himayesinde çay toplamaya gitmez. Hakimlik mesleğine de gölge düşürdüler. Bırakınız, referandumu şaibeli haline getirmeyi, yargıçlık, hakimlik mesleğine gölge düşürdüler.

Cübbe giymelerini de doğru bulmuyorum. Siyasete girebilirler. 'Ben siyasetçi değilim, cevap vermem' diyor. Sen artık bir siyasetçisin. Gayrı meşru halk oylamasının tek sorumlusu sensin.

Sandıklarda oy hırsızlığı olmadı, kimsenin oyu çalınmadı ama geriye dönüp bir baktık ki Yüksek Seçim Kurulu çalınmış. Çalınan oylar değil, Yüksek Seçim Kurulu'dur. İradesi çalınmıştır.

"YSK'DAKİ HAKİMLERDE VİCDAN OLMADIĞI İÇİN..."

YSK'daki hakimlerde vicdan olmadığı için, onlar ahlak yoksunu olduğu için onlara soymuyorum ben. Bütün vatandaşlarıma soruyorum; Bunların hakkını kim koruyacak? 'Konuşmayın, kabul edin' diyorlar.

'Evet' oyu kullanan vatandaşlarımız da rahatsızlar. Onlar da huzur içinde değiller. Adaletli bir seçimin olmasını 'Hayır' oyu kullanan da 'Evet' oyu kullanan da ister. Anayasa'nın 67. maddesine göre seçimlerin adaletli yapması gereken bir kurum adaletsiz bir sürece imza atmışsa onun vereceği bir hesap vardır. Hiçbir kurumun imtiyazı ve ayrıcalığı yoktur.

Bir toplumsal uzlaşma belgesi değil, bir toplumsal ayrışma belgesi olarak hepimizin gündeminde duruyor. O akşam yaptığım açıklamada söylemiştim. 'Bir toplumsal uzlaşmaya Türkiye'nin ihtiyacı vardır' diye. Bu anayasa değişikliği ile Türkiye Cumhuriyeti yönetilemez. Önümüzdeki günlerde bunun çok somut sonuçlarını göreceğiz.

Hem OHAL koşulları olacak, hem haksız bir şekilde referandum olacak, YSK'ya operasyon yapacaksınız, kanunsuz kararlara dayanarak anayasa değişikliğini meşru sayacaksınız. Dünyanın hangi demokrasisinde bu anayasa değişikliği meşru görünür.

Hepimizin oturup düşünmesi lazım, bu ülke hepimizin.

En Çok Aranan Haberler