Cumhuriyet Savcısı Adem Güney tarafından hazırlanan iddianamede, Ali Demir'in ÖSYM Başkanı olarak görev yaptığı 2010-2015 yılları arasında ÖSYM'nin kozmik odası olarak bilinen soruların hazırlandığı birime alınan kişilerin tamamının FETÖ üyesi olduğu belirtildi.
İddianamede, ÖSYM’de yaklaşık bir yıldır sürdürülen inceleme sonrası hazırlanan bilirkişi raporuna da yer verildi. Raporda, söz konusu yıllarda kurum tarafından düzenlenen tüm sınavlara ilişkin soruların, soru havuzundan çekilip matbaaya gönderilmek üzere ‘sır cihazı’ adı verilen kriptolu belleğe yüklendiği sırada ÖSYM'nin bilgisayarlarına kurulan ‘ProNMS’ ve ‘Lumension’ adlı programlar vasıtasıyla arka plana kaydedildiği belirtildi. Bilgisayarların arka planına yüklenen soruların, kurumda görevli örgüt mensupları tarafından FETÖ'nün ÖSYM'den sorumlu imamı Bekir Şimşek'e ulaştırıldığı, soruların Şimşek vasıtasıyla örgüt mensuplarına ulaştırıldığı kaydedildi. Raporda, soruşturmaların başlatılmasıyla birlikte örgüt mensuplarının ÖSYM'deki bilgisayarlara geri dönülemeyecek şekilde 35 kez format attığı, buna rağmen bazı bilgisayarlarda sınav sorularını kaydeden programlara ilişkin kalıntılar bulunduğu belirtildi.
İddianamede, 2012 KPSS'de gözetmen öğretmen S.Ö.’nün bir öğrenciyi cevap anahtarı ile birlikte yakaladığı, olayın duyulması sonrası Ali Demir’in önce okula, sınavdan sonra da öğretmen S.Ö.’nün evine gittiği belirtildi. Öğretmenin ifadesinde Ali Demir’in, "Bunlar münferit olaylar aman kimse duymasın" dediği aktarıldı. Olayla ilgili soruşturmanın da emniyetteki örgüt mensupları tarafından kapatıldığı belirtildi.
İddianamede, soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra ev hapsi cezası verilen ardından bu cezası da nöbetçi sulh ceza hakimliğince kaldırılarak serbest bırakılan Ali Demir’in ifadelerine de yer verildi. İfadesinde suçlamaları kabul etmeyen Demir, örgütle ilişkisinin olmadığını savunurken, ÖSYM'nin kendi döneminde kurumsal bir kimliğe kavuştuğunu söyledi. Kendi döneminde sınav güvenliğine ilişkin de ekstra tedbirler aldıklarını öne süren Demir, ‘ProNMS’ ve ‘Lumension’ adlı programların TÜBİTAK'ın onayıyla alındığını, personel alımlarının ise istihbarattan bilgi alındıktan sonra gerçekleştirildiğini belirtti.
ÖSYM’nin kozmik odası olarak bilinen Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Başkanlığı Sistem Yöneticiliği ile Bilgi Geliştirme ve Yönetimi Daire Başkanlığı’nda çalışan itirafçıların beyanlarında soruların nasıl çalındığı ayrıntılı bir şekilde ortaya çıktı. Kozmik odada bilişim uzmanı olarak çalışan itirafçı M.E.A., kurumda 3.5 yıl çalıştığını belirterek, "Göreve başladıktan yaklaşık 1 yıl sonra 2014 yılında S.S. bana sınav sorularını bağlı bulunduğumuz Fetullah Gülen cemaatine vermek üzere bir tane sanal sunucu kurmamı istedi. Ben de bunun üzerine WSUS isminde bir sanal sunucu kurdum. Bu sistim sayesinden sınav sorularının sır cihazına (basıma götürülmek için yüklenilen cihaz) yüklendiği sırada dosyaların ProNMS aracılığıyla bir kopyasının da WSUS isimli sanal sunucunun içerisine atılmasını sağlamak idi. Bu programların yazılımlarını K.K. adlı kişi yapıyordu. Bu kişinin güncelleme sırasında soruların kopyasının alınmasını sağlamak için de güncelleme yaptığını biliyorum. Kopyası alınan soruları S.S. CD’ye yükleyerek dışarı çıkartıyordu. Ben bu tür işlemleri bildiğim halde korkumdan dolayı ses çıkaramıyordum. Hangi sınavların soruları bu yöntemle çalındı bilmiyorum ancak; tüm sınavlarda çalındığını tahmin ediyorum" dedi.
Soruşturma aşamasında halen ÖSYM Bilgi Güvenliği ve Yönetim Daire Başkanlığı’nda çalışan ve kendi isteğiyle itirafçı olan İ.P., ise sınav sorularından son anda yapılan değişikliklerin bile örgüt üyelerinin eline geçtiğini, bunun da soruların son aşamasında çalındığını ortaya koyduğunu belirterek, "Soru yüklemenin son aşaması olan sır cihazına soru aktarımı sırasında, soru yazarlarının akıllı kartlarına şifrelenmiş olan soruları içeren dosyaların şifrelerinin çözülme aşamasında sunucu üzerine yapılan yedekleme konfigürasyonu veya program parçacığı ile sistemi yöneten kişilerin soruları istedikleri başka yere atması şeklinde oluyordu. Zaten bu işleme yapan kişilerin tamamı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kurumla ilişiği kesilen kişilerdi. Soruları çalan kişilerin de S.S., M.E.A., ve S.S.K. olduğunu düşünüyorum" şeklinde ifadeleri iddianamede yer aldı.
İddianame Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Ali Demir, ‘silahlı terör örgütü üyeliği’ ve 'zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma’ suçlarından 18 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılanacak. Öte yandan Ali Demir hakkında Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce de bir davanın sürdüğü belirtilen iddianamede, davaları birleştirilip birleştirilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirine bırakıldığı belirtildi.
(DHA)