Son dakika haberleri: Fenerbahçe, Trendyol Süper Lig'in ilk haftasında Gaziantep FK ile kozlarını paylaştı. Kadıköy'de oynanan maçın ilk 20 dakikasında Edin Dzeko'nun attığı şık gollerle 2-0 öne geçen sarı - lacivertliler, 23. dakikada Maxim'in oyundan atılmasıyla iyice rahatlamıştı. Devrenin bitimine kısa bir süre kala Arda Kızıldağ ile farkı 1'e indiren Gaziantep FK ise maça tutunmuştu.
Sarı - lacivertliler, maç sonuna kadar skoru korumayı bildi ve sezona 3 puanlı bir başlangıç yapmış oldu. Fenerbahçe'de kaleci Altay Bayındır ise yediği gol ve maç içi performansı nedeniyle eleştirilmişti.
Spor yazarları da karşılaşmanın ardından Fenerbahçe'nin oyununa dair çarpıcı yorumlarda bulundu.
İşte yazarların köşelerindeki ifadeleri;
SERDAR ALİ ÇELİKLER/HABERTÜRK: "Fenerbahçe maçı kazandı. Ama Maribor maçı da bu maç da gösterdi ki takımın oyunu yeterli değil. "Daha iyi olacağız" demenin bir manası yok. Takımın oyun stratejisinin daha iyi belirlenmesi şart. Sadece transfere bakmamak lazım. Oyun mantalitesi akışkan ve planlı olmak zorunda. Hücum çalışmaları, misal duran top setleri yapılmamış. 3. hafta sonrasındaki milli arada iyi ama çok iyi çalışılmalı. Maribor maçında da akabindeki Samsun deplasmanı düşünülerek rotasyon yapılmalı. Özetle; Kaleci - 6 numara tamam da yanı sıra lider stoper ve bir skorer daha alınmalı. İsmail Kartal, artık duygusallığı ve bazı oyunculara takıntısını bırakmalı. Dzeko ve Tadic perşembe-pazar mesaisinde dinlendirilmeli. Hepsinden öte ilk milli arada strateji - hücum planı ve duran top setleri çalışılmalı. Son sözüm İsmail Hoca'ya.. Her maç böyle tıknefes olursa oyuncularının bazıları ıslıklanır. Akıcı ve süreklilik arz eden futbol, oyuncularınıza karşı da sorumluluğunuzdur. Son 6 dakikada 10 kişilik Antep'e ecel terleri dökmek İsmail Kartal'a yazar..."
ERMAN TOROĞLU/SABAH: "Gaziantep 10 kişi kaldıktan sonra rakip bozulacağına Fenerbahçe bozuldu! Rakip 10 kişi kalmış, çok daha rahat oynayabilirsin. Gerekli işleri yapamadılar. Pozisyona giriyorlar ama gol pozisyonlarını da rahat veriyorlar. Sarılacivertiler ilk yarıda zaman zaman iyi pres yaptı o vakit de rakip topları uzun oynadı ve çoğu topu kaparak tekrar hücuma kalktılar. Zaten o sırada F.Bahçe iyi oynuyor gözüktü. Sonra bu presi yapamayınca rakip iyi top çevirdi. Gaziantep 10 kişi olmasına rağmen daha rahat futbol oynamaya başladı. Maxim bir pozisyona itiraz etti. Hakem yanlış karar verebilir, sonra uzatıp sarıdan kırmızı kartı gösterdi. O zaman insanın kafası karışıyor. Acaba Maxim, Gaziantep'ten ayrılmak mı istiyor? Böyle bir pozisyonda takımını 10 kişi bırakmak kabul edilemez. F.Bahçe'de iyi oyuncular var ama daha tam bir takım havasını gösteremiyorlar. Zamana ihtiyaçları var. Diyorlar ki Galatasaray ve Fenerbahçe çok transfer yaptı, ligi açık ara forse eder. Böyle oynarlarsa edemezler..."
AHMET ÇAKAR/SABAH: "Kırmızı karttan sonra herhalde dünya üzerinde yaşayan tüm futbolseverler, maçın 4'e, 5'e hatta 6'ya gidebileceğini öngörmüşlerdir. Fakat ne olduysa rakip 10 kişi kaldıktan sonra oldu. Fenerbahçe, oynayamamaya başladı. Aslında top Fenerbahçe'de ama üretemeyen bir Fenerbahçe. Bir de devre biterken Oosterwolde'nin gereksiz bir faulü, bu faulden doğan serbest vuruşta da tekrar nükseden Fenerbahçe'nin kolay gol yeme hastalığı. Yan topta Gaziantep'li futbolcu arkada bomboş kaldı, Altay da topla birlikte içeri girdi. Aslında şampiyonluğa oynayan Fenerbahçe'nin kalecisi, bu topu kurtarmalıydı. İkinci yarı 1-2 yüzde 100 pozisyon dışında Fenerbahçe'nin oyunda yine ağırlığı yok. Sonuçta Fenerbahçe, müthiş bir farkla kazanabileceği maçı tek farkla zar zor kazanabildi. Son saniyede Gaziantep'in penaltı beklediği pozisyon penaltı değil. Fenerbahçeli oyuncu, topu kendi kalesinden orta sahaya doğru uzaklaştırmak isterken top, önündeki Fenerbahçeli'nin eline çarptı. Devam kararı doğru."
İLKER YAĞCIOĞLU/TAKVİM: "24. dakikada Maxim'in atılması oyunun gidişatını etkiledi. Fenerbahçeli oyuncular, ister istemez 'Maç bitti' havasına girdiler. Tempoyu fazla yükseltmeden maçı bitirdiler. Oyunun ilk bölümünde Tadic ve Szymanski'nin asistleri Dzeko'nun bitiriciliği göz doldurdu. Osayi'nin sakatlanması da oyunu olumsuz faktörlerden biriydi. Ferdi sağa geçince Tadic ile olan ilişkisi bozuldu. Fenerbahçe'nin iki kanadı da zarar görmüş oldu. Sonuçta ligin ilk haftaları oyunun değil skorun önemli olduğu haftalardır. Fred'in ve Cengiz'in de kadroya girmesiyle beklentileri karşılayacak bir kadro önümüzde duruyor. Sıkışık fikstür her oyuncunun şans bulmasını sağlayacak. Fiziksel olarak da oyuncuların daha çabuk toparlamasını sağlayacak.
Kısaca İsmail Kartal'ın ideal 11'ini görmek için milli maçlar için verilecek arayı beklemek gerekir. O zaman çok daha tempolu çok daha hızlı oynayan ve çok daha iyi oynayan bir Fenerbahçe izleyebiliriz."
GÜRCAN BİLGİÇ/SABAH: "İsmail hoca iki sekiz numara 'Szymanski-Mert Hakan) oynayarak daha darbeli ön taraf istedi. Dzeko da katıldı onlara, Tadic'in kulvarı da açıldı, kanatlar da pasları rakip kaleye yüzü dönük buldu. VAR kararıyla (doğruydu) geri alınan penaltı sonrasında Antep duran topla farkı bire indirdi. Birkaç dakika sonra ise Tadic'in vuruşunda defans topu gol çizgisinden çıkardı. Maçın psikolojisi değişti bir anda. Fenerbahçe'nin 'kazanırız' mesajını veren vücut dili, 'maç böyle bitsin' tercümesine düştü. Yine penaltı kazandılar, Tadic kaçırdı. Aslında Batuhan kurtardı. Maribor maçında da kaleciye bakmamıştı Tadic, bu kez de. Köşe seçti, bu sefer şansı yaver gitmedi. Dzeko'nun farkını bu noktada gördük. Tribünlerin kesilen sesini tekrar açtı kollarıyla. "Hadi" dedi, "beraber koşalım…" Bu ne işe yaradı. Abdülkadir Bitigen'in faul tercihlerindeki takdir hakkına balans ayarı yaptılar. 10 kişi kalan Gaziantep'in direnişi, vazgeçmemesi, her denemeyi yapması da takdir edilmeli. Maxim'in sorumsuzluğu, bu takımı ve inancı "sabote etti" desek, yanlış olmaz. Teknik direktör İsmail Kartal'ın ilk üç değişikliği de sakatlıktan oldu."
ERCAN GÜVEN/MİLLİYET: "Daha 18 dakika içinde biri Tadic diğeri Szymanski destekli iki seyirlik Dzeko golüyle adeta şov yapan Fenerbahçe, Gaziantep 10 kişi kaldıktan sonra oyunu rölantiye aldı, adeta bilerek soğuttu. Mücadeleyi bıraktı. Sıcaktan mı, rakibe mi üzüldü, “zaten kazandım” mı dedi bilinmez; Fenerbahçe takımı langırt masasındaki futbolcular gibi sadece iki yöne hareketli yarı sabit hale geldi uzun süre. Dzeko bile peynir ekmek gibi goller kaçırmaya başladı. Tadic durdu. Maçın sonuna kadar çok aradılar sonra o kaybettikleri dakikaları. İlk yarı bitmek üzereyken önce Fenerbahçe’nin hakem tarafından verilip ekranda izlendikten sonra iptal edilen “gri” bir penaltısı vardı. Ama devre bitmeden asıl sürpriz geldi: Gradel’in kullandığı serbest vuruşu Arda’nın kaleye göndermesi ve Altay’ın içeri tokatlayıp skorun 2-1 yapması, futbolun “travma yaşamış zayıf rakip, eksik bile olsa, sen oynamadığında kalende gol görmen sürpriz değildir” uyarısıydı. Tuhaf maçın 23. dakikasında Gaziantep eksilmiş ama direncini kaybetmemiş, Fenerbahçe’nin ise anlaşılmaz bir şekilde temposu, organizasyonu, kazanma arzusu, uçup gitmişti. Geriye bir tek üç puan kaldı açılışta kazanılmış.
Ne denir Fenerbahçe’ye?.. Eh işte!.."
ÖMER ÜRÜNDÜL/SABAH: "Goller kaçtı, penaltı kaçtı ama 3. gol gelmediği sürece Gaziantep'in direnci devam ediyordu. Nitekim son dakikalarda hem taraftarı hem Fenerbahçeli futbolcuları stres bastı. Birkaç tehlike kokan Gaziantep girişimleri oldu. Sonuçta 3 puan kazanıldı. Tabii ki ilk maçlar her zaman enteresan oluyor. Ama ben her şeye rağmen Fenerbahçe'de olumlu bir ışık gördüm. Öncelikle anladım ki İsmail Kartal kafasında bir kadro planlaması yapmış. Taşlarla gereksiz oynamayacağı görülüyor. Oyuncuların görev yeri dağıtımları doğru tercihler. Tadic takımın adeta saha içi yönetmeni. Dzeko'nun kalitesi belli, hem golcü hem de gerektiğinde orta sahanın içine girip sistemi işleten bir yapısı var. Szymanski de zaten Feyenoord'dan tanıdığımız iyi bir kumaş. Bu takımın içine Fred ve Cengiz girecek. O zaman daha da güçlü bir takım oluşacaktır. Fenerbahçe'nin bu seneki kadrosu kapalı savunmalara karşı set oyununda da üretkenlik sağlayabilecek nitelikte. İsmail Kartal'a tavsiyem, idman dozajını kesinlikle gevşetmesin. Çünkü ülkemize gelen yabancı futbolcuların yüzde 90'ı fiziki düşüş yaşıyorlar."
BÜLENT TİMURLENK/SABAH: "Geçen sezonun ilk maçında Ümraniye karşısında dörtlü oynadığında sorun diziliş değil oyuncu kalitesiydi. Yıldız sahada değil kenardaki teknik adam Jesus idi. O kadronun iki hafta sonra üçlü defansla ligin iyi takımlarından Adana Demirspor'a 4 gol attığını hatırlayıp, o günlerin kadrosundan dün gecenin 11'ine sadece Altay ve Ferdi'nin gelebildiğinin de altını ben çizeyim. Altay'ın da kaleyi kaybedeceği düşünülürse farkı ortaya koyması gerekenler yıldızlardı. Dün ikisi sahada, ikisi tribündeydi. Cengiz ve Fred tribünleri selamladılar, Dzeko ve Tadic de ilk 20 dakikadaki tabelaya etkileriyle farka gidecek bir maç havası yarattılar. Ne oldu da peki oyun son dakikaya bıçak sırtı 2-1 ile girdi? Pasla çıkan ve Dzeko'nun da derine gelmesiyle sağlam pres yiyen Gaziantep uzun vurmaya başladı. Osayi sakatlandığında Tadic ile Ferdi iş birliği sona erdi. Maxim'in ihaneti elbette ki ev sahibinin işini kolaylaştırmıştı ama Altay yine basit gol yedi. İsmail Kartal, 10 kişi kalan rakibi karşısında Batshuayi hamlesini 46'da yapabilirdi tabii Mert Hakan sakatlanmadıysa. İkinci yarıdaki oyunda Oosterwolde'nin pozisyon bilgisinin eksikliği kadar Tadic'in sanırım Kartal'ın verdiği özgürlüğün defoları vardı. Tadic tecrübesinde bir ismin saha liderliğine soyunması beklenen bir durum ama son 20'de kendini göbeğe atarken arkasındaki genç sol bekle de bağlantısı koptu. F.Bahçe, Cengiz ve Fred ile bir başka takım olacak."
RIDVAN DİLMEN/TV 8,5: "Altay'ın bu psikolojiyle sezonu bitirmesi çok zor. Livakovic tartışmasız alınmalı. Gergin bir camiayı yönetiyorsunuz, onun için Fenerbahçe'nin kaleci ve 4-2-3-1 oynayacaksınız birinci sınıf 6 numara alması gerektiğini düşünüyorum"