Son dakika haberi: İçişleri Bakanlığı'dan İBB'nin de dahil olduğu bazı belediyeler hakkındaki terör soruşturmasına ilişkin yapılan açıklamada soruşturmanın 6 Aralık'ta tamamlandığı açıklanmıştı. İBB Başkanı İmamoğlu, soruşturmayla ilgili açıklamalarda bulunuyor. Terör soruşturmasıyla ilgili Bakan Soylu'nun açıklamalarına yanıtlar veren İmamoğlu, Soylu'ya yönelik "Sen terör örgütü üyeliği suçlamalarıyla sadece CHP'li belediyelere soruşturma açtın. Ne adalet, ne hukuk, ne ahlak, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor" ifadelerini kullandı. İmamoğlu ayrıca "Trabzon'un Akçaabat ilçesindeki 40 haneli Cevizli köyünde doğan Cumhuriyet'in okullarında okuyan bugün Avrupa'nın en önemli şehirlerinden birini yöneten kişiye terör soruşturması açarsanız ben kıyameti koparırım" diye konuştu. İmamoğlu, kendisine yöneltilen 'siyasi yasak' sorusuna yanıtında "Hem partimizin kurmaylarıyla hem 6'lı masanın yöneticileriyle, ama direkt ama partimin yöneticileri vasıtasıyla hangi stratejiyle hareket edilmesi gerekir hususunda masamız vardır" derken "Bunun etkilerini, karşılığını çok yakın zamanda sizlere hissettireceğiz" mesajını verdi.
"BAKAN, YASAL GİRİŞİMDE BULUNMAMIŞTIR"
İşte İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları:
- Anayasamızda yazdığı gibi, Türkiye bir hukuk devletidir. 1 yıldan fazladır Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanı ne yazık ki 'devlet adamı' kavramıyla bağdaşmayacak iddialar üzerinden İBB'ye 86 bin çalışanımıza ve hatta ailelerine ve bana terörle ilgili suçlamalarda bulunmaktadır. 9 Aralık 2021'de TBMM'de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hezeyana kapılan bakan İBB'de 557 teröristin çalıştığını iddia etmiştir. Bakan, 400 gün önce açık bir tespit yapmış ama aradan geçen zamanda terörist olduğunu iddia ettiği kişilere karşı yasal girişimde bulunmamıştır.
"GÖREV SUÇU İŞLEMİŞ MİDİR?"
- Bakan Soylu sayı ve isim vererek terörist tespiti yapmış ama 8 ay boyunca terörist diye iddia ettiği işçileri işten çıkarmamıştır. Burada Bakan Soylu işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir?
"TARAFIMIZA HERHANGİ BİR BİLGİ SUNULMADI"
-
Bir süre sonra mülkiye müfettişleri onların eliyle terörle ilgili personel soruşturmasını İBB'de başlattı. Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. İBB, kuruluşları ve iştirakleri talep edilen her bilgiyi sundu. Bu süreçte de bilgilendirme ne yazık ki tek taraflı yürütüldü, tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı.
- Mülkiye müfettişleri İBB'ye geldiğinde 8 kişilik ekibin başında ismini vermeyeceğim bir başka baş müfettiş vardı. Her nedense, yaza doğru bu müfettiş heyet başkanlığından alındı ve Ankara'ya çekildi. Sağlık sebepleri bu konuda sık kullanılan bir gerekçedir. Heyetin yeni başkanı, bir dönem AK Parti'den milletvekili adayı olan bir kişi oldu. Ben İBB Başkanı adayı olduktan sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığımla ilgili yine 28 ayrı soruşturmayı açan kişi, hem de seçim zamanında. Arif Yıldırım adlı militan bir AK Partili zat heyet başkanı oldu. 'Ahmak' davasında "Bu davadan ceza çıkmaz" diyen hakim, tabii hakim ilkesine rağmen başka bir kente sürülüyor, biliyorsunuz. Terör soruşturmasında da müffetiş grubun lideri merkeze çekilip yerine malum zihniyette biri getiriliyor.
"ADALETLİ OLDUĞUNU İDDİA EDİYORSAN SORUŞTURMAYI AK PARTİ BELEDİYELERİNE DE YAP"
- Bunlar sıradan olaylar değil. Geçtiğimiz yılki iddiaların ardından Bakan bey 26 Kasım 2022 günü yine medyanın karşısına çıkıp aralarında İBB'nin de bulunduğu bazı belediyelerle ilgili müfettiş raporundan bir kısım iddiaları gerçekmiş gibi kamuoyuna sundu. Şimdi bu bakan kendisini çok akıllı, herkesi aptal sanıyor. Sen terör örgütü üyeliği suçlamalarıyla sadece CHP'li belediyelere soruşturma açtın. Yasal olarak belediyelerin hiçbir güvenlik soruşturması yapamayacağı bir döneme ilişkin soruşturma açıyorsun. Adil bir başkansan 19 kayyumun yönettiği AK Parti belediyelerine de İBB Belediyesine yaptığın personel soruşturmasını yap. Adaletli olduğunu iddia ediyorsan CHP'li belediyelere gösterdiğin sertliği yüzlerce AK Partili ve MHP'li ilçe belediyesine de göster. Ne adalet, ne hukuk, ne ahlak, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Kötülükte sınır tanımayan birisin.
"İRLANDA'NIN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN ÇALIŞAN ADAM MI ALDIK İŞE?"
- İçişleri Bakanı olan kişi, iddia ettiği 1668 teröristi isim isim, reklamını da yaparak 8 terör örgütüne böldü. 'Daha ne olabilir' derken son olarak da 51 kişiyi diğer terör örgütleri klasmanına soktu. İrlanda'nın bağımsızlığı için çalışan adam mı aldık işe? Bunlar bu kadar dalga geçilecek işler yapan kişilerdir.
"GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ!"
-
Medyaya yansıyan 500 küsur sayfalık rapor henüz bize ulaşmadı. Duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ve sadece ben ve benim dönemimde eski / yeni yönetici arkadaşlarım. Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda Raporda Mevlüt Uysal ve Vali Ali Yerlikaya da yoksa, sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız. Trabzon'un Akçaabat ilçesindeki 40 haneli Cevizli köyünde doğan Cumhuriyet'in okullarında okuyan bugün Avrupa'nın en önemli şehirlerinden birini yöneten kişiye terör soruşturması açarsanız ben kıyameti koparırım.
- Bakan, bu girişimleriyle bir nevi 'pandora'nın kutusu'nu açmıştır. Arkadaşlarım 2019 öncesini de inceliyor. Medyanın çok ilgisini çekecek personel verilerine teker teker ulaşıyoruz. Sabıka kayıtlarından neler çıkmış da kimsenin kılı kıpırdamamış. Bakan bey, kendi yaptığın uygulamalarla birlikte partili arkadaşlarını da yaktın, haberin olsun.
"NASIL OLUYOR DA KENDİNİZİ SUÇLAMANIZ GEREKİRKEN BİZE ÇAMUR ATIYORSUNUZ?"
- Bakanın belediyemizle ilgili bir diğer iddiası terör örgütlerine katılanların ailelerine iş verdiğimiz iddiası. Güvenlikten sorumlu bir bakan, terör örgütlerinin reklamını niçin alenen bu kadar yapmış? Bu resmen suç değil mi? Sayın Bakan, bakanlığın zaten zayıf. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin zaten yüz karası da belediyecilikle uzaktan yakından alakan yok. Belediyeler güvenlik kurumları değildir. Bunu bilmesi gereken kurumlar sizin başında olduğu güvenlik kurumlarıdır. Nasıl oluyor da kendinizi suçlamanız gerekirken bize çamur atıyorsunuz?
"GÖK KUBBEYİ YAKMAK BAZEN İKİNCİ SEÇİMDE 806 BİN OY FARK ATABİLMEKTİR"
- Hukukun işletilmediği konusunda ülkenin büyük kesiminde, sadece muhalefete oy verenlerin değil, hukuk ve adalete dair güvensizliğin yüzde 70-75'lere yükseldiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu çok acı bir durum. Adımlar atıyorlar, başka adımları da planlıyorlar. Ben ve İBB, CHP ve tabii ki bu sürecin tarihi birlikteliği olan altılı masanın bu anlamda son derece tedbirli ve önemli kararlar almaya hazır olması gerektiğini de ifade edeyim. Gök kubbeyi yıkmanın ya da bu tarifin elbette ki farklı yöntemleri vardır. Bu mecazi bir tariftir. Gök kubbeyi yıkmak bazen ikinci seçimde 806 bin oy fark atabilmektir, bazen her koşulda bir arada olabilmeyi başarıp 10 milyonlarca fark atmayı, bu seçimde, hedef koymaktır.
"ACABA KAYDA GİRECEKLERDEN Mİ TİR TİR TİTRİYORLAR?"
-
Biz bunları bir daha minderden kalkmamak üzere tuş edeceğiz. Bunun arefesindeyiz.
-
İltisaklı meselesi ve ailelerinin suçlanması meselesine, az önce konuşmama başlarken suçun şahsiliği üzerinden bir örnek vererek başladım. Suçun şahsiliği meselesi evrensel bir ilkedir. İnancımız ve Anayasa bunu yürürlükte tutuyor ama hala bu hükümlere karşı hareket ediyorlar.
-
Önümüzdeki 3-4-5 ay içerisinde ellerinden geleni ardına koymayacaklarını biliyoruz. Bizim bu konuda çok uyanık, organize biçimde bu organize kötülüğe karşı mücadele etmemiz gerektiğinin farkındayız. Siyasetin eksenini bu uygulamalarla kaydırmak istiyorlar. İradenin sandıktan geldiği gerçeğini yok etmek istiyorlar.
- HSK'ya sesleniyorum. Yargı bu kadar eleştiriliyorken, Samsun'a sürülen hakimle ilgili bu kadar iddia varken niçin hakkında bir soruşturma açılıp ifadesi alınmıyor? Acaba söyleneceklerden ve kayda gireceklerden mi endişe ediyorlar, tir tir titriyorlar ve korkuyorlar? Bunların hepsi yüz karası, organize kötülük işleri.
'SİYASİ YASAK' MESAJI: "6'LI MASANIN YÖNETİCİLERİYLE BU HUSUSTA MASAMIZ VARDIR"
- (İmamoğlu siyasi yasaklanırsa ne yapacak?) Hep tehdit altına olduk, yeni değil. Beylikdüzü Belediye Başkanlığımdan beri çok derinden hissettik, yaşadık. Siyasi yasaklanma veya görevden alınma meselesinin 2023 seçimlerinin işleyişi, kaderi ve sonrasındaki vereceği duygu noktasında çok önemli bir yer tuttuğunu ifade ettim. Hem partimizin kurmaylarıyla hem 6'lı masanın yöneticileriyle, ama direkt ama partimin yöneticileri vasıtasıyla hangi stratejiyle hareket edilmesi gerekir hususunda masamız vardır. Etkin biçimde çalışmaktayız. Bunun etkilerini, karşılığını çok yakın zamanda sizlere hissettireceğiz.
"SAYIN SOYLU İLE YÜZ YÜZE YAPTIĞIMIZ TEK TOPLANTI BUYDU"
-
Sayın Soylu ile aynı masada oturduğumuz tek bir konu vardır. Adalar ilçesinin araç konusunun tartışıldığı masa vardır. O masaya genel sekreter yardımcılarım ve bir kısım yöneticilerimizle katıldık. Kendileri saatlerce o masada aracın bu şekilde göreve başlayamayacağı, başka bir aracın da olmadığı yönündeki ısrarlarımıza rağmen 3-4 saat süren bir toplantı yaptık. Sonunda Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle onay verilmiştir. Yüz yüze yaptığımız tek toplantı buydu.
- Neden İmamoğlu? TC Kimlik kartımda yazdığı için değil. İBB Belediyesini yani bugünkü iktidarın tabiri caizse kalbini söküp elinden aldığı bir belediye başkanı olduğu içindir. Grup toplantısına davet benim için çok değerli, memnuniyet vericiydi. Şu an itibarıyla partimiz içerisinde farklı işbirliklerini İBB ve İstanbul şehri içerisinde konuşuyor, düşünüyoruz. Partimizin sahiplenme konusunda bir sorunu yoktur. Önümüzdeki günlerde çok özel açılışlarımız olacak. 6'lı masanın bütün partilerinin katılımlarıyla güçlü açılışlarımız olacak.
- Kesinlikle seçimi kazanmak ve bugünkü hukuki süreci bertaraf etmek konusunda işbirliğine odaklıyız.