Son dakika: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Habertürk ekranlarında Serap Belet ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı. İYİ Parti'nin oyunun yükseldiğini söyleyen Meral Akşener, merak edilen olası Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş adaylığı ile ilgili dikkat çeken ifadeler kullandı.
Meral Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Anket sonuçlarına yönelik bir olumlu olumsuz beyanda bulunmam doğru değil. 6 şirketin grup üyesiyiz. Özel bir çalışma yapmıyoruz. Oradan gelen verilerle kendimizi de değerlendiriyoruz. Bizim bir de çok butik bir şirketle çalışmamız var. İlçe bazında, il bazında bir çalışma biçimimiz var. Türkiye geneli sonucu çok ilginç. Bizi mutlu edecek bir ilerleme var. Batı illerinde çok yüksek oyumuz. İzmir'de CHP'nin sabit bir seçmeni var, o duruyor. Biz şu anda ikinci partiyiz. Bursa, Balıkesir, Aydın benzer durumda. Konya şaşırtıcı yerlerden birisi. Sivas, Malatya, Elazığ'da milletvekili çıkaramadık. Şu anda çok rahat. Gelen oylar AK Parti ağırlıklı. AK Parti tabanından oy alıyoruz. MHP'nin yüzde 7,3'ü bize geldi. AK Parti'den yüzde 7'nin üzerinde MHP'ye gitti.
CHP seçmeni çok ilginç bir seçmen. Özel bir yeri var. Dolayısıyla çok sorgulayıp takip eden bir seçmen. Aidiyet hissi olan o seçmen sadık bir seçmen. Bu iktidarın gitmesini isteyen bir seçmen. Her yeni kurulan partiyi çok alkışlayan bir seçmen. İddialı bir şey söyleyeyim. Denir ki CHP seçmeni HDP baraj altı kalmasın diye oy veriyor. Yeni kurulan bir partiye oy verebilirim diyor, ama iş sandığa geldiği zaman kendi partisine oy veriyor. İddia ediyorum, HDP'den CHP'ye oy geçer. HDP'nin Kürt seçmeninden, seküler seçmeninden bir kısmı CHP'ye gidiyor.
Sayın Erdoğan ha bire davet ediyor bizi. İlginç bir biçimde muhalefetin insanı olduğunu iddia eden kanaat önderleri her dakika benim masadan kalkıp gideceğimi düşünüyor. Seçmeni en sadık parti biziz. Çok sorgulayıcı bir seçmen, milletçiliği olan bir seçmen. Sadece sekülerlerin bulunduğu bir seçmen kitlesi değil. Muhafazakar seçmenler de var. Makul bir dil, makul bir çözüm, makul bir duruş istiyorlar. Muhtemel olarak gidermişiz gibi bir hava estiriliyor. Biz yüzde 16'yız diyelim. Bunun 9,97'si 2018'den aldığımız oy. Bunu kabul ettim. Üstüne konulan 9 puanlık oyun hakkında da konuşma yapılıyor. Biz o masadan kalkmayacağız.
2015'te de Erdoğan davet etti, hayır dedim. Partimizi kurduk, 2017'den beri de zaman zaman davet ediliyoruz. Sayın Erdoğan yandaş zengin ediyor. Sayın Erdoğan tek adamlığı savunuyor. Sayın Erdoğan canı istediği zaman gençleri kovuyor. Sayın Erdoğan kendine ait alanlar, gazeteciler yani her şeyi bir kişiye biat eden bir dünya yaratmak istiyor. Ben ise demokrasinin olduğu bir Türkiye istiyorum. Prensiplerimle uymuyor, davete gitmedim.
Cumhur İttifakı sürekli olarak adaylık için dürtüp duruyor. Biz çalışıyoruz. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi çalıştık. Kamuoyuyla paylaştık. Geri bildirimlerle yeniden düzenliyoruz. Bu bizim ana metnimiz. Sonra dönüldü bunun anayasaya uygulanmış hali çalışıldı. Bir şeye daha çalışılıyor. Biz adayı gösterdiğimiz gün, hangi gün. Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Derhal seçim kararı alsınlar. Salı günü adayı açıklayalım. Biz İYİ Parti olarak Macaristan seçimlerini de çalıştık. Biz öğrenen bir organizasyonuz. 6 parti farklılıklarımıza saygı duyuyoruz. Ekonomist arkadaşlarımız 72 konu başlığına döndü, aday olacak arkadaşımızın seçim bildirisini, seçim vaatlerini, seçim projelerini hazırlıyorlar. Aralık ayı sonunda biter. Bu dediğim çalışmada bizim de, diğer 5 partinin de ortak görüşleri var. Hepimizin ortaklaştığı görüşler var. Her bir siyasi partinin ekonomiye dair, göç meselesine dair çalışmaları var.
Yeni cumhurbaşkanı 6'lı masanın adayı olacak. Meclis çoğunluğunu da alacağız. Ben inanıyorum. 'İstanbul'u alacağız' dediğimde Ankara'daki arkadaşlarınıza sorun, iddialaştık biz. 'Katiyen, mümkün değil' hatta şöyle diyenler oldu, 'Tayyip Bey katiyen vermez'. Ben de 'Görürüz' dedim.
Mansur Bey’e de Ekrem Bey'e de tüm seçmenlerin sevgisi, saygısı var. Masadaki arkadaşlara da söyledim. İkisinin de adaylığının, bizimle ilgili olmadan çok önce konuşulduğu dönemde ve hiçbir genel başkanın adının geçmediği dönemde bana sorulan soruya partinin görüşü olarak 'iki belediye başkanı arkadaşımızdan birinin aday gösterilmesi halinde hayır demeyeceğiz' diye televizyonlarda söyledim. Ne Ekrem Başkan'la ne Mansur Başkan'la adaylık üzerine herhangi bir teklif veya başka bir görüşme olmadı.
Cumhurbaşkanı milletin seçtiği ama devletin temsilcisi olacak. Denge ve denetlemenin üstünde tecelli ettiği kişi olacak. 7 yıl boyunca ülkenin bütün düzenini sağlayacak. Ama yürütmeyi yürütecek de bir Başbakan olacak. 7 yıl boyunca bu üst düzey görevde olduktan sonra gelsin tekrar milletvekilliğiyle uğraşsın olmuyor. 7 yılda karar alırken, konuya müdahil olurken 'bu bana küser de seçmez mi' diye kendine yatırım yapmak gibi hissiyatı ortadan kaldırıyoruz. Gerçekten çok onurlu bir görev. Türkiye'de yaşayanların tümü açısından bunu düşünmeyecek insan düşünmüyorum.
Milliyetçi, demokrat, kalkınmanın partisiyiz. Makul duruşun temsilcisiyiz. Şuculuk, buculuk üzerinden tariflerden nefret ediyoruz. Bütün siyasi partilerin şucu, buculuklar yerine dertlere çare bularak rekabet etmesinin doğru olduğuna inanıyoruz. Makulün temsilcisiyiz.