Son dakika: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye'den gelen göçmenlerle ilgili projelerinden ekonomideki son duruma birçok konuda açıklamalarda bulundu. Özellikle, açıklanan planların ekonomiyi daha kötü hale getirdiğini savunan CHP lideri, "'Ben ne dersem doğrudur' dedi, dolar aldı başını gidiyor' şeklinde konuştu. Sığınmacılar konusunda yaptığı açıklama sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ arasındaki gerilime de gönderme yapan Kılıçdaroğlu, "Kayıkçı kavgalarına dahil olmayacağız" dedi. İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları...
Her birimizin düşünceleri ve endişeleri var. Ülkemize huzuru ve barışı getirmek zorundayız. İçinde bulunduğumuz karamsar atmosferden Türkiye'yi çıkarmak zorundayız. Neyi nasıl yapacağımızı hangi araçları nasıl kullanacağımızı geniş kitlelere anlatıyoruz. Devlet şahsileştirilemez. Kişiye indirgenemez. Her birimize ama her birimize düşen sorumluluklar var ve bu sorumluluklar içinde hareket etmek zorundayız.
Ülkemizde iki alan şahsileştirildi. Biri ekonomi diğeri dış politika. Ben ne dersem doğrudur dedi dolar altı başına gidiyor. Program üstüne program açıklıyorlar. Her açıklanan programdan sonra ekonomi daha kötüye gidiyor.
Dış politika kişiselleştirildi. Dış politikada kişiselleşmenin ötesinde bir tehlike var. Dış politikayı egemen güçlerin talebiyle yapmaya kalktığınızda çok daha derin sorunlar yaratıyorsunuz. Suriye ve sığınmacılar konusu... Bu konuda iddialıyım, partimiz çok iddialı. En ciddi söylemde bulunan, en ciddi çalışan parti biziz. Suriye'deki iç savaştan beri en tutarlı söylemleri dillendiren tek parti Cumhuriyet Halk Partisidir.
Devlet yönetiminde kibir olmaz, hele inatlaşma hiç olmaz. Beyefendi Emevi camiinde namaz kılacaktı, milyonlarca Suriyeli Türkiye'ye geldi. Suriyelinin ne kabahati var? Sen kapıyı açmışsın. Bir devletin sınırları o ülkenin namusun. Eylül 2013'ten beri söylüyorum.
Göç dalgası geldi. Milyon oldu. 5-6 milyon da olabilir. Kimse bilmiyor. Ne olup bittiğini kimse bilmiyor. Gelenler Türkiye'de kalmak istemiyor, gelişmiş ülkelere gitmek istiyorlar.
Suriyeliler bugün emeği sömürülen bir halk olarak aramızda duruyorlar. Acı olanı da şu, devleti yönetenler bunu itiraf ediyor. İçişleri Bakanı söylüyor, bizim işverenlere kızıyor. Suriyelileri çalıştır hakkını ye ve bunu İçişleri Bakanı olarak dünyaya ilan et.
Eğer bugün sığınmacılar konusunda bir toplumsal tepki oluşmuşsa bu çok tehlikelidir. Bu tepkiyi kaşımamak lazım. Memleketi bu hale getirdiler. Memleket bu halde olduğu için Erdoğan, saat başı görüş değiştiriyor. 'Hayır bir yıl içinde göndereceğiz, hayır göndermeyeceğiz' Devlet böyle yönetilmez.
Ülkemiz bir kaçak istilası altında. Maalesef bu gerçeği kabul etmek zorundayız. İnsanların mahalleleri gitti, milletimiz burnundan soluyor. Gettolar oluşmaya başladı. İstanbul'da, Gaziantep'te, Ankara'da gettolar var. Buralar birer bomba gibi, ne olacağı belli değil. Bu problemi akılcı şekilde çözmek zorundayız.
(Soylu-Özdağ gerilimi) Ama bir şey daha var. Bu süreçte milletimizin alnına "ırkçılık" lekesi sürdürmeyeceğiz. Asla ırkçılık olmayacak. Bu nedenle asla kayıkçı kavgalarına dahil olmayacağız.