Son dakika haberi: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partsinin TBMM'deki grup toplantısında, başta Ukrayna-Rusya krizi olmak üzere gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. "Montrö Sözleşmesi'ni tartışmaya açmak ihanettir." diyen Kılıçdaroğlu, bölgede savaş istemediklerini belirtti. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar...
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Türkiye'nin sorunlarını bildiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, kimsenin umutsuzluğa kapılmamasını istedi. Türkiye'nin çözülemeyecek hiç bir sorununun bulunmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Yeter ki sorunu bilen, çözümünü üreten insanlar iktidar olsunlar. Yıllardır hep sorunlar birikti. 'Sorunları çözeceğiz' diye iktidar olanlar, bırakın sorunları çözmeyi sorunların üzerine yeni sorunlar eklediler. Dolayısıyla Türkiye sorunlarını çözmüş olan bir ülkeden çıktı, sorunlar yaşayan ülke haline döndü. Tabii ki bunun sorumlusu devleti yönetenlerdir. Yani iktidar sahipleridir. İktidar sahipleri sorunu çözemiyorsa, yapacakları tek bir iş var; sandığı milletin önüne getirmek ve milletin takdirini kazanmak" diye konuştu.
Vatandaşların vaat dinleye dinleye perişan olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yeter artık yeter. Çözüyorsanız, çıkın milletin önüne 'şu sorunu şöyle çözeceğiz' diye anlatın. Biz de bilelim millet te bilsin. Demokrasilerde yapılacak güzel bir iş vardır; sandığı getirisiniz milletin önüne, millet oy verirse yine görevine devam edersin. Vatandaşın tercihinden korkmamak lazım. Genelde şöyle söyleniyor; 'bunlar gitmez'. Ne demek gitmez. Onları tıpış tıpış milletin iradesi ile göndereceğiz. Allah’ın izniyle Millet İttifakı halkın desteğiyle bunları gönderecek. Demokrasiyi büyüteceğiz ve sorunları çözeceğiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin demokrasi konusunda birçok sorunu bulunduğunu söyleyerek, "Demokrasinin olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmaz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları uygulanmaz, üst mahkemenin verdiği karara alt mahkeme uyması gerekirken uymaz. Bütün bu süreci biliyoruz. Ama süreç şöyle çalıştırılıyor. Süreç hukuk içerisinde değil, intikam duygusuyla çalışıyor. Birisi iktidar sahiplerinden birini eleştiriyorsa ve bu eleştirinin dozu biraz yüksekse yakalanması, gözaltına alınması, tutuklanması ve aylarca hapishanede tutulması tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz. Sedef Kabaş bunlardan birisidir. Ülkede hukuk olmadığı için hapiste tutuluyor. Sadece o mu? Hayır. Osman Kavala da, Selahattin Demirtaş da, askeri öğrenciler de öyle. Bütün bunları biliyoruz. Ama şunu söyleyeyim. Devleti adalet içerisinde yönetirseniz, bütün taşlar yerine oturur. Devleti intikam duygusuyla yönetirseniz, bütün taşlar yerinden oynar. Biz taşları oturtmaya geliyoruz. Devlette adaleti sağlamaya geliyoruz" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Rusya- Ukrayna gerginliğine ilişkin ise, şunları kaydetti:
"Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Bölgedeki bir savaşın Türkiye'ye büyük zararlar vereceğini hepimiz biliyoruz. Tarafları sağduyuya davet etmek, bir savaşı önlemek sadece insan olarak bizim değil, aslında bütün dünyanın ortak talebi olarak ortaya çıkmak zorundadır. Eğer böyle bir savaş çıkarsa en büyük zararı görecek ülkelerden birisi Türkiye'dir. Toplam buğday ithalatımızın yüzde 87'sini Rusya ve Ukrayna'dan yapıyoruz. Doğal gaz ithalatımızın yüzde 40'ı, petrol ithalatımızın yüzde 25'i Rusya'dan yapılıyor. Ülkemize gelen turistlerin yüzde 25'i Rusya ve Ukrayna'dan geliyor. Montrö Sözleşmesi, Türkiye'nin, bölgenin ve dünyanın güvenliği açısından son derece değerli bir antlaşma. Ama tarihi bilmeyen birileri, dünyayı iyi okuyamayan birileri Montrö Sözleşmesini tartışmaya açarsa, bunun doğuracağı vahameti 84 milyonun iyi bilmesi lazım. O nedenle hepimizin dış politikada sağduyu ile hareket etmesi lazım, dikkatli olması lazım. Türkiye'nin çıkarlarına odaklanması lazım."
Kılıçdaroğlu, herkesin hayat pahalılığından yakındığını, şubatta yapılan ankete göre, askeri ücrete yapılan zammın hiçbir şey getirmediğini söyledi. Bu tablonun mutfakta yangına sebep olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim belediye başkanlarımız, Türkiye genelinde ellerinden gelen bütün çabayı gösteriyorlar. Örneğin; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne vatandaşların bağış olarak fakire fukaraya ödenmesi için ya da yardım yapılması için verdiği 6 milyon 200 bin liraya el koydular. Bunun adı vicdansızlık. Fakire gidecek paraya el koyuyorsunuz. Mutfakta en azından aileyi biraz olsun rahatlatacak paraya el koyuyorsunuz. Ama ona rağmen belediye başkanlarımız çalışmalarını sürdürüyorlar. 3 Kasım 2021'den bu yana 4 milyon 161 bin 778 aileye yardım yapıldı. Belediyelerimizin bulunduğu yerlerde hiçbir çocuk yatağa aç girmedi, herkese ulaşıldı."
Kılıçdaroğlu ayrıca, siyasette verilen sözlerin tutulması gerektiğini, emeklilikte yaşa takılanların ve muhtarların sorunlarının çözülmesi gerektiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkan Vekili Emine Akbaşoğlu'nun katıldığı televizyon programındaki konuşmasını hatırlatarak, "Müthiş matematikçi gerçekten. Kendisini kutlamak lazım. Dünyayı ne kadar yakından izliyormuş. Yakında Maliye Bakanı olabilir. İşin şakası bir tarafa bunlar hayatımızın bir gerçeği. Dünyadan, kendi ülkesinden kopuk, aklını kiraya vermiş bir kişiden milletvekili olamaz. Sadece talimatla milletvekilliği yapan bir kişi, milletvekili olamaz. Milletin vekili, milletin derdi ile uğraşır, çözüm, çare üretir" ifadelerini kullandı.
28 Şubat'ta 6 siyasi parti genel başkanın bir araya geleceğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Daha önce hazırladığımız Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi'nden neyi hedefliyoruz, bu kamuoyu ile paylaşılacak. Toplumun bütün kesimleri davet edildi. 28 Şubat Pazartesi günü saat 13.30'da bir araya geleceğiz. Bizim bir araya gelmemiz, birilerinin hoşuna gitmiyor. Bunu gayet iyi biliyorum. Efendim 'bakanlık paylaşılıyor' falan. Öyle bir şey yok. Her birimizin ortak hedefi var; yaşanabilir bir Türkiye, insan haklarına saygılı bir Türkiye, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye. Bu kadar değerli bir birlikteliği toplumun önüne koyacağız. Türkiye'yi bölgesinde en itibarlı ülke haline getireceğiz" diye konuştu.
(DHA)