Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, "Yılbaşından bu yana Irak'ın kuzeyinde yaptığımız operasyonlarda 500'den fazla terörist etkisiz hale getirilmiştir. Kökten temizlemek için ne yapılması gerekiyorsa şu anda o yapılıyor ve sonuna kadar da gideceğiz" dedi.
Milli Savunma Bakanımız Nurettin Canikli, NATO Savunma Bakanları Toplantısının ardından gazetecilerle bir araya geldi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
MÜNBİÇ İÇİN YOL HARİTASI
Canikli, Mattis ve Pentagon'un Münbiç'teki yol haritasının şekillenmesinde olumlu katkısının olduğunu belirterek, "İlk görüşmelerimizde SDG olarak tanımlanan ve içinde fiilen YPG/PKK unsurlarının da bulunduğu o yapıyla ilgili daha farklı düşünceleri vardı. Bugüne kadar birçok görüşme gerçekleştirdik. Bu yapının deşifre edilmesi için hem olayın gerçek boyutunu anlattık hem de YPG ile PKK arasındaki organik ilişkinin bütün belge ve bilgilerle ortaya konulmasını sağladık. Bugün geldiğimiz noktada PYD/YPG'nin PKK'nın bir unsuru olduğu ve SDG içindeki hakim konumda oldukları tezimiz artık büyük oranda kabul edilmiş durumda. Bu kabulün sonucu olarak Münbiç'teki yol haritası ortaya çıkmıştır" dedi.
"Yol haritası en kısa zamanda uygulanacak ve en kısa zamanda tamamlanmış olacak” diyen Canikli şunları söyledi:
“Münbiç yol haritasının planlandığı gibi yürütülmesinde gecikme ve oyalama olmayacak. Bu ifadeyi net bir şekilde görüşmede dile getirdiler, bu da bizim için önemli. Daha önce Münbiç ile ilgili verilmiş bir takım sözler vardı ve yerine gelmedi. Bundan sonra ümit ediyoruz bu sözler varılan mutabakatlar çerçevesinde yerine getirilir. Burada başarılı olursak ki şu an itibarıyla olumsuz bir tablo gözükmüyor, Suriye’nin diğer bölgelerindeki benzer problemlerin de bu yöntem, mekanizmayla ortadan kaldırılmasında ön açacak aynı zamanda.
Münbiç ile ilgili mutabakata varılan yol haritası son derece önemli. Oradaki başarı Suriye’de gerçek anlamda barışın, istikrarın sağlanması ve terörle bağlantılı unsurların bölgeden uzaklaştırılması konusunda ABD ile birlikte, önemli bir hattın, yeni bir yöntemin ortaya çıkmasını sağlayacak. Dolayısıyla oradaki beklentimiz de olumlu. İnşallah çok kısa süre içerisinde bunları da gerçekleştirmiş olacağız. Yol haritası en kısa zamanda uygulanacak ve inşallah en kısa zamanda tamamlanmış olacak. Önemli olan hiçbir oyalama olmadan mutabakata vardığımız çerçevede bu işin birlikte ve olabilecek en kısa sürede yürütülmesi."
F35 SAVAŞ UÇAKLARININ TESLİMİ: GECİKME BEKLEMİYORUZ
Canikli, F35'lerin teslimi konusunda, "Türkiye'de kurulacak S-400 sistemi hiçbir şekilde, hiçbir NATO unsurunu, F-35 uçakları dahil rahatsız etmeyecek ve onlar için bir tehdit ve tehlike oluşturmayacak” diye konuştu. Canikli şunları söyledi:
"Onların kaygı ve hassasiyetleri S-400 sisteminin çok güçlü radarlara sahip olması ve Türkiye'ye kurulması halinde başta F-35 savaş uçakları olmak üzere diğer NATO unsurlarını rahatsız edebileceği ve bazı NATO'ya ait bilgilerin bu radarlar vasıtasıyla başka yerlere aktarılabileceği şeklinde bir kaygıyı ifade etti. O nedenle büyük oranda ABD Senatosu'nun da S-400'lerin Rusya'dan alınmasına itirazı olduğunu söyledi. Biz de kendisine böyle bir tehlikenin, riskin hiçbir zaman olmayacağını, gündeme gelmeyeceğini ifade ettik ve bu garantiyi verdik. Yani Türkiye'de kurulacak S-400 sistemi hiçbir şekilde, hiçbir NATO unsurunu, F-35 uçakları dahil rahatsız etmeyecek ve onlar için bir tehdit ve tehlike oluşturmayacak. Bu garantiyi kendilerine verdik, açık olarak bunu ifade ettik. Bunu, kendisinden Senatoya anlatmasını talep ettik. S-400'ler kurulacak, gelecek o konuda herhangi bir tartışma söz konusu değil."
S-400 hava savunma sistemleriyle F-35 savaş uçağı projesinin ilişkilendirilmesinin doğru olmadığını, bunu da ilettiklerini belirten Canikli, şöyle konuştu:
"Çünkü F-35 projesi bir ticari anlaşmadır. Başı ABD’nin çektiği birçok NATO ülkesiyle birlikte geliştirdiğimiz bir proje. Bugüne kadar da Türkiye bu projeyle ilgili taahhütlerini zamanında yerine getirmiştir. 800 milyon dolardan fazla ödeme yaptık. Toplam 100 uçaklık bir alım öngörülüyor. Bunun da 11 milyar dolardan fazla bir maliyeti var Türkiye açısından. Biz yükümlülüklerini yerine getirdiğimiz için başka hiçbir şarta bağlı olmaksızın, başka hiçbir olayı gerekçe göstererek bu projeyi ertelememek, geciktirmemek gerekiyor. Bu yaklaşımımızı da kendilerine ifade ettik. Aksi tavırların ciddi güven problemlerini beraberinde getirdiği ve bu güven probleminin hükümetler nezdinde değil,Türk milleti nezdinde de ciddi anlamda güvensizlikler ortaya çıkardığını, bunu arzulamadığımızı, planlandığı şeklinde bu uçakların Türkiye'ye teslimi ve diğer yükümlülüklerin karşı tarafça da yerine getirilmesi beklentimizi kendilerine ifade ettik. Temennimiz F-35 uçaklarının planlandığı, projelendirildiği gibi anlaşmalara sadık kalınarak bunların gereklerinin yerine getirilmesi. Bu tür yaklaşımların esasında bizi mecburen başka arayışlara ittiğini, aslında S-400 projesini de bu çerçevede değerlendirmek gerektiğini yine paylaştık. Dolasıyla F-35 ile ilgili anlaşmalara aykırı bir şekilde karar ve politika gündeme gelirse biz elbetteki tedbirimizi almak durumunda kalacağız, elbette başka arayışlara gireceğiz. Bu da bizim en doğal hakkımızdır. Bu kararlılığımızı da açık bir şekilde kendilerine ifade ettik. Bizim temennimiz ve beklentimiz S-400 ya da başka şartlara bağlanarak F-35 projesinin geciktirilmemesi. Bunu bekliyoruz” dedi.
“YENİ BİR İLİŞKİ HATTI AÇILMIŞ DURUMDA"
S-400 hava savunma sistemlerinin temini nedeniyle F-35 savaş uçaklarının tesliminin geciktirilmesine yönelik bir hassasiyetin oluşmaması gerektiğini dile getiren Canikli, “Biz bir gecikme beklemiyoruz. Çünkü Münbiç ile başlayan yeni bir ilişki hattı açılmış durumda. Bunun ilerleyerek, genişleyerek başka alanlarda da uygulanmasını talep ediyoruz" ifade etti.
"İZİN ALMAK DURUMUNDA DEĞİLİZ"
Terörist unsurların bulunduğu her yerin Türkiye için doğal bir hedef olduğunu, bununla ilgili uluslararası hukuktan kaynaklanan hakların kullandığını dile getiren Bakan Canikli, “Biz Kandil’le ilgili müdahalelerimizi, operasyonları niye yapıyoruz? Çünkü orada terör örgütü, terör örgütü karargahı var, oradan ülkemize yönelik saldırılar gerçekleştiriliyor. Aynı şey Sincar, Mahmur için geçerli. Dolayısıyla bu operasyonlar için herhangi bir yerden izin almak durumunda değiliz” dedi.
Canikli, Mahmur Kampı’nda terör örgütü PKK’nın ciddi bir mevcudiyetinin olduğunu belirterek, “Orası BM kampıdır ama terörün yuvası haline gelmişse ve Türkiye’ye yönelik terör tehdidin bir kısmı oradan geliyorsa doğal olarak bu tehdidin ortadan kaldırıması… Elbette her ortam, alan kendi özel şartları çerçevesinde müdahaleye maruz kalır" diye konuştu.
Canikli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kökten temizlemek için ne yapılması gerekiyorsa şu anda o yapılıyor ve sonuna kadar da gideceğiz. O bölgedeki terörü temizlemek için de aynı Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda gösterdiğimiz kararlılığı göstererek, terörü temizlemek için ne gerekiyorsa yapacağız. Terörün ortadan kaldırılması için hiçbir işi yarım bırakmayız, bırakamayız.. Kendi mecrasında, çok daha önceden planladığı şekilde adım adım yürümektedir.”
Canikli, terörle mücadelenin askeri şartların gerekliliğine göre belirlendiğini belirterek, "Onun dışında başka bir belirleme olmaz. Yılbaşından bu yana Irak’ın kuzeyinde yaptığımız operasyonlarda 500’e yakın terörist etkisiz hale getirilmiştir" diye konuştu.