A Milli Takımımız, 2022 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri yarı final maçında Portekiz'e 3-1 mağlup olmuş ve turnuva biletini kaçırmıştı. Diğer taraftan İtalya, Kuzey Makedonya karşısında 1-0'lık yenilgi alarak Dünya Kupası'na gitme hakkını kaybetmişti. Bu iki takım; Türkiye ve İtalya, hazırlık maçında karşı karşıya geldi ve mücadele, İtalya'nın 3-2'lik üstünlüğüyle sonuçlandı. Teknik direktör Stefan Kuntz'un as kadrosundan uzak olan İtalya'ya karşı kadro ve taktik seçimi kamuoyunda eleştiri topladı. Spor yazarları da karşılaşma hakkında çarpıcı yorumlarda bulundular...
İşte yazarların sözleri...
İLKER YAĞCIOĞLU/TAKVİM: Hayallerimiz Konya'da İtalya ile final oynamaktı... İtalya ile oynama fikri gerçekleşti ama maalesef maç, özel maç seviyesinde kaldı. Şüphesiz ki İtalya'nın travması bizden çok daha büyüktü. Üst üste iki Dünya Kupası'nı pas geçmiş oldular. Karşımıza çıkan takım da İtalya Milli Takımı değil, İtalya A2 Milli Takımı'ydı. Bu durumdaki bir rakibe karşı 1-0 öne geçtiğiniz anda gelecek adına olumlu sinyaller alınabilirdi. Mesele 1-0'ı korumayı başarmak gibi bir oyun planı görmek istedim ama göremedim. Defanstan topu oyuna sokma çabası içindeyken o kadar çok pas hatası yaptık ki İtalya'ya goller için resmen davetiye çıkardık. İkinci yarıda 2-1 gerideyken takımımızın mağlubiyete isyan eden halini görmek istedim ama o coşku da takımda yoktu. Biz yürekten oynayan bir milli takımız taraftarla bütünleştiğimiz zaman mucizeleri gerçekleştirebiliriz. Konya taraftarı her zamanki gibi iyiydi ama oyuncularımız onların desteğine karşılık veremedi. Türk Milli Takımı Kuntz'un tecrübe kazanacağı bir yer değildir. Onun deneme yanılma yöntemleri şu an en son ihtiyaç duyduğumuz şey.
GÜRCAN BİLGİÇ/SABAH: Arkadaş (Kuntz) Portekiz finaline üçlü (aslında beşli) savunma ile çıktı. Elendik ama iyi oynadığını iddia etti. Orta sahayı dirençli oyunculardan da kurmadı. Burak'ın kaçırdığı penaltının arkasına saklandılar hep birlikte ve İtalya maçına geldik. Arkadaş (Kuntz) yine sistemini değiştirmedi. Bir gün önce "Oyuncular seviyor" dedi. Seviyorlar ama yapamıyorlar, bunu fark edemedi. Her yeni teknik direktörün düştüğü hatayı yaşıyor aslında. "Geldi, değiştirdi, fark yarattı" denmesinin peşinde. "Olabilecek" ile "yapılabilecek" arasındaki farka gözleri kapalı. Bu noktada "egolar" devrede. Portekiz'de de, İtalya karşısında da bir tane bile "bek hücumu" yapamadık. Hadi, "Defansı beşledik, pozisyon da vermedik" de diyemiyoruz. Neresinden tutsak, elimizde kalıyor milliler. Bu kez de "hazırlık maçı" örtüsünün arkasına saklanacaktır muhtemelen. Ya da Ozan'ın sakatlığının dengeleri bozduğundan falan bahseder. Hakan'ın müthiş şutları için "kaçan şans" yorumunu da yapabilir. Kendini kandırır. Genç bir takımımız var. Kuntz'un farkında olmadığı, sahada "liderinin" olmadığı. Bu grubu bir hedefe organize edebilirsiniz ama kazanma duygusunu veren, ortamı geren, etrafı sorumluluk almaya zorlayan o "lider" oyuncudur. Cengiz'in golünden sonra kaleye gitmeyi unutan, ayağında bir top bile tutamayan Enes ile hücum organize etmeye çalışan, kendi takımlarındaki pas ve pozisyon ezberlerinden "Bizim Çocukları" uzaklaştıran Kuntz'un yeni mazeret üretimine hazırlanın. Ben "bakan" değil, "gören" teknik adamın arkasından giderim.
FATİH DOĞAN/SABAH: Son Avrupa Şampiyonu ancak bir o kadar da ağır yaralı İtalya'yı özel maç bile olsa yenme romantizmine kapılmadık desem yalan olur! K.Makedonya, İtalya'yı Dünya Kupası'na katılmaktan etmiş, ülke topyekûn travmalı, Donnarumma dışında 10 oyuncusu psikolojik sakat ve kadroda yok. Üstüne üstlük Rıdvan'ın solda, Dorukhan'ın ortada, Mert Müldür'ün ise sağda başlamasıyla dinamizm kazanan A Millilerin, Cengiz'le bulduğu erken gol özel maç da olsa İtalya'yı ilk kez yenme istatistiğine dönüşeceği inancımızı iyice köpürtmüştü. Ancak bireysel hataların bu kadar olacağı ve kalemize gol olarak döneceğini hesap edemedik! Yediğimiz ilk golde Hakan'ın pozisyon hatası vardı. Serbest vuruşta pozisyonun içindeydi ancak kendini ve kafasını geriye çekince Cristante affetmedi. İkinci golde Altay, en basit futbol kuralına dikkat etmedi. Topu oyuna sokarken kaptırılan top Raspadori'nin ayağından gole dönüştü. Yediğimiz üçüncü golde Mert Müldür ceza sahası içinde topu garip şekilde rakibe bırakınca yanlış müdahale yine Raspadori'nin ayağından gole dönüştü. Salih, Serdar, ve Berkan hamleleri oyunu canlandırsa da önde biraz baskı İtalya'nın ne kadar kırılgan olduğunu gösterse de hataları telafi etmeye yetmedi. Sonuçtan bağımsız Serdar, Rıdvan ve Dorukhan bu takımda 11'de başlar. Bu kadar iyi niyet ve mücadele boşa gitti. Bu İtalya'ya adeta moral, bir nevi teselli hediyesi verdik. Aslında onlardan çok bizim işimize daha çok yarardı.
AHMET ÇAKAR/SABAH: Sonuçta bir turnuva daha geride kaldı. Bu ülke 2002'den beri bir Dünya Kupası görmedi. Üstelik futbolun bu kadar sevildiği, bu kadar paranın harcandığı bir ülkeyken… 85 milyon insan bu tabloyu hak etmiyor. Şimdi soru; Kuntz'la devam edilecek mi? Bence edilmemeli. İyi çocuk, hoş çocuk olabilir ama Türk Milli Takımı'nın teknik direktörü olmak için birçok şeyi eksik. Özellikle Portekiz'de kaybettiğimiz maçta kadro tercihi başta olmak üzere yanlışları çoktu. Ülke futbolu bitti, kulüpler Avrupa'ya gidemiyor, gidenler başarılı olamıyorlar, hakemler de bölündü. Kısaca Türk futbolunun içine edildi.
MEHMET DEMİRKOL/FANATİK: İdealinden, Donnaruma hariç tamamen uzak bir takım karşısında Portekiz maçından belki daha ideal bir kadroyla diziliş değişene kadar aynı şeyi yaşamak iyi olmadı. Son olarak: Bu iki maçın düşündürdüğü bir soru daha var. Uğurcan ve Altay çok iyi kaleciler ama bunu henüz uluslararası arenada gösteremediler. İki oyuncudan da henüz Mert seviyesinde bir katkı alamadık. Yoksa ligdeki şut kalitesindeki düşüklük mü bizi aldatıyor. Umarım öyle değildir.
BİLAL MEŞE/MİLLİYET: Konya’daki ‘dostluk’ maçına fena başlamadık, nitekim Cengiz Ünder’le öne geçtik, geçmesine de neye yaradı ki? 35’de duran topta yine kalemizde golü gördük, olacak iş değil! Cristante yükseldi, kafayı çaktı. Altay’ın hem de kapadığı köşeden skoru eşitlerken, adam paylaşımında yine sınıfta kaldık! Dört dakika sonra bu kez Raspadori ilk yarının skorunu belirledi. Burak Yılmaz veda etti, üstelik yerine veliaht bırakmadan! Var mı? Şimdilik Enes Ünal ve Serdar Dursun aday olarak öne çıkıyor. Bu boşluğu kapatırlar mı? Valla belki ileride! En azından Hakan Çalhanoğlu var. Her iki yarıda iki bazukasını izledik, kaleci zor çıkardı. İtalya pas yüzdesini üst seviyeye çıkarınca, rakibimize ayak uydurmakta zorlandık, saman alevi gibiydik adeta! Kuntz, oyuncu hamleleriyle oyunda denge kurma hesabı da tutmazken, 69’da Raspadori bir kez daha sahne aldı, farkı ikiye çıkardı. En azından pes etmiyoruz. Bu özelliğimizle teselli bulduk. 83’te bu kez duran toptan biz golü bulduk. Çağlar indirdi, Serdar Dursun tamamladı. Valla, Serdar Dursun, boylu - poslu, çabuk, golden iki dakika sonra yükseldi, kafayı çaktı, kaleci güçlükle kornere tokatlarken, gelecek adına da umut verdi. Üçlü mü, yoksa dörtlü sistem mi? Valla, bunun yanıtı skor tabelasında yatıyor. NOKTA!