HABER

Son seçim anketi!

Son seçim anketi!

Türkiye'nin 81 ilinde 4 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan kamuoyu yoklamasına göre AK Parti en fazla oyu ev kadınlarından, CHP memurlardan, MHP ise işsiz seçmenden alıyor.


Türkiye'de ilk kez GPS'li el terminali kullanılarak 81 il, 159 ilçe ve 130 köyde yüz yüze görüşme yöntemiyle kapsamlı bir anket gerçekleştirildi.

Türkiye'de ilk kez GPS'li el terminali kullanılarak 81 il, 159 ilçe ve 130 köyde yüz yüze görüşme yöntemiyle kapsamlı bir anket gerçekleştirildi. 15-21 Şubat tarihleri arasında Türkiye'yi coğrafi olarak ve seçmen nüfusu bakımından temsil eden 4 bin kişi üzerinde yapılan kamuoyu yoklaması, 12 Haziran seçimleri yaklaşırken, toplumun siyasi haritasının doğru okunması bakımından önem taşıyor. GPS teknolojisi kullanılarak yapılan ve sonuçların anında merkeze iletilebildiği araştırmanın arkasında her ikisi de lisanlarını Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nden almış iki kardeş var. New York Üniversitesi'nden Doç. Dr. Selçuk Şirin ile Okan Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Çağdaş Şirin'in kurdukları İKSara, ABD Başkanı Barack Obama'nın seçim kampanyasında da kullanılan deneysel koşullama yöntemi ile olması muhtemel siyasi oluşumlara da seçmenin vereceği tepkileri ölçüyor. Amaç, siyasetçilerin sonuçları önceden görerek, yeni siyasi açılımlar geliştirmeleri. Bugün ilk bölümünü sunacağımız kamuoyu araştırmasının sonuçlarına yarın da devam edeceğiz.

Türkiye'nin 81 ilinde 4 bin kişiyle yüz yüze görüşülerek yapılan kamuoyu yoklamasına göre AK Parti en fazla oyu ev kadınlarından, CHP memurlardan, MHP ise işsiz seçmenden alıyor

İlk kez GPS'li El Terminali teknolojisi kullanılarak 15-21 Şubat arasında yapılan araştırma çerçevesinde seçmen tercihleri mercek altına alındı. Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 8.98'i memurlardan, yüzde 32.34'ü işçi/özel sektörden, 9.39'u işsizlerden, 8.38'i emeklilerden, 24.91'i serbest meslek sahiplerinden, 16'sı ise ev kadınlarından oluşuyor. Bu kişilerin yüzde 17.99'u 18-24, yüzde 32.86'sı 25-34, yüzde 26.53'ü 35-44, yüzde 22.62'si 44 ve üzeri yaş aralığında. Eğitim durumları açısından ise dağılım şöyle: yüzde 22.15'i ilkokul ve daha alt düzeyde, yüzde 16.76'sı ortaokul, yüzde 45.68'i lise ve yüzde 15.41'i üniversite mezunu.


Araştırma, partilerin oy aldıkları grupların mesleki açıdan farklarını detaylı bir şekilde ortaya koydu. Buna göre, AK Parti'nin en fazla oy aldığı grup, yüzde 58.83 ile ev kadınları oluyor. CHP en çok oyu memurlardan, MHP ise işsiz seçmende alıyor. Buna paralel olarak AK Parti orta gelir grubundan daha az destek alıyor. Bu grupta en fazla oy alan ise CHP.


Araştırmanın en can alıcı noktalarından biri de seçmene deneysel koşullama yöntemi ile yöneltilen CHP-BDP ittifakı sorusu. Kendi başına oy potansiyeli yüzde 4.5 civarında olduğu belirlenen BDP, CHP ile ittifaka giderse dengeler AK Parti aleyhine değişiyor. İttifak halinde AK Parti'nin oyu yüzde 3 puan azalırken, CHP'de 6, MHP'de ise 1 puanlık artışa yol açıyor.


İKSARA'nın şubat ayında yaptığı Siyasal Tercihler araştırmasında seçmene 'Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz?' sorusu yöneltildi. Bu soruya 'AK Parti' yanıtını verenlerin oranı yüzde 44 olurken, 'CHP' diyenlerin oranı yüzde 24, MHP diyenlerin oranı ise yüzde 14'te kaldı. Toplumun yüzde 10'u halen kararsız olduğunu belirtiyor. Kararsızlar dengeli dağıtıldığında ise AK Parti'nin oyu yüzde 48'e, CHP'nin oyu yüzde 28'e, MHP'nin oyu ise yüzde 15'e yükseliyor. Bu verilere göre, MHP hiçbir durumda baraj sorunu yaşamayacak.


Araştırmada dikkati çeken bir başka konu ise gençlerin tercihlerinde AK Parti'nin hem kadın, hem de erkek seçmende birinci sıraya oturması. MHP ise, erkek seçmenler kategorisinde, CHP'yi geçerek, ikinci parti konumuna yükseliyor. Öte yandan, Türkiye'nin genç seçmenleri ülkenin genel olarak kötüye gittiği kanısında. Her ne kadar AK Partili gençlerin yüzde 86'sı 'Ülke iyiye gidiyor' dese de, toplamda bu yanıtı verenlerin oranları yüzde 46. 53'te kalıyor. 'Kötüye gidiyor' diyenler ise yüzde 51.74 civarında.


Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de, Başbakan Erdoğan'ın heykel, içki yasakları ve stat açılışındaki protestolara karşı gösterdiği tavırların genç seçmenleri rahatsız ettiğinin ortaya çıkması. Parti farkı gözetmeksizin gençlerin yüzde 51.74'ü Başbakan Erdoğan'ın bu üç konudaki tavırlarını desteklemediğini, yüzde 45.75'i ise desteklediğini söylüyor. AK Parti seçmenleri arasında Başbakan Erdoğan'a destek verenlerin oranı yüzde 78.28 olurken, desteklemeyenler ise yüzde 20 civarında. Bu, her 5 AK Parti seçmeninden birinin Erdoğan'ın çıkışlarından rahatsız olduğunu gösteriyor. Diğer partilere oy veren genç seçmenlerde ise, Erdoğan'ın tavırlarından rahatsızlık duyma oranı bir hayli yüksek. Buna göre, CHP seçmeninin yüzde 83.93'ü, MHP seçmenin yüzde 65.52'si, BDP seçmenin yüzde 64.29'u, kararsızların ise yüzde 65.75'i, Erdoğan'ın son çıkışlarından rahatsızlık duyuyor.


Yukarıda çarpıcı sonuçlarını okuduğunuz anketin arkasında iki kardeş yer alıyor. Araştırmayı yöneten New York Üniversitesi'nden Doç. Dr. Selçuk Şirin ve Okan Üniversitesi'nden Yard. Doç. Dr. Çağdaş Şirin ile önceki gün İstanbul Beşiktaş'ta bir araya geldik ve önemli verileri yorumlamalarını istedik: >- BDP-CHP ittifakı neden AK Parti aleyhine sonuçlanıyor?

İttifak sonucu CHP Batı bölgelerinden kaybediyor belki ama, BDP'nin güçlü olduğu yerlerden aldığı ek oylarla bu açığı fazlasıyla kapatıyor ve 30 puan sınırını rahatlıkla aşıyor. Bir de muhtemelen AK Parti'ye Kürt açılımı nedeniyle verilen oyların bir kısmı CHP'ye geçiyor diyebiliriz. Çünkü ittifak durumunda AK Parti'de gözle görülür bir oy düşüşü söz konusu. Ayrıca, ittifak senaryosunun sonuçlarını sadece puan olarak değil, net milletvekili olarak da ölçmek gerek. Asıl o noktada bir ittifak en çok AK Parti'yi etkileyecektir. Zira, AK Parti en az oyla en çok milletvekilini bu bölgeden çıkarıyor. 2007 yılında Diyarbakır'daki sonuçları incelersek, bunu net şekilde görebiliriz.


Genç seçmenlerin daha kaygılı olmasının sebebi ne olabilir?

Gençler ülkenin geleceği konusunda biraz somut kriterler silsilesine bakarak bu sorularımıza yanıt veriyorlar. Onların önünde hayata atılmak, iş bulmak, ev kurmak gibi ciddi ve çözülmemiş meseleler olduğu için ülkenin gidişatı en çok onları etkiliyor. Ben geçmişinde psikoloji eğitimi olan bir kişi olarak, bu kadar kaygılı bir kuşak yetiştirdiğimiz için bizlerin de endişe etmesi gerektiğini düşünüyorum.


'Türkiye iyiye mi, kötüye mi gidiyor?' sorusuna AK Parti seçmeni dışındakilerin yüksek oranda kötüye gidiyor yanıtını vermelerinin sebebi nedir?

Türkiye'deki kamplaşmanın en çok kendisini gösterdiği yer burası. Türkiye'de seçmen tam ortadan ikiye ayrılıyor. AK Parti'ye oy veren kesimle, vermeyen kesim aynı resme bakıp bambaşka sonuçlar çıkarıyor. Birinin 'iyi' dediğine öteki 'kötü' diyor. Türkiye'deki kutuplaşmaları aşan yeni bir vizyon, yani üçüncü yol önümüzdeki dönemde başarılı olabilir. Çünkü hiçbir toplum bu kadar süreyle iç gerilimi kaldıramaz.


MHP'nin genç erkekler arasında ikinci parti olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?

Benim diğer bir çalışmamda ortaya koyduğum gibi milliyetçilik gençler arasında oldukça üst bir noktada. Nilüfer Narlı'nın gençler arasında yaptığı mülakatlardan da bu sonuç çıkıyor. Milliyetçiler, gençler arasında ve özellikle üniversiteli olmayan erkekler arasında yükselişte.


Kararsızları neye göre dağıtıyorsunuz?

Kararsızları, 'dengeli' yöntemiyle dağıtıyoruz. Özetlemek gerekirse bu, kararsız seçmenlerin araştırmamızdaki diğer sorulara verdiği yanıtları devreye sokan bir formülasyon. Kararsızların, Türkiye'nin gidişatı, lider beğenisi, hükümetin icraatları ve eğitim/yaş gibi demografik sorulara verdiği yanıtlara bakarak olası oy oranlarını tespit ediyoruz. Bu anlamda, İKSara şubat anketinde kararsızların üçte ikisinin AK Parti'ye oy vermeyeceklerini biliyoruz. O nedenle, kararsızları dağıtırken, seçmenlerin oy oranından farklı, yani dengeli bir oran kullanıyoruz.


Biz bu araştırmada heykel, içki yasağı ve stat protestolarını sorduk. AK Parti'liler çok seviyor ama AK Parti'ye oy vermeyen diğer kesimler hoşnut değil. AK Parti içinde de gençler bu konuda biraz sıkıntılı. Her 5 gençten biri bu durumdan hoşnut değil ama verilerin ötesinde bir saptama yapabilirsek, Türkiye'de herkesin geçtiği bir ideolojik eğilim vardır. Bu, erkekler için askerlik, evde ve siyasette otoriter lider. Dolayısıyla bu kültürde sert üsluplu adamı seviyoruz biz. Erdoğan da o anlamda bu şablona uyuyor: sert, bağıran, kızan, gerektiğinde sınırları aşan bir lider profili.

Yarın: Eğitim haritası toplumu nasıl siyasi fay hatlarına ayırıyor? Hangi liderler tabanlarında çok seviliyor, hangi partinin tabanı başka lideri beğeniyor?

En Çok Aranan Haberler