Meksika Devrimi'nin ikonlarından biri, hikayesi filmlere konu olacak cinsten (kısaca bir googleladık ama, sanıyoruz henüz filmlere konu olmamış) bir kadın Petra Herrera. O zamanlar erkeklerle cephelerde savaşan ve kadınlardan oluşan Soldaderas birliğinin en dişli üyelerindendi. Ancak işin içinde kadın olunca ordu bazı kısıtlamalar getiriyor, bunun haricinde askerler kadınları çekinmeden taciz ediyordu. Tüm bunlara rağmen adını 'Pedro' olarak değiştiren Herrera erkeklerin yanında savaşmış hatta tek başına bir köprüyü havaya uçurarak kahramanlık nişanı bile almıştı.
30 Mayıs 1914'de İkinci Torreon Muharebesi'nde zor durumda kalan devrimci ordunun yardımına 400 kişilik kadın birliğiyle Herrera gitmiş ve savaşın kazanılmasını sağlamıştı. O zamanların devrim lideri olan Pancho Villa bir kadına bu başarıyı layık göremediği için ona nişan vermekten vazgeçmişti. Herrera'nın doğum ve ölüm yılı net olarak bilinmiyor.
4 Şubat 1869'de dünyaya gelen İrlandalı kontes Constance Markievicz, Sinn Fein partisinin en önemli üyelerinden biriydi. Devrimci ve politikacı yanıyla dikkat çeken Markievicz, İrlanda bağımsızlık direnişine katılmış ve onun haricinde birçok direnişte boy göstermişti. Bunların en büyüğü kuşkusuz liderlik yaptığı en kanlı isyanlardan biri Paskalya Ayaklanması olmuştu.
Bu ayaklanma sırasında bir İngiliz keskin nişancısını yaralayıp kaçarken yakalanan Markievicz, 70 kişinin ölüm cezasına çarptırıldığı duruşmadaki tek kadın isyancıydı. Daha sonraları kadın olduğu için affedilen Markievicz çeşitli cezaların ardından 1919-1922 yılları arasında Cumhuriyet kabinesine giren ilk kadın üye olmuştu.
Tarih sayfalarında birçok ünlü ihtilali erkeklerin yaptığı yazsa da bazı kadınların hakkı yenildiğine şüphe yok. Onlardan biri de Bolşevik İhtilali'nin liderlerinden ünlü komünist Vladimir Lenin'in karısı Nadejda Krupskaya'dan başkası değil.
Nadejda Krupskaya'nın Bolşevik İhtilali'ne ve daha sonrasında gelişen komünist düşünceye katkıları büyüktü. Devrim ateşinin yayılmasına ön ayak olan Krupskaya özellikle yayınladığı Iskra (Kıvılcım) adlı kitabı sayesinde komünizmin Avrupa'ya yayılmasında önemli rol oynadı. İhtilalden sonra da komünist partide aktif rol üstlendi.
Nijerya'daki lgbo kabilesinin güçlü kadınlarından Nwanyeruwa, büyük bir cesaret örneği göstererek o yıllar Nijerya'yı sömürgesi altına alan Britanya kolonisine karşı ayaklanıp büyük bir zafer kazanmıştı.
Bir İngiliz memuru Nwanyeruwa'dan kendi mallarını saymasını isteyince kadınların da vergiye bağlatılacağı anlaşılmıştı. O yıllarda Nijerya kabilelerinde kadınlardan vergi kesinlikle alınmıyordu. Vergilendirmeye karşı çıkan Nwanyeruwa, kabilesindeki kadınları ayaklanmaya çağırdı ve 25 bin kadın Britanya ordusuna karşı büyük bir ayaklanma başlattı. Sonunda zafer kazanan Nwanyeruwa ve kadınları vergiden muaf tutuldu.
9 Mayıs 1921'de doğan Sophie Scholl, anti-nazi harekatı olan 'Beyaz Gül' örgütünün kurucu liderlerindendi. Naziler'in kanlı ve vahşi tavırlarına karşı barış odaklı eylemlerde bulunan ve Sophie Scholl 1943 yılında arkadaşlarıyla bröşür dağıtırken yakalandı. O yıllarda Nazi düşüncesine karşı kitaplar bile yakılırken karşıt eylemlere katılanlar ağır cezalara çarptırılıyordu. 1943'te Münih Üniversitesi'nde yakalanan Sophie Scholl ve arkadaşları 22 Şubat'da giyotinle idam edildi. Henüz gençliğinin baharında olan Scholl, kendi yaşadığı ülkede 'Barış' dediği için kurban edildi.
Scholl'un idamından sonra Beyaz Gül Hareketi'nin broşürleri bir şekilde müttefiklere dağıtılmış ve müttefik uçakları bu broşürleri tüm Alman şehirlerine atmıştı.
24 Ekim 1914'de doğan Lakshmi Sahgal, Büyük Hindistan bağımsızlık hareketinin en büyük devrimci liderlerinden biriydi. II.Dünya Savaşı'nda tamamen kadınlardan oluşan Jhansi Birliği'ni kumanda eden Yüzbaşı Lakshmi, bu birliğini daha sonraları da kullanarak İngilizler'in kukla hükümetinin devrilmesinde büyük rol üstlendi. 23 Temmuz 2012'de hayatını kaybeden Lakshmi ölünceye kadar Hindistan'da kadın hakları konusunda var gücüyle çalıştı.
Blanca Canales 17 Şubat 1906'da dünyaya geldi. Porto Riko'nun önde gelen ulusalcılarından Canales, ABD hükümetine ve yaptırımlarına karşı çıkmasıyla ünlenmişti. Canales ayrıca Porto Riko Ulusal Partisi'nin kadın kolları Özgürlük Kızları grubunun da aktif üyesiydi.
ABD hükümetinin Porto Riko üzerindeki baskısı halkı ve özgürlükçüleri rahatsız ediyordu. Bardağı taşıran son damla ise ABD'nin Porto Riko adına hiçbir yayını basmaması oldu. Bunun üzerine 30 Ekim 1950'de Blanca, arkadaşlarını örgütleyerek silahlanmış ve Jayuya Ayaklanması'nı başlatmıştı. Kendinden geçen Porto Rikolu'lar istasyonları ve polis karakollarını basarak ABD bayraklarını indirdi ve yerine Porto Riko bayraklarını astılar. Kısa sürede büyüyen direnişe ABD ordusu çok sert karşılık verince küçük çaplı bir savaş çıktı. En sonunda yenilen direnişçilerin çoğu tutuklandı. Onlardan biri de Blanca'nın ta kendisiydi. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan özgürlükçü kadın 1979'da gelen afla hapishaneden çıktı.
Küba Devrimi denilince aklınıza Fidel Castro ve Che Guavera gelebilir ancak arka plan görünmeyen başka bir kahraman daha vardı... O da Celia Sanchez'den başkası değildi.
Devrimin, en başından beri merkezinde olan Sanchez, 1952'deki darbenin ardından gerillalara liderlik yaptı. Meksika'dan Küba'ya savaşmak için gelen insanların gelişini organize etti. Sanchez devrimden sonra da Fidel Castro'nun yanında kaldı ve Sosyalist Parti'ye ölene kadar hizmet etti.
13 Mayıs 1945'de doğan Kathleen Neal Cleaver, Amerika'daki Afrika kökenli insanların haklarını savunan Kara Panterler Partisi'nin ilk üst düzey kadın yöneticisiydi. Hukuk eğitimi gören ve başarılı olan Cleaver, ayrıca partinin sözcüsü ve basın sekreteriydi.
Cleaver o yıllarda partinin önemli isimlerinden olan ve hapis hayatı yaşayan Huey Newton'un özgürlüğü için ulusal bir kampanya düzenledi ve bu kampanyanın tüm dünyada duyulmasını sağladı. Kathleen Neal Cleaver hayatının büyük bölümünü afro-amerikanların hak mücadelesine adadı ve bugünse Emory Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde ders veriyor.
Arap Baharı'nın İlk Çiçeği diye adlandırılan Asmaa Mahfouz, Mısır'daki ayaklanmalarının ilk ateşleyicisi olarak biliniyor. Yayınladığı videoyla insanları Tahrir Meydanı'na çağıran Mahfouz'un çağrısı kısa sürede yanıt aldı ve yüzbinler meydanları doldurdu. Haksızlığa başkaldıran Mahfouz, Mısır Devrimi'nin önde gelen isimlerinden sayılıyor.
Asma Mahfouz'un ingilizce altyazılı çağrısını buradan izleyebilirsiniz