CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu Başbakan'a seslenerek 'Demokrasi olmayan bu ortamda hiç bir CHP'li dokunulmazlık zırhına bürünmek istiyor.
[
****](https://www.mynet.com/akp-secim-startini-gozaltimla-vermistir-110100556218?utm_source=mynet&utm_medium=www&utm_campaign=home_haber_image)
Avrupa Birliği’nin genişlemeden sorumlu üyesi Stephan Füle ile gerçekleştirdiği görüşmeden bahseden Kılıçdaroğlu, iktidar partisi AK Parti’ye yüklendi ve “Onlara şunu da söyledim; ‘Bazı canlılar var biliyorsunuz sık sık gömlek değiştirirler. Siz hala belli kişilerin gömlek değiştirdiğinin farkında değil misiniz?’ dedim.
Çıkıp itiraf ediyorlar ‘Biz gömlek değiştirdik’ diye. Onlar her olaya göre, her ortama göre, her zemine göre, her renge göre, her söyleme göre gömlek değiştirirler, onların görevi zaten o! Ama hiçbir zaman kafalarının ardındaki düşünceden vazgeçmezler. Hedefleri vardır, o hedefe ulaşmak için gömlek değiştirmeyi de zaten marifet olarak gayet güzel yaparlar,” dedi. CHP lideri, Türkiye’nin en önemli sorununun ‘işsizlik’ olduğunu öne sürdü.
**“TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU İŞSİZLİK”**
Grup konuşmasına, Türkiye’nin en önemli sorununun ’işsizlik’ olduğunu iddia ederek başlayan CHP lideri, “Türkiye’nin gündemi bu, vatandaşın gündemi bu!” dedi ve iktidar partisinin yönetim becerisini sorguladığı şu sözleri ekledi:
**“İKTİDAR ÜÇ MAYMUNLARI OYNUYOR”**
“Bu gündeme ilişkin olarak, iktidar, üç maymunları oynuyor; görmüyorum, duymuyorum, konuşmuyorum! Peki bunlar nasıl bo ülkeyi iyi yönetiyorlar? Hangi aklı evvel çıkıp da ‘AKP ülkeyi iyi yönetiyor’ diyor? Hangi aklı evvel çıkıp da ‘Yahu şu AKP ekonomiyi çok iyi götürüyor’ diyor?”
****“AKP BEREKETSİZ PARTİ”****
Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin, ‘bereketsiz’ olduğu söylemini, Adana’daki işsizlik sorununu örnek vererek yineledi.
**“ADANA’YA İKİNCİ ÜÇÜNCÜ ÜNİVERSİTEYİ İNŞALLAH BİZ GETİRECEĞİZ”**
Adana’ya bir üniversitenin yeterli olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, iktidar olmaları halinde Adana’ya ‘ikinci ve üçüncü’ üniversite sözü verdi.
Avrupa Birliği’nin genişlemeden sorumlu üyesi Stephan Füle ile gerçekleştirdiği görüşmeden bahseden Kılıçdaroğlu, iktidar partisine şu sözlerle yüklendi:
**“ONLAR GÖMLEK DEĞİŞTİRİRLER AMA KAFALARININ ARDINDAKİ DÜŞÜNCEDEN VAZGEÇMEZLER, HEDEFLERİ VARDIR”**
“Onlara şunu da söyledim; ‘Bazı canlılar var biliyorsunuz sık sık gömlek değiştirirler. Siz hala belli kişilerin gömlek değiştirdiğinin farkında değil misiniz?’ dedim. Çıkıp itiraf ediyorlar ‘Biz gömlek değiştirdik’ diye. Onlar her olaya göre, her ortama göre, her zemine göre, her renge göre, her söyleme göre gömlek değiştirirler, onların görevi zaten o! Ama hiçbir zaman kafalarının ardındaki düşünceden vazgeçmezler. Hedefleri vardır, o hedefe ulaşmak için gömlek değiştirmeyi de zaten marifet olarak gayet güzel yaparlar.”
**“NOTER BİLE İMZALAMADAN ÖNCE BAKAR”**
Ya bu kadar olmaz dediğimiz kişilerden biri de sayın Cumhurbaşkanı. Noter bile önüne gelen metne bir bakar hata varmı diye. Sayın cumhurbaşkanı bu ülkede birliği bütünlüğü, uzlaşmayı temsil eder. Başbakan'ı çağırıp başka sesleri de dinle diyemedi. Ben bu yasayı onaylayacağını biliyordum.
Başbakan kendisini eleştirilemez görüyor, dava açılmasına izin vermiyor. Yasadışı telefon dinlemelerinden medet umuyor. Ama kendisi dinlendiğinde doğru Silivri'ye.
3 yıldır bir darbe edebiyatıdır gidiyor. hayatlarında yan yana gelmemiş insanları aynı potaya koyuyor. Balyoz tutuklamalarının ardından Dolmabahçe'de davanın yargıcıyla Genelkurmay Başkanı görüştü. Başbakan bu davanın yargıcı değil miydi? Nerde yargı bağımsızlığı?
**ODATV BASKININA TEPKİ**
Soner Yalçın dün gözaltına alındı. Kalemini satmayan bir gazeteci. Çalışır üretir besleme değil. İnternet sitesi de öyle. Gazeteler bazen oradan alıntı yapıyor. Siteye 3 video koydu. Zir vadisinde bulunan malzemelerle ilgili.
Ama dün sitesi basılıp Ergenekon'dan gözaltına alındı. Soyadı gibi Yalçın bir adam. 'Direneceğiz'diyor. Biz de sonuna kadar desteğimizi vereceğiz. 3 yıldır Ergenekon örgütüne üye olunuyor. Nerde bu örgüt, gidip üye olacağım!
Bunlar için hukuk diye bir olay yok. İstediğimi tutuklar, istediğim yargıca düşürürüm. Gerekirse yargıcı değiştiririm. istediğimi gözaltına aldırırım. Bizim kaygımız bundan. Hukuk bağımsız ve tarafsız olmalı. Sayın Cumhurbaşkanı çok duyarlı, öyle söylüyor. İçeridekiler salıverilmesin, o yüzden derhal imzaladım.
Sayın Başbakan’a sesleniyorum, yargını medyanı kurdun. Yasama organı zaten elinde, iş dünyasını kendine uydurdun. bizim dokunulmazlığımızı kaldır. Demokrasinin bu kadar kirlendiği bir ortamda hiçbir CHP milletvekili dokunulmazlık zırhına bürünmek istemiyor. Senin savcıların yargıçların bize uydurma suç üretebilir, tutuklayabilirler. Senin dokunulmazlığın kalsın. Biz bu ülkeye demokrasi ve özgürlüğü getirmek için her türlü bedeli ödemeye hazırız.
Gazeteleri, televizyoncuları susturacaksın. Köşe yazarları kendilerine otosansür uygulayacak. Biz bunları sindiremiyoruz.
Başbakan gitmiş, bizim siyasetimizde korku, korkutmak yok demiş. Yani arkadaşlar bir olay bu kadar çarpıtılır. Bunlar ne diyorsa bunun tersi oluyor. Adı ne ileri demokrasi. Kimsenin konuşmadığı, baroların konuşturulmadığı yere ileri demokrasi diyoruz. Parmak hesabıyla muhalefetin 5 dakikadan fazla konuşamasın istediğin yere ileri demokrasi diyorlar.
Diyorlar ki biz pislikleri temizliyoruz. O dönemde bakanlık yapanlar şu an senin kabinende bakan değil mi? Temizlemediğin gibi yeni pislikler ekliyorsun. Özgürlük ayıbını getiriyorsun. Adalet Komisyonu başkanı diyor ki davasına baktım ama para almadım. Demek ki gönül birliği var. Para almadı ama bir şey aldı. Tabanca aldı mı almadı. bir darbeci ne verir, tabanca verir. Peki ne aldığı karşılığında merak ediyorum.