ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeni dönemde sadece kendilerine oy verenlere değil, bütün millete yönelik sorumlu olduklarını belirterek, "Sorun üreten değil, çözüm üreten bir anlayışla yola çıkıyoruz" dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, 1999 seçimleri sonucunda parlamento dışında kalmış bir siyasi parti olarak geride bıraktıkları 3.5 yıllık dönemde yaptıkları çalışmalarla TBMM'nin içindeki şerefli yerini aldıklarını kaydetti.
CHP'nin 1999 seçimlerinde parlamento dışında kalmış olmasına rağmen gerçekleştirdiği çalışmalarda Türk siyasal yaşamındaki önemini bütün yurttaşlara kabul ettirerek bu sonucu sağladığını belirten CHP lideri Baykal, hiçbir zaman böyle bir buluşmayı gerçekleştiremeyecekleri yönünde bir duygunun içine girmediklerini ifade etti.
Daima CHP'nin TBMM içinde yerini alacağı inancıyla çalıştıklarını dile getiren Baykal, "Bugün halkımızın CHP'ye verdiği değerin, CHP'nin önemini çok derinden biliyor olmasının sonucunda bu güzel manzara gerçekleşmiştir. Bu sonucu gerçekleştirmeyi başardığınız için sizi kutlarken, böyle bir oluşumun başında bulunmaktan dolayı duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum" dedi.
Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğine işaret eden Baykal, "Başladığımız nokta bunalımlı bir noktadır. Türkiye'nin geride bıraktığı dönemdeki sorunlar, ülkemizi ağır sonuçlarla karşı karşıya bıraktı. Bu yeni dönemde CHP olarak büyük sorumluluk üstlendik. Bu sorumluluk sadece bize oy verenlere değil, bütün milletimize yöneliktir" diye konuştu.
Baykal, Türkiye'deki iktidar-muhalefet ilişkilerini yeni bir ortama oturtacaklarını belirterek, Türkiye için iyi olan her şeyin CHP için de iyi olacağını söyledi.
Bu nedenle Türkiye'nin önünü açmaya yönelik bütün gayretleri sergileyeceklerini açıklayan Baykal, muhalefeti eski alışılmış, engelleyici, güçlük çıkarıcı, kriz çıkaran yaklaşımla sürdürmeyeceklerini, sorun üreten değil, çözüm üreten bir anlayışla yola çıktıklarını kaydetti.
Türkiye'nin geride bıraktığı dönemde ülkenin sorunlarına yönelik doğru yaklaşımları geliştirmek için ciddi arayışlara yöneldiğini vurgulayan CHP Genel Başkanı Baykal, yeni bir meclis ve bu meclisin en önemli unsurlarından biri olan muhalefet olarak göreve başlarken, 21. dönemdeki meclis üyelerini de saygıyla selamladı.
Güç bir dönemde görev yaptıklarını ifade eden Baykal, "Siyasal yaşamımızda örnek bir demokratik anlayışı sergilemişlerdir. Bu yaklaşımları dolayısıyla ve 21. dönemde gerçekleştirilen atılımlarda önemli bir yeri almışlardır. Özellikle yaz aylarında TBMM'nin gerçekleştirdiği atılımlar, Türkiye'nin dünyadaki yerini sağlamlaştırmaya yönelik adımlar olmuşlardır" diye konuştu.
"TÜRKİYE DİNİ İNANÇLARIN YÖNLENDİRDİĞİ BİR DEVLET OLMAYACAK"
CHP'nin TBMM Grubu'nda konuşan Genel Başkan Deniz Baykal, "Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna temel olan ana felsefenin, yani milli kurtuluş savaşının, kuvayı milliyenin ve ondan sonra gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi temellerinin inançla bilinçle sahibi olmaya devam edeceğiz" dedi.
Türkiye'nin tarihin içinde bu bölgede olağanüstü bir başarıyla laik demokratik ve sosyal bir hukuk devletini çıkarmayı nasıl başardığını hiç kimsenin unutması gerektiğini ifade eden ve bunun unutulmasına izin vermeyeceklerini belirten CHP lideri, "Bunu Türkiyemiz'in en büyük kazancı olduğunu, geleceğe dönük sorunlarımızı göğüslerken bize en büyük gücü veren temel çıkış noktasının laik demokratik cumhuriyet olduğunu, Atatürk Cumhuriyeti olduğunu hiçbir zaman unutmayacağız, kimseye de unutturmayacağız" dedi.
"HERKESİN İNANCINA HERKES SAYGI GÖSTERMELİ"
Baykal konuşmalarını şöyle sürdürdü: "Türkiye bu coğrafyada başka hiçbir ülkenin sergiyelemediği olağanüstü bir başarıyı gerçekleştirmiştir. Biz toplumunun etkili çoğunluğu müslüman olan bir ülkeyiz. Onunla da iftahar ediyoruz. Biz aynı zamanda devlet düzeni laik demokratik Cumhuriyet olan bir ülkeyiz. Bununla da iftahar ediyoruz. Bu ikilemi bir arada barış içinde uyum içinde yaşayabileceğinin dünyadaki tek örneğini veren ülke Türkiye'dir. Bu olağünüstü bir olaydır. Bütün dünya bunu Türkiye modeli olarak ilgiyle dikkatle izlemektedir. Ve herkesin 'ah diğer ülkelerde bunu gerçekleştirebilse' diye bir ölçüde özlemede bir ölçüde bunu gerçekleştiremediği içini hayıflanarak değerlendirdiği bir modeldir. Bu Türkiye modelinin değerini çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bizim sistemimizde çağdaş hukuk düzeni vardır. Bizim sistemimizde kadın erkek eşitliği vardı. Bizim sistemimizde laik demokratik cumhuriyet vardır. Hiç kimsenin inancına devletin karışma hakkı yoktur. Herkesin inancına herkesin derin bir saygı duyması kaçınılmazdır. Devletin herkesin inancına büyük bir saygı duyşması kaçınılmazdır. İnanç özgürlüğü ibadet özgürlüğü her türlü tartışmanın ötesindedir. Ama Türkiye dini inançların yönlendirdiği, şekillendirdiğ ibir devlet yapısı içine girmeyecektir. Girmemelidir de. Bu dine saygının da gereğidir. Bu devlete saygının da gereğidir. Bizim sistemimiz bunu uygulamaya aktarmış, başarmış dünyadaki tek büyük örnektir. Bunu kıskançlıkla korumak durumunda olduğumuzu biliyoruz. Bunu önümüzdeki dönemde de bir temel anlayış olarak koruyacağız, sürdüreceğiz. Bu konuların tartışılmasının bu konularla ilgili açıktan ya da dolaylı ayrışmalara gidilmesinin, siyasi gerginlikler üretilmesinin hiç kimseye hiçbir yararı olmayacağının çok açık bilinmesine ihtiyaç vardır. Türkiye bu konuları aşmıştır".
Baykal, bu anlayışla ortaya çıkacak olan tüm atılımlara desteklerini sonuna kadar vereceklerini ifade etti.