Bir uzman yardımıyla güvensizlik duygusunun ilk ne zaman oluştuğunun bulunması gerektiğini belirten Enerji Terapisti Zehra Köse ile Oyuncu ve Yaşam Koçu Seçkin Zenginler, şu tavsiyelerde bulunuyorlar: Korkularımızla yüzleşmeli, duygularımızı açıkça ifade etmeli, hiç kimseyi genellememeli, özgüven geliştirici faaliyetlere yönelmeli, özgürlük alanlarına saygı duymalı ve ilişkiyi ilişki içinde çözmeliyiz.
Sosyal birer varlık olarak biz insanoğlu, tüm ilişkilerimizde olması gereken kriterleri sıraladığımızda, genellikle ilk üçün içerisinde güven duygusunu görüyoruz. Yani güvenmek istiyoruz; işimize, eşimize, ailemize, sosyal çevremize. Neden böyle bir duyguya ihtiyacımız var? Neden bu arayışımız?
Cosmos Eğitim ve Danışmanlık'ın Enerji Terapisti Zehra Köse ile Oyuncu ve Yaşam Koçu Seçkin Zenginler, ister 1 aylık ister 10 yıldır sürüyor olsun, ilişkilerin genelinde yaşanan en büyük sorunun 'güvensizlik' olduğuna, bunun gün geçtikçe de artarak devam ettiğine dikkat çektiler. Güvenin içinde birçok kavramın barındığını belirten Köse, bunların "Dürüstlük, açıklık, tutarlılık, sadakat, yakınlık, bağlılık, tahmin edilebilirlik" olduğunu söyledi. "Partnerinize ne kadar güveniyorsunuz?" sorusuna birçok kişinin yanıt vermekte zorlandığını, yanıtından emin olamadığını veya bu sorudan kaçındığını belirten Köse, ancak bu soru "Kendine ne kadar güveniyorsun?" olarak sorulduğunda devreye otomatik olarak egonun girdiğini ve cevabın "Kendime çok güveniyorum" olarak verildiğini anlattı. Köse, bu durumun büyük bir çelişki yarattığının altını çizdi.
GÜVENSİZLİK ÖN YARGI VE KONTROLE NEDEN OLUR
Bir ilişkide "Seni seviyorum" demenin "Sana güveniyorum" demekten çok daha kolay hale geldiğini ifade eden Zenginler, güven sorunu yaşayanların öncelikle bu kavrama yüklediği anlamları gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Herkesin geçmişte yaşadığı deneyimlerinin birbirinden farklı olduğunu vurgulayan Zenginler, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güven, bir kişi için söz verdiğinde tutmak anlamına gelirken, bir başkası için sadakat anlamına gelebilir. Çocuklukta anne ve babadan alınamayan güven ya da geçmişte yaşanan bir deneyim sonucu oluşan bir güvensizlik duygusu, bizi başkalarına karşı bir koruma kalkanı içine sokabilir. Burada yapmamız gereken bu duygunun nereden kaynaklandığının farkında olmak. Bilinçaltımızda yer alan bu güvensizlik duygusu, bizi, ilişkilere ön yargılı bakan ve her şeyi kontrol eden bir davranış biçimine sokar."
EGO SAVAŞLARI YAŞANIYOR
"Peki ne oldu da geçmişe göre çok daha yoğun bir güvensizlik yaşıyoruz?" diye soran Köse, bunun cevabını şöyle veriyor: "Maddiyatı olduğu gibi maneviyatı ve ilişkileri de çok hızlı tüketiyor, kolayca vazgeçiyoruz. Emek harcamak yerine sosyal medya ve sanal ortamlarda alternatif seçeneklerin peşine düşüyoruz. Ancak bu ortamlarda yaşadığımız kısa süreli ilişkiler ve hayal kırıklıkları bir süre sonra enerjimizi aşağıya çekiyor. Gün geçtikçe güvensizlik duygumuz katlanarak çoğalıyor. Sanal ortamda kendimizi daha iyi ifade ettiğimizi düşünüyoruz. Ama bu büyük bir yanılgı ya düşürüyor bizi. Kendimizi olduğumuzdan başka bir insanmışız gibi karşı tarafa empoze ediyoruz. Bu durum en çok da bizi mutsuz ediyor. Artık birbirimize o kadar da açık değiliz. Elimizdeki telefonun ya da bilgisayarın tek gerçeklik olduğunu düşünüyoruz. Karşılıklı empati kurmak yerine ego savaşlarına giriyoruz."
ÖZGÜVENSİZLİK, GÜVENSİZLİĞİ YARATIR
Hissedilen güvensizlik duygusunun bize mi ait yoksa dışarıdan gelen söylemlere karşı önlem olarak mı oluştuğuna bakılması gerektiğini anlatan Köse, eğer bu duygu bize ait ise yapılması gerekenleri şu şekilde sıralıyor: "Kendimiz ile temasa geçip bu duygunun ilk ne zaman oluştuğunu (Anne karnında bile oluşmuş olabilir) anlamaya çalışmalıyız. İçimizde olmayan güveni (özgüveni) dışarıda görmemiz imkansızdır. Eğer bu duygu bize aitse yaydığımız enerjide güvensizlik olacağı için hayatımıza bize bu duyguyu tekrar tekrar yaşatacak kişi ve olayları çekeriz. İlk sorulacak soru: 'Ben kendime güveniyor muyum?' Yeni işimde, yeni ilişkimde... Bu cevaba karşı tereddüt varsa acaba kendime olan güvenimi artırmak için neler yapabilirim? Öncelikle bunu çözmek gerekiyor."
HER İLİŞKİ YENİ BİR AVUÇ TOPRAK
Güvensizlik sorununu aşmak için neler yapılmalı? Zenginler, bu konuda şu tavsiyelerde bulunuyor:
1- Yaşadığımız duygu her neyse onu açıkça ifade etmeliyiz. Mesela, "Telefonu alarak tuvalete gitmene bir anlam yüklüyorum ve bu bende bir güvensizlik hissi uyandırıyor" gibi… Düşüncelerimizi içimizde tutup biriktirmeden karşımızdaki ile paylaşmalıyız.
2- Kaybetme korkusu nedeniyle kontrol arttığı için bu kontrolün farkına varmak ve bu korkuyla yüzleşmek gerekiyor. Kaybedersem ne olur? (Bir kere aldatılmıştır ve hep kaybetme korkusu yaşıyordur.)
3- Genelleme en büyük yanlıştır. Her kişi, her yeni ilişki, yeni bir avuç topraktır. Onu neyle beslersek oradan alacağımız sonuç da o olacaktır. Bunun bilincinde olarak, o ilişkiye ne ektiğimize dikkat etmeliyiz.
4- Tüm dikkatimizi ve enerjimizi ilişkiye odaklamak yerine, özgüven geliştirici bireysel faaliyetlerde bulunmalıyız. Bu faaliyetler bireysel enerjimizi yükseltirken, aynı zamanda ilişkimizi de besleyecektir.
5- Karşı tarafın hayatının özgürlük alanlarına izin vermeli ve saygı duymalıyız. Her iki tarafın da kendini mutlu hissedecek aktivetelerde bulunması, ilişkiyi sağlam bir zemine oturtacaktır.
6- İlişkiye ait sorunların, ilişki içinde çözülmesi gerekir. Sorunumuzu paylaştığımız arkadaşlarımız ya da aile üyelerimiz, bize yakınlıkları nedeniyle çok da objektif bir bakış açısına sahip olamayacaklarından, belki de kolaylıkla çözülebilecek bir sorun, bir kaosa dönüşebilir.
7- Tekrar eden bir güvensizlik duygusu varsa anne ve baba ile olan ilişkiler gözden geçirilmeli; bilinçaltı kayıtlarına bakılmalı ve gerekirse bir uzmandan destek alınmalıdır.