OMÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından düzenlenen “Sosyal Bilimlerde Bilimsellik Sorunu” başlıklı toplantı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Toplantı Salonu’nda yapıldı.
Prof. Dr. Burhanettin Tatar’ın konuşmacı olarak katıldığı toplantıya; Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Zeki Terzi, Müdür Yardımcıları Doç. Dr. Bekir Şişman, Yrd. Doç. Dr. Salih Kesgin ve Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı araştırma görevlileri katıldı.
“Toplantının başında, sosyal bilimlerdeki araştırmalarda savunduğunuz bir tez, biri görüş vardır; bu tez araştırmanın her alanında tezahür eder” diyen Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Zeki Terzi, tarihçinin yaptığı araştırmanın dönemine ilişkin kaynak ve belgeleri iyi ve doğru bir şekilde tespit edip kullanırken, kendi zihin dünyasının meslek, meşrep ve ekolünün de bu araştırmayı önemli ölçüde etkileyip yönlendirdiğini belirterek tarihin tarihçi ile birlikte devam eden bir süreç olduğunu söyledi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Burhanettin Tatar, “Sosyal bilimlerde bilimsellik kendi içinde bir bağlamı ifade ediyor. Yani bilimin sosyal bilimler için ayrı bir anlamı var. Temel sorun burada; sosyal bilimlerin düşünce ve araştırma alanları nelerdir ve sosyal bilimler ne tür bir gerçekliği araştırır. Fen bilimlerinde teşhis ve analiz vardır. Belirli bir konum vardır ve araştırmacı onun üzerinde çalışır. Ama sosyal bilimlerde böyle bir durum söz konusu değildir. Mesela bir tarihçi için tek bir olay yoktur. Yani o olay sadece orada başlayıp orada bitmemiştir. Tarihi olay ondan sonraki olayları da etkiler. İstanbul’un fethini konu alan bir tarihçi için bu fetih hala devam ediyordur. Biz hala Hz. Peygamber’in hadislerini dikkate alıyoruz. Neden? Çünkü hadis, ‘şey’ değil bir süreçtir” dedi.
Sosyal bilimlerde araştırılanın değişimi konusuna dikkat çeken Tatar, “Sosyal bilimleri fen bilimlerinden ayıran bir diğer nokta ise sosyal bilimlerde araştırılan konunun içinde aynı zamanda araştıran da vardır. Yani araştırdığımız alanın içerisindeyiz. Olaya içeriden bakıyoruz. Ayrıca bu araştırılan konu ise her zaman bir değişme içerisinde olmaktadır. Şöyle ki; siz bir şeyi açıkladığınız an o açıkladığınız andan öncekileri açıklıyorsunuz. Ondan sonra etkileri değişebiliyor. Sosyal bilimlerde sabit bir olay yoktur. Fen bilimlerinde önce olay sonra kavram vardır. Oysa sosyal bilimlerde olay ile kavram yani anlam aynı anda tezahür eder. Bu noktada sosyal bilimlerde kavramın önemi artıyor. Olaylar kavramlarla değer kazanıyor. Acaba gerçekliği ortaya çıkarabilmek için hangi kelimeyi kullanacaksınız? Uygun kelimeyi bulmadan anlatmak istediğinizi anlatamazsınız. Bu yönüyle de sosyal bilimler var olanı anlama çabasıdır. Mesela Türk dili üzerine bir araştırma yapıyorsunuz. Oysa siz Türkçeyi biliyorsunuz. İşte burada olan, yani başladığınız noktaya dönmek olayı, daha derinlemesine bilgi kazanma olarak size dönüyor” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz