Batman'i oynayacak kapasitede bir oyuncu da olsan, Gone Girl'de inanılmaz bir oyunculuk da sergilesen, South Park'ın diline bir kere düştün mü kurtulamıyorsun.
Sezon 7'de karşımıza yeniden çıkan Ben Affleck, Eric Cartman'ın ''Hennifer Hlopez'' adını verdiği el kuklasına aşık oluyor ve Jennifer Lopez'i terkediyordu.
Son zamanlarda sesini de vücudunu da çok özlediğimiz Christina Aguilera, sezon 4'te Ritalin'in yan etkisi olarak karşımıza çıktı.
Türkiye'de olsa Matt Stone ve Trey Parker hapse atılmakla kalmaz, hapiste taşlanarak öldürülürdü. Burası kesin.
Bono'ya kıl olmayan kalmadı zaten, dünyanın en büyük rock gruplarından birinin vokalisti de olsan, insanların bakış açıları farklı olabiliyor demek ki...
''Bono'ya Kıl Olma'' mertebesini gömlek gömlek yukarı taşıdı South Park. Sezon 11'de, Randy Marsh tuvalette geçirdiği uzun sürenin ardından ''Dünyanın En Büyük B*ku'' rekorunu kırdı. Yeni rekortmen Randy Marsh, bu tuvaletiyle rekoru daha önce elinde tutan Bono'yu iki numaraya itiyordu.
İki Numara olmayı kaldıramayan Bono'nun verdiği aşırı tepkinin sebebiyse -South Park'a göre- sanatçının karanlık geçmişinde yatıyordu.
Aslında Bono, Dünyanın En Büyük B*ku'nun ta kendisiydi.
Sadece Ted Bundy mi... Amerika'nın en büyük 3 seri katili, 3 gerizekalı pastacı olarak South Park'ta karşımıza çıktı.
Ted Bundy, Jeffrey Dahmer ve John Wayne Gacey; 10. sezonda Şeytan'ın doğum günü partisi için Ferrari şeklinde ve büyüklüğünde bir doğum günü pastası hazırlamakla görevlendirilmişlerdi.
Sen git Ailens'ı çek, Titanic'i, Avatar'ı çek; sonra South Park'ın diline düş. Olacak iş mi? Evet, olacak iş.
Silikon Vadisi'ni kurarak, Amerika Birleşik Devletleri'ni teknoloji çağının lideri haline getiren Bill Clinton; South Park'a seks skandallarıyla defalarca konuk oldu.
Bir başka Amerikan siyasi figürü Hillary Clinton da, aynı eşi gibi South Park'ın maytap geçmesinden defalarca nasibini aldı.
''...sonuç olarak, Manhattan halkı Bayan Clinton'ın kıçının daha da büyümesi tehlikesine karşı şehri boşaltmaya hazırlanıyor.'' South Park, sezon 6, bir haber bülteni... :)
Daha da fenası ise Hillary Clinton'ın vajinası üzerine yazılmış koca bir bölümdü.
Şu röportajından da anlıyoruz ki Russell Crowe, bu bölüme epey içerlemiş :)
Bu aşağılamaya can dayanmaz...
Ünlü evrim teoristi Richard Dawkins, South Park İlkokulu'na evrimi öğretmek için 10. sezonda atandı. Yakın zamanda cinsiyet değiştiren Hoca'anım Garrison'a aşık oldu. Dawkins Bey'in zekası ve Garrison Hanım'ın ateşli savunuculuğu sayesinde 2500'lü yıllarda tanrı inancının tamamen yok olduğunu gördük...
South Park tarafından itin kıçı sıcak bir yuva belletilen ünlü oyuncu; Mel Gibson.
Trey Parker ve Matt Stone muhtemelen ünlü sanatçıya bulaşmayacaktı, eğer kendisi Passion filmini çekmeseydi.
Passion filminin aşırı antisemitist bir yapım olduğunu düşünen South Park yaratıcıları, bu konuya 8. sezonda değindiler. Mel Gibson, parayı ve kendine işkence etmeyi eşit derecede seven, aklını yitirmiş bir ruh hastası olarak gösterildi.
South Park siyasilere gömmeye devam ediyor, Türkiye'de de gazeteler filan kapatılıyor işte...
Bir dönem Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiş olan Al Gore, sonra küresel ısınma ile ilgili bir belgesel çekerek dikkatleri üzerine çekmeye çalışmış, hazır dikkatler üzerindeyken de başkan olmaya çalışmış ancak seçimleri kaybetmiş bir politikacı.
İşte bu 'dikkatleri üzerine çekmeye çalışma' durumu, South Park tarafından aşırı derecede alaya alındı.
8. sezonda South Park'ta yeni bir dükkan açıldı:
Stupid Spoiled Whore (Aptal Şımarık O****u) .
16 yaş altına hitap eden (!) dükkan, Paris Hilton'ın ürünleriyle doluydu. Dildolar, kelepçeler, aşırı açık seçik kıyafetler, Skank (Kevaşe) adlı bir parfüm ve bir video oyunu: Stupid Spoiled Whore Video Playset.
O kendini dünyanın en büyük rock yıldızı olarak ilan ededursun, Kanye West South Park'ta mütemadiyen ve en sert şekilde aşağılanan bir isim.
En sert aşağılama da 13. sezonda geldi:
sözlerini de yazalım tam olsun:
...and now I got my wish, cause I know that I'm a gay fish
(Gay fish yo) mother fuckin' gay fish
(I'ma fish yo) goin' on a gay fish
(It's alright girl) makin' love to other gay fish...