"Soygun ve ihlallere neden göz yumuyorsunuz?"

ANKARA (ANKA) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, “Bu soygun ve ihlallere neden göz yumuyorsunuz? Danıştay kararları ve bu kararları destekleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun raporlarına rağmen, yargı kararlarının uygulanması için devletin ilgili yürütme birimlerini neden harekete geçirmiyorsunuz” diye sordu.

“YOLSUZLUKLAR BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI’NIN GÖZÜ ÖNÜNDE CEREYAN EDİYOR”

TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’de, “her tür ve her boy” yolsuzluğun, devlet yetkisiyle yapıldığı bir ülke haline geldiğini söyledi. “Muhtelif boy” yolsuzluk olaylarının Türkiye’nin artık genelinde yaşandığına dikkat çeken Kart, şöyle dedi:

“Bu anlayış ve uygulamalar artık kurumsal ve organize bir hale gelmiştir. Yolsuzluklar ve hukuksuzluklar; kaymakamların, valilerin, Başbakanlık müsteşarlarının, Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın gözü önünde cereyan etmekte, ancak yolsuzluk ve hukuksuzluklara müdahale edilmemekte, yargı yolları engellenmekte ve işletilmemektedir.”

“DİKTA YÖNETİMİNDE VE MÜSTEMLEKE ÜLKELERDE OLUR”

Bu tür yolsuzlukların ancak, dikta yönetimlerinde ve müstemleke bir ülke haline gelen toplumlarda rastlanabileceğine işaret eden CHP’li Kart, Kağıthane Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nda yaşanan olayları örnek göstererek, şöyle dedi:

“9 Nisan 2009 tarihinde Halis Ersoy ile 1 Ekim 2007 tarihinde ölen Ayşete Erkek isimli kişilere, ölüm tarihlerinden sonra yardım yapılmıştır.

12900 sayılı dosyayla, 2022 sayılı Yasa statüsüne göre sakat maaşı olan kişiye yardım yapılmıştır. Aynı kişinin babası Kaymakamlık’ta kaloriferci olarak çalışıyor gösterilip, bir başka kurs binasında ise bekçi olarak gösterilmiştir. Bu kişiler Kaymakam'ın Kahramanmaraş’tan köylüsüdür.

12548 sayılı dosyayla, Kocaeli’nde SSK’lı olarak çalışan, bir taraftan da Kaymakam ve Vakıf Müdürü’nün özel işlerini yapan Fuat Çiçek’e 15 bin 760 TL ödeme yapılmıştır.”

“DEVLETİN VAKFI, AKP’NİN ÇİFTLİĞİ”

Bu yolsuzluklar karşısında mülki amirlerin bir şey yapmadığını iddia eden Kart, şöyle dedi:

“Vali ne yapıyor? Valinin umurunda değil. İçişleri Bakanı ne yapıyor? İçişleri Bakanı’nın ortaya çıkan tablodan memnun olduğu anlaşılıyor. Çünkü devletin vakfı, AKP’nin vakfı gibi, çiftliği gibi üretim yapıyor. Bu hiyerarşik düzenden sonra devlet ne yapıyor? Devleti oluşturan hükümetin organları ne yapıyor? Bu organlar delilleri yok ediyorlar. Delillere müdahale ediyorlar. Delilleri karartıyorlar.Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları üzerinden ‘küçük ve orta boy’ yolsuzlukların yapıldığını ve maalesef bu uygulamanın Türkiye geneline hakim olduğunu görüyoruz.”

“BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI SEYREDİYOR”

Telekom’un, yargı kararlarına rağmen taşınmazları satmaya devam ettiğine işaret eden CHP’li Kart, şöyle dedi:

“Büyük boy yolsuzluktan söz edeceğim. Oger Telekom hukuk ihlalleri yapmaya, gayrimenkulleri satmaya devam ediyor. Başbakan, Başbakanlık Müsteşarı ve Cumhurbaşkanı da kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bu pervasız ihlalleri seyretmeye devam ediyor.”

Türk Telekom’a kayıtlı 11 adet gayrimenkulün satışa çıkarıldığına işaret eden Kart, “11 adet gayrimenkulle ilgili araştırmamızı yaptık. Tamamı Türk Telekom adına kayıtlı. Şehirlerin merkezi yerlerinde ve değerli mülkler. Satıcının Türk Telekom olduğu özellikle gizleniyor… Karambolden iş yapılmak isteniliyor. Nasıl olsa kendilerini himaye eden birileri var. Kendilerinden bu kadar eminler. Oger Telekom pervasız bir şekilde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm mekanizmalarıyla alay edercesine, Türk Telekom’un içini boşaltmaya devam edecektir” dedi.

BAŞBAKAN VE CUMHURBAŞKANI’NA SESLENDİ

Başbakan, Cumhurbaşkanı ve savcılara seslenen Kart, şöyle dedi:

“Danıştay kararları ve bu kararları destekleyen Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun raporlarına rağmen; yargı kararlarının uygulanması için devletin ilgili yürütme birimlerini neden harekete geçirmiyorsunuz? Bu soygun ve ihlallere neden göz yumuyorsunuz? Türkiye Cumhuriyet’i bu kadar mı aciz. Türk Telekom’un brüt gelirlerinin yüzde 15’inin Hazine’ye ödenmesi zorunluluğu bulunmasına rağmen bu ödemeler neden yapılmamaktadır? Bu ödemenin yapılmaması için alınmış olan bir Bakanlar Kurulu kararı var mıdır?”

“KAMU GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI'NDA YABANCI UZMAN VAR MI?”

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın kurulmasının yaratacağı tehlikelere yönelik kuşku ve eleştirileri doğrulayan gelişmeler ortaya çıktığını belirten Kart, şöyle dedi:

“Operasyonel niteliği olmayacak sadece ‘terörle mücadelede koordinasyon sorumluluğunu üstlenecek’ denilen Müsteşarlığın, aslında polis devleti örgütlenmesinin temel ayağını oluşturduğu gizlenemez bir hal almıştır.”

Kart, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a şu soruları yöneltti:

“Operasyonel görevi olmayacak denilen bir Müsteşarlık, silah ve mühimmata neden ihtiyaç duyar? Bu silah ve mühimmatın koordinasyon göreviyle nasıl bir ilgisi olabilir? Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nda yabancı uzman istihdamına başlanmış mıdır? Başlandıysa kaç kişi istihdam edilmiştir? Bu kişiler Türkiye’de daha evvel hangi tarihlerde görev yapmışlardır?”

“TAŞERON İÇİŞLERİ BAKANI OLMAZ”

Daha önce Genel Kurul’da, İçişleri Bakanı’nın ısrarlı sorulara, “Ben de bilmiyorum” dediğini hatırlatan CHP’li Kart, “Biz İçişleri Bakanı’nın böyle bir söylemde bulunamayacağına inanıyoruz. Çünkü böyle söylemde bulunan bir İçişleri Bakanı bu ülkenin İçişleri Bakanı olamaz, ancak, taşeron bir bakan olabilir. Türkiye Cumhuriyeti’nde taşeron bakanlar görev yapamaz” dedi.(ANKA)