Gazeteci Barış Terkoğlu yazdığı köşe yazısında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında iddialarda bulundu. Terkoğlu, Levent A. isimli polisin Soylu'yla ilgili 22 Ekim 2022 tarihinde yaptığı bir paylaşımla ilgili baskın düzenlendiğini iddia etti.
Levent A.'nın yaptığı paylaşımda kullandığı ifadeler ise şu şekildeydi:
"Sayın Süleyman Soylu, kızınızın hangi sıfatla Baltalimanı Polis Evi’nde kaç gün kaldığını ve kaç polisin emrine görevlendirildiğini açıklayabilir misiniz? Yok hiç kalmadı diyorsanız görüntüleri yayımlayabiliriz! Baltalimanı Polis Evi içerisindeki villada kalabilen polis arkadaşımız var mı? İçişleri Bakanlığı’ndan cevap bekliyoruz. Baltalimanı Polis Evi bünyesindeki villada bakan kızı aylardır ve hatta belirli aralıklarla bir yılı aşkın süredir nasıl kalabiliyor? Masrafı nasıl karşılanıyor? Açıklayın! Buyurun bu habere de yalan deyin!"
"Elbette cevap iki gün sonra başka şekilde geldi. Konu terörle ilgili olmadığı halde, Antalya’da terörle mücadele şubesinden 7 polis, Levent A’nın evini bastı. Baskın sırasında Levent A. ile evi basan polisler arasında bir tartışma da yaşandı. Zira Levent A. haklarını çok iyi biliyordu. Arama kararı, istihbarat raporu araştırma tutanağı haline getirilerek alınmıştı. Kanuna göre bu mümkün değildi. (Bu uygulama halen birçok vatandaşa karşı yapılıyor.) Elbette yaşanan tartışmada kaybeden Levent A. oldu. Polis arkadaşları, sendikayı savunan polisi, kendi hakları için İçişleri bakanına karşı çıktı diye kelepçeleyip götürdüler."
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu sosyal medya hesabından konuyla ilgili yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Her fırsatta bitmek bilmeyen kin ve iftiralarınızla karşılaşıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi’nde bu yazıya “itiraz edecek”, “yanlış yapmışsın” diyecek bir tane vicdanlı insan yok mu?
Hakkımdaki tüm iftira ve karalama kampanyalarını sipariş üzerine yaptıran bu kişiler acaba hangi “helalliğe” tabi olacaklar?
Ortaya çıkan “güvenlik tehdidi” yüzünden. Evet, güvenlik tehdidi sebebiyle..
Buna rağmen, iftira edildiği gibi Baltalimanı Polisevi’nde hiçbir şekilde kalınmamıştır. Üstelik, ücretini ödeyerek herkes gibi orada kalmak mümkün olabilirdi, ancak yine de “hiç”kalınmamıştır. Kahvaltı ve yemek servisi istenmiş olabilir; ki benim gittiğimde, bu hizmet de ücreti karşılığında alınmıştır.
Polislik bir disiplin mesleğidir. Bu nedenle, elbette ki bu konuda disiplin soruşturması ve yargı süreci işleyecekti. Kanunun izin vermediği bir sendikacılık bahanesiyle (Bu bahanede sonradan uydurulmuş) bu suç ne kadar örtbas edilebilir?
Yıllardır bu iftiralarınızla bir arpa boyu yol alamadınız, bundan sonra da alamayacaksınız. Çünkü doğruların yardımcısı Allah’tır."
Her fırsatta bitmek bilmeyen kin ve iftiralarınızla karşılaşıyoruz. Cumhuriyet Gazetesi’nde bu yazıya “itiraz edecek”, “yanlış yapmışsın” diyecek bir tane vicdanlı insan yok mu?
— Süleyman Soylu (@suleymansoylu) December 19, 2024
Hakkımdaki tüm iftira ve karalama kampanyalarını sipariş üzerine yaptıran bu kişiler acaba hangi…