Adı Türkiye Cumhuriyeti olan devletin vatandaşları, günümüzde Türk sözcüğünü söylemekten korkar oldular. “Ben Türküm” diyene ırkçı, faşist damgası yapıştırılmaya başlandı bu milletin canını, kanını vererek vatan yaptığı topraklarda...
Çünkü kendisini “aydın” diye tarif etmek isteyen soysuz, cibilliyetsiz, kimliksiz, kişiliksiz bir güruh türedi bu ülkede...
Bunlara ümmetçi deseniz; hayır, ümmetçi mümmetçi değiller! Öyle dinle, mezheple, imanla falan ilgileri yok!.. Cenaze namazlarından başka namaz niyaz da bilmezler, çoğu kart olan bu nâneciplerin alınları henüz secde görmüş değil. Kıbleyi de bir rüzgâr adı olarak bilirler sadece...
Enternasyonalist, Sosyalist, Solcu falan diyecek olsanız; hayır, Sosyalist, Komünist falan da değiller... Görüntüyü zedelememek için az biraz biliyormuş gibi yaparlar! Karl Marks’ın adını öylesine duymuşlar işte! Engels de garnitür niyetine her yemeğin yanında maydanoz! Lenin’i de bir eli yeleğinin cebindeki resminden hatırlıyorlar. Ekim 1917 Devrimi’ni de, bildiğimiz Ekim ayı içinde yapılmış zanneden, Bolşeviklikle matruyuşkaları karıştıran aydın tipidir bunlar...
Biraz Liberal, biraz da hümanist takılıp, eyyâmın nostaljik tramvayının arkasına asılıyorlar.
Eyyâma hükmedenlerin de Allah’ı var! Bunları anında toplayıp lüks tramvayın birinci mevkiinde oturtuyorlar...
Tarihteki her eyyâm ve eyyâmcı da böyle miydi ey vakanivüsân-ı ümem?
***
“Türk müsün?” sorusuna çok fena hâlde köpürmüş beyzâdenin teki!
“Böyle bir ırkçı soruyu soran biriyle bir daha karşı karşıya oturmam” buyurmuş!
Ba ba ba ba ba!..
Türk’e Türk, Kürt’e Kürt, Ermeni’ye Ermeni, Fransız’a Fransız, İngiliz’e İngiliz demenin ırkçılık olduğu iddiası hangi çürümüş kafanın hezeyanıdır?
Yeryüzünde milyarlarca insanı tek bir etnik kökene bağlayan veya yüzlerce, hatta binlerce ırkı yok sayan hangi bilim dalı var?
Gargara yapma! Var mı, yok mu onu söyle!
Konumuz kafatasçı ırkçılar değil elbette, bilime dayalı bir bütünleştirici teori var mı diye soruyorum!
Yok...
Varsa eğer, git şu Avrupa’nın en uygar ülkelerine bir nazar kıl. Meselâ, sıkıyorsa bir Fransız’a “sen Fransız değilsin, benim gibi cibilliyetsizler güruhuna mensup soysuz, sopsuz bir adamsın” de. Anında suratını çarşamba çanağına çevirir...
***
Maksatları başka bunların...
Hani, ümmetçilik iddiasında olanların antimilliyetçilik iddialarını anlamak mümkündür. Tarih boyunca gerçekleşmiş bir “ümmet birliği” olmasa da, bütün İslâm âleminin bir çatı altında birleşme hayâli basit bir ütopyadan ibaret de olsa, iddialarının İslâm’ın nurlar saçan o güzel peygamberine dayanan bir aslı vardır...
Ama bunların ki o değil...
Bunlar, damağa göre şerbet verenler, eyyâma ve eyyâmın başındakilere kuyruk sallayanlar takımıdır...
Eyyâm:”Dersim bir katliamdı!” der demez, hurrrraaaaa, anında hepsi Dersimci oldular!
Bilâistisnâ, hepsi birden ve koro hâlinde:
“Türk faşistleri, Kemalist Türkçüler Dersim’de Kürtleri mağaralara doldurup toplu kıyım yaptılar!”
Dersim zulmünü yıllar önceden telin eden, en ağır yazıları yazanlardan biriyim, o başka mesele...
Mesele, Dersim zulmüne karşı olmak değil, mesele birden bire Dersimci kesilmeleri meselesidir...
Tarihten iki örnekle bağlantılı olarak soruyorum şimdi:
“La oğlum entel bozuntusu, Dersim bir Kürt isyanı değil de, Türk isyanı olsaydı aynı muameleye tabi tutulmayacak mıydı?
Osmanlı tarihinde, isyan eden kaç tane Türk Beyliği kılıçtan geçirilmiş, malına, mülküne, ırz-ı namusuna el konulmuştur, sayısı hakkında bir fikrin var mı?!”
Hem...
1937-38 yıllarında meydana gelen Dersim hadiseleri sırasında bir tek Türkiye’de mi yangın vardı? Yani dünyanın diğer yerleri hepten güllük gülistanlık mıydı?
İspanya iç savaşında su gibi kan akarken, bir taraf Mussolini ve Hitler’in desteğini alıyor, diğer taraf da SSCB’nin kanlı diktatörü Stalin’in himayesine mazhar olmuyor muydu?..
Alman, İtalyan ve Arap askerlerin, gene başka ülkelerden gelen kimi gönüllü savaşçıların da müdâhil olduğu 3 yıl süren bu kanlı savaşta yarım milyondan fazla insan ölmedi mi?..
Hemen ardından başlayan İkinci Dünya Savaşın’da ise 60 milyon insan öldü mü, ölmedi mi?!
Böyle bir dünyanın içinde yaşayan Türkiye, kendi hesabını yapmalı elbette ama her hadise öne çıkarılarak kimliğimizi aşağılamanın mânâsı nedir sen onu söyle!
Çok konuşulup, Türk kimliğimize hücum edilen bir başka olay da, 6-7 Eylül hadiseleridir.
Dünyada benzeri çok olay yaşanmıştır mutlaka. Günümüzde de mezhep kışkırtıcıları aynı senaryoların peşinde değiller mi şimdi?..
Peki, o günlerde dünya ne durumdaymış?
Kore savaşları yeni sonlanmış ama SSCB tankları, Buda-Peşte sokaklarında Macar halkını paletlerinin arasında kıyma yapıyordu!
İngiliz ve Amerikan askerlerince mabadı Hitler’in elinden zor kurtaran, Stalin’in muhalefetine rağmen Churchill ve Roosevelt sâyesinde devlet olmayı sürdüren Fransa, Cezayir’de Berberi kanından şarap kadehleri doldurup zıkkımlanıyor, gencecik Arap ve Berberi kızlarına tecavüz ediyordu...
***
Şimdi söyle bakalım...
Bütün bunların sebebi de biz Türkler miyiz sence ey eyyâm tosuncuğu?
Vietnam’ı, Irak’ı, Afganistan’ı da ırkçı mülahazalarla biz Türkler mi kana buladık?
Daha dün denilecek kadar yakın bir tarihte, Hocalı’da bir günde 600’den fazla soydaşımızı kesen (200 kadarının da akıbeti şu ana kadar belli değil) Ermeniler’e hiç sesiniz çıkmıyor da, öldürülen bir Hrant Dink (nefretle kınadığım bir cinayettir) için anında binlerceniz, Türklük aidiyetinize rağmen “Hepimiz Ermeniyiz” demekte bir beis görmüyorsunuz amma kendi aidiyetini seslendirip de “ben Türküm” diyene anında ırkçı, faşist damgası yapıştırıyorsunuz!
Hiç utanma, arlanma duygusu yok mu sizde?
***
Efendim, böyle bir yazı ile Mynet okurlarına merhaba demiş olduk. Umarım ki uzun ve seviyeli bir beraberliğimiz olur...
Hoşbulduk efendim!
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz