Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay ile 3 gazete çalışanının, "Silahlı terör örgütünü yönetme", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından yargılandığı davada, muhabir Gökmen Ulu'nun delillerin büyük bir kısmının toplanmış olması, delilleri karartma imkanının olmayışı, sabit ikametgah sahibi oluşu dikkate alınarak tahliyesine karar verildi.
Mahkeme, Gökmen Ulu hakkında yurtdışına çıkış yasağı da koydu. Gazetenin sahibi Burak Akbay hakkındaki yakalama kararının devamına da hükmeden mahkeme, Mediha Olgun hakkındaki imza şartının kaldırılmasına ancak yurtdışına çıkış yasağının devamına karar verdi. Duruşma 23 Ocak'a ertelendi.
'EN GÜZEL GÜNÜMÜZ BUGÜN'
Gökmen Ulu'nun eşi ve babası karardan mutlu olduklarını belirtti. Ulu'nun eşi Burcu Ulu, kararın açıklanmasının ardından İstanbul Adalet Sarayı'nın önünde basın mensuplarına açıklamada bulundu. Karardan dolayı çok mutlu olduklarını belirten Ulu, "En güzel günümüz bugün. Biz 6 aydır bugünü bekliyorduk ve tahliye oldu. Adalet yerini bulsun artık" dedi.
Gökmen Ulu'nun babası Mehmet Ulu da, "Adalet varmış ama adaletsizliği önlemek avukatlara ve basına kalıyor. Biz huzurluyuz, benim oğlum delikanlı öyle söyleyeyim, FETÖ'cü değil" ifadelerini kullandı. Avukat Fahri Emeksiz de 6 aya yaklaşan bir mücadelenin sonunda, Bekir Gökmen Ulu'nun tahliye sevincini aileyle beraber yaşadıklarını belirtti.
Dosyada dinlenen tanık beyanları ve dosyaya gelen tüm belgeler sonucu hiçbir delilin olmadığının anlaşıldığını savunan Emeksiz, "Yargılama hala devam ediyor, biz aynı ciddiyetle savunmalarımıza devam edeceğiz." diye konuştu.
CEZAEVİNDEN ÇIKTI
Gökmen Ulu, hakkında verilen tahliye kararının ardından Silivri Cezaevi’nden çıktı.
Gökmen Ulu, saat 21.00 sıralarında cezaevi aracı ile Kınalı gişelere getirilerek serbest bırakıldı. Ulu’yu ilk olarak oğlu Ege Efe karşıladı. Baba oğul hasretlerini yerde sarılarak giderirken, Ulu’nun eşi, babası ve oğlu gözyaşlarını tutamadı.
"SÖZCÜ DAVASI TÜRKİYE’NİN VİCDANINI YARALADI"
Gökmen Ulu serbest kaldıktan sonra yaptığı açıklamada, "Ben bu 174 günü basın ve ifade hürriyeti, adalet ve demokrasi mücadelemizin bir bedeli olarak niteliyorum. Elbette, daha Türkiye’nin kat etmesi gereken çok mesafe var. Bunu bir umut damlası olarak görüyorum. Gazetecilerin, gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklanması ve gazetelerin baskı altına alınması o ülkede adalet ve demokrasinin can çekiştiğinin en bariz göstergesidir. Türkiye’nin bu utançtan kurtulması gerekiyor. Bu yarayı sarması gerekiyor. Özellikle bizim davamız, Sözcü Davası Türkiye’nin vicdanını yaraladı. Bu vicdanı yaralayan hasarları gidermek gerekir. Dosya ile birlikte bu yaraları kapatmak gerekir. Bunu bekliyor ve umuyoruz" dedi.
"BİR GAZETECİ OLARAK DOĞRULARI DOS DOĞRU SÖYLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİM"
Gökmen Ulu, konuşmasına şöyle devam etti: Türkiye’nin acilen normalleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’nin bütün renklerinin el ele tutuşması çok büyük önem taşıyor. Artık bu gerilim, ayrıştırma politikalarının bir kenara bırakılması gerekiyor. Halk yoruldu. Halkımız adalet, Cumhuriyet, demokrasi, barış ve özgürlükler ekseninde onurlarını birleştirmektedir. Mapus yata yata bitti. Başım öne eğilmedi. Şerefimle girdiğim bu zindandan şerefimle çıkıyorum. Bir gazeteci olarak doğruları dos doğru söylemeyi sürdüreceğim. Mustafa Kemal’in takipçisi olarak Atatürk’ün açtığı aydınlık yolda yürümeye devam edeceğim.