Sözlü: "milliyetçi Ülkücü Hareket, Türk Milletinin Varlığının Yegane Teminatıdır"

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, Ülkücülerin, bir davanın, şuurla benimsenmiş bir ülkünün, tutkuyla sahiplenilmiş bir iddianın yaşaması ve yaşatılması için candan ve serden vazgeçmeyi göze alan insanlık mucizeleri olduğunu ifade etti.Sözlü, Ülkücü Şehitleri Anma Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, "Türk milletini yapayalnız bırakacak, hatta küçültecek ve parçalanmaya götürecek kökü dışarıda, başı içeride oluşum ve hazırlıklara karşı yegane direnç Milliyetçi Ülkücü Hareket’tir" dedi.Milliyetçi Ülkücü Hareket’in geçmişinde büyük bedeller olduğunu belirterek "Milliyetçi Hareket Partisi’nin bugünlere gelişi bir tesadüfün ya da gündelik heveslerin ürünü değildir. Milliyetçi Ülkücü Hareket geçmişiyle vardır, geçmişi sayesinde varlığını sürdürmektedir. Bilge Kağan’dan Alparslan’a, Kanuni’den Mustafa Kemal Atatürk’e, Osman Bölükbaşı’dan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’e kadar sayısız ecdadımız bugün devam eden varlığımızın gerçek sahipleridir" ifadelerini kullandı.Ülkücülerin tarihin her döneminde vatanın bekası, Türk milletinin geleceği için fedakarlıktan kaçınmadığını, canı pahasına mücadele verdiğini ifade eden Sözlü, şöyle devam etti:"Ülkücüler, bir davanın, şuurla benimsenmiş bir ülkünün, tutkuyla sahiplenilmiş bir iddianın yaşaması ve yaşatılması için candan ve serden vazgeçmeyi göze alan insanlık mucizeleridir. Ülkücüler, yatağından taşan coşkun ırmaklar gibi pisliklere, tortulara ve ideolojik kalıntılara her şeyleriyle mukabele etmişlerdir."Ülkücülerin haksızlık karşısında susmadığını, güce karşı asla boyun eğmediğini, diz çökmediğini ifade eden Başkan Sözlü, şunları kaydetti:"Nasıl ki geçmişlerimiz bu dava uğruna, ’Allah davası ölmez’ diyerek mücadele ettiyse bugün de değişen bir şey yok, korkmamak lazım. Liderimiz, Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’nin de her zaman vurguladığı üzere geri durmayacağız, tereddüt etmeyeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle Ülkücü şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, onların hatıralarını yere düşürmemek, emanetlerini hakkıyla benimseyerek layık olduğu seviyelere yükseltmenin vefa borcumuz, dava sorumluluğumuz ve insani ödevimiz olduğunu vurguluyorum."