Aydın'da yaşayan ve küçük yaşta geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu iki ayağını da kaybeden Burhan Keleş, hayatını spora adayarak yaşama umutla bakıyor.
Aydın 2. Amatör Küme takımlarından Evranspor'un kurucusu ve aynı zamanda yöneticisi olan Keleş, takımın her maçına tekerlekli sandalye ile de olsa giderek, futbolcularına moral veriyor.
Her maç öncesi soyunma odasında futbolcularından 'bu maçı benim için kazanın' diyerek söz alan Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçükken ateşli bir hastalık geçirdiğini, yanlış iğnenin kendisini tekerlekli sandalyeye mahkum bıraktığını söyledi.
"Görünüş itibariyle engelliyim ama ben kendimi engelli olarak görmüyorum" diyen Keleş, topluma bu durumunu kabul ettirdiğini, elinden geldiği kadarıyla sosyal faaliyetlerden geri kalmak istemediğini belirtti.
Burhan Keleş, sporu çok sevdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kulüple ilişkim 1999 yılında başladı. Geldiğim günden beri bu kulüpte yöneticilik yapmaktayım. Burada sporun her dalında mücadele ediyoruz. Miniktir, gençtir, amatördür. A'dır B'dir, atletizmdir. Sporda ne varsa biz oradayız. Elimizden geldiği kadar çocuklarla beraber mücadele ediyoruz. 1999 ile 2007 yılları arasında çok büyük fark var. Her şeyden önce kendimi geliştirdim. İnsanlara kendimi kabul ettirdim. Ben haftada iki sefer buradayım. Antrenmanlarda da çocukların yanındayım. Bu takımın bir sahibi, bir yöneticisi olduğumu insanlara kendimi inandırdım. En azından ben öyle sanıyorum."
-"ÖNCELERİ SAHADA YADIRGANIYORDUM"-
Keleş, yönetici ve engelli olduğu için sahaya girdiğinde hakemler ve futbolcular tarafından önceleri yadırgandığını, ancak zamanla böyle bir bakış açısının insanlarda kalmadığını belirterek, "Ben de onlarla birlikte emek veriyorum. Bir hizmetim bulunur mu, elimden gelen bir şey olur mu, neyi nasıl yapabilirim... Şimdi hocalar olsun, futbolcular olsun, onlar da bizden birisi diye bakıyorlar" dedi.
-"AMACIM GENÇLERİ KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN UZAK TUTMAK"-
Futbolu çok seven bir oğlu olduğunu, ona çok şey verdiğine inandığını belirten Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün çocuklarla beraber kendi çocuğumu da yetiştirmek istiyorum. Bugün bir çocuğu veya bir kaç çocuğu bir saatliğine de olsa kahveden, kötü alışkanlıklardan aldığım zaman, var mı bundan başka bahtiyar olunacak bir şey. Ben bunların peşindeyim. Bu çocukları kötü alışkanlıklardan uzak tutuyorsanız, bu sevincin tarifi mümkün değil."
-"FUTBOLCU OLMAYI İSTERDİM"-
Burhan Keleş, sporu çok sevdiğini, futbolcu olmayı da çok istediğini belirterek, "Futbolcu olmasam da spora hizmet etmek isterdim. Bu halimle de yapıyorum. Spor engel tanımıyor. Engel insanın yüreğinde olmasın, ayağında olmuş, gözünde olmuş, elinde olmuş önemli değil. Ben bütün maçları seviyorum, benim için fark etmez. Atletizm, tenis, yüzme, güreş hepsini seviyorum. Sporu sevdiğim için de kategorilere ayırmıyorum" şeklinde konuştu.
SPOR AŞKI ENGEL TANIMIYOR
Aydın'da yaşayan ve küçük yaşta geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu iki ayağını da kaybeden Burhan Keleş, hayatını spora adayarak yaşama umutla bakıyor.
Aydın 2. Amatör Küme takımlarından Evranspor'un kurucusu ve aynı zamanda yöneticisi olan Keleş, takımın her maçına tekerlekli sandalye ile de olsa giderek, futbolcularına moral veriyor.
Her maç öncesi soyunma odasında futbolcularından 'bu maçı benim için kazanın' diyerek söz alan Keleş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçükken ateşli bir hastalık geçirdiğini, yanlış iğnenin kendisini tekerlekli sandalyeye mahkum bıraktığını söyledi.
"Görünüş itibariyle engelliyim ama ben kendimi engelli olarak görmüyorum" diyen Keleş, topluma bu durumunu kabul ettirdiğini, elinden geldiği kadarıyla sosyal faaliyetlerden geri kalmak istemediğini belirtti.
Burhan Keleş, sporu çok sevdiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kulüple ilişkim 1999 yılında başladı. Geldiğim günden beri bu kulüpte yöneticilik yapmaktayım. Burada sporun her dalında mücadele ediyoruz. Miniktir, gençtir, amatördür. A'dır B'dir, atletizmdir. Sporda ne varsa biz oradayız. Elimizden geldiği kadar çocuklarla beraber mücadele ediyoruz. 1999 ile 2007 yılları arasında çok büyük fark var. Her şeyden önce kendimi geliştirdim. İnsanlara kendimi kabul ettirdim. Ben haftada iki sefer buradayım. Antrenmanlarda da çocukların yanındayım. Bu takımın bir sahibi, bir yöneticisi olduğumu insanlara kendimi inandırdım. En azından ben öyle sanıyorum."
-"ÖNCELERİ SAHADA YADIRGANIYORDUM"-
Keleş, yönetici ve engelli olduğu için sahaya girdiğinde hakemler ve futbolcular tarafından önceleri yadırgandığını, ancak zamanla böyle bir bakış açısının insanlarda kalmadığını belirterek, "Ben de onlarla birlikte emek veriyorum. Bir hizmetim bulunur mu, elimden gelen bir şey olur mu, neyi nasıl yapabilirim... Şimdi hocalar olsun, futbolcular olsun, onlar da bizden birisi diye bakıyorlar" dedi.
-"AMACIM GENÇLERİ KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN UZAK TUTMAK"-
Futbolu çok seven bir oğlu olduğunu, ona çok şey verdiğine inandığını belirten Keleş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün çocuklarla beraber kendi çocuğumu da yetiştirmek istiyorum. Bugün bir çocuğu veya bir kaç çocuğu bir saatliğine de olsa kahveden, kötü alışkanlıklardan aldığım zaman, var mı bundan başka bahtiyar olunacak bir şey. Ben bunların peşindeyim. Bu çocukları kötü alışkanlıklardan uzak tutuyorsanız, bu sevincin tarifi mümkün değil."
-"FUTBOLCU OLMAYI İSTERDİM"-
Burhan Keleş, sporu çok sevdiğini, futbolcu olmayı da çok istediğini belirterek, "Futbolcu olmasam da spora hizmet etmek isterdim. Bu halimle de yapıyorum. Spor engel tanımıyor. Engel insanın yüreğinde olmasın, ayağında olmuş, gözünde olmuş, elinde olmuş önemli değil. Ben bütün maçları seviyorum, benim için fark etmez. Atletizm, tenis, yüzme, güreş hepsini seviyorum. Sporu sevdiğim için de kategorilere ayırmıyorum" şeklinde konuştu.