"İnşallah hepimizin ortak gayretleriyle Türk sporunu çok daha yükseklere, hep birlikte çıkaracağız"
"Önümüzdeki süreç futbolcu yetiştirme, futbolcu ihracatı, Türk futbolu için markalaşma süreçlerinin hızlandığı bir dönem olacak"
Ercan ATA - Nesrin AYDIN YALDIZ - ANKARA / DHA
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, "Spor Kulüpleri ve Federasyonları Yasası"nın yakın bir zamanda gündeme alınacağını söyledi.
Ankara'da düzenlenen Spor Kulüpler ve Federasyonları Çalıştayı'nda konuşan Bakan Kasapoğlu, şunları söyledi;
"5 gün sürecek "Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayımızda" sizleri ağırlıyor olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyoruz.
Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
2019 yılını, Türk Sporunda birçok ilke imza atarak, rekorlar kırarak tamamladık.
Atletizm, jimnastik, eskrim, güreş, karate, okçuluk, tekvando ve yüzme başta olmak üzere pek çok branşta spor tarihimizin en başarılı neticelerini elde ettik. Futbol A Milli Takımımız pek çok takım sporu milli takımlarımız gibi bizleri gururlandırdı.
2020 yılı ise inşallah madalyalar yılı olacak.
Önümüzde Tokyo Olimpiyatları ve Avrupa Futbol Şampiyonası gibi üst düzey organizasyonlar var.
Bütün sporcularımız teknik adam ve antrenörlerimiz üst seviyede bir motivasyonla hazırlıklarını, hazırlıklarını sürdürüyorlar.
Geçtiğimiz yıl ortaya konan başarıları, birlik olarak, kenetlenerek, inanarak, omuz omuza mücadele ederek bu yılda taçlandıracağımıza yürekten inanıyorum.
Ben bu vesileyle yeni yılımızın milletimiz ve spor camiamız için sağlık, başarı ve mutluluk içerisinde geçmesini diliyor, Çalıştayımızın da hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Değerli Misafirler,
Amerikalı yazar John Calvin Maxwell'in bir söz var. "Hiçbir başarı tesadüfî değildir."
Başarı; çok çalışmak, azim, fedakârlık ve en önemlisi de yapılan işi sevmekle gerçekleşir.
Bugün Türk sporunun istikrarla yükselen bir ivmeye sahip olmasının en büyük nedeni, üst üste konarak bugüne ulaştırılmış fedakarlıklar ve çalışmalardır.
Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki hemen her branşta yaşadığımız "ilklerin" ve sportif başarıların temelinde Sayın Cumhurbaşkanımızın üstün gayretleriyle gerçekleşen "Spor tesisleri devrimi" vardır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın göstermiş olduğu vizyon çerçevesinde yapılan çalışmalarla ülkemizin dört bir yanında tesis eksiklerimizi tamamladık.
Bugün Avrupa'nın en modern tesislerine, statlarına sahibiz.
Sporun tabana yayılması için kadın erkek, genç yaşlı, engelli engelsiz demeden bütün vatandaşlarımızın sportif imkanlara rahatlıkla erişimlerini sağladık.
Artık gündemimiz niteliklerimizi artırmak ve başarıların sürekliliğini sağlamak için Türk sporunda, insan odaklı yapısal reformlar hayata geçirmek olacaktır.
Bu bağlamda bildiğiniz gibi antrenör eğitim yönetmeliğimizi değiştirdik.
Antrenör eğitim programı artık teorik derslerin yer aldığı temel eğitim ve uygulama eğitimi olarak iki aşamalı gerçekleştirilecek.
Temel eğitim bölümü uzaktan eğitim yöntemiyle beş kademe olarak yapılacak.
Bu sayede antrenör adaylarının temel eğitime erişilebilirliği yaygınlaştırılacak, eğitimde fırsat eşitliği sunulacak ve eğitimlerin kalite standardizasyonu ülke genelindeki bütün adaylar için sağlanmış olacak.
Yine spor lisesi mezunlarına 1. kademe yardımcı antrenör belgesi verilecek.
Bu şekilde antrenör ihtiyaçlarımızı nitelikli bir şekilde gidermenin önünü açmış oluyoruz.
Yine sporcu lisans, vize ve transfer yönetmeliğinde değişiklikler yaparak, spor üzerindeki bürokrasiyi azaltıp, süreçlerin hızlanmasına yönelik önemli bir adım attık.
Hem sporculara her spor dalında ayrı kulüpte lisans alabilme imkanı getirdik, hem de lisans işlemlerinde sağlık raporu şartının yerine yazılı beyan sistemini uygulamaya koyduk.
Bütün bunların yanında sportif yetenek taramamızı da hassasiyetle sürdürüyoruz.
Herhangi bir spor dalına yeteneği olan gençleri küçük yaşlarda keşfederek, ilgili spor dallarına yönlendiriyor ve o alanlarda nitelikli bir şekilde eğitim almalarını sağlıyoruz.
Bu şekilde de ülkemizin sahip olduğu genç nüfus potansiyelini sonuna kadar kullanarak olimpik sporcu havuzumuzu olabildiğince geliştirmek ve nihayetinde de daha fazla elit sporcu yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz.
Öte yandan sporcularımız ve aileleri için büyük problem olan "Spor mu, Eğitim mi?" ikilemini ortadan kaldırma yolunda vakıf üniversitelerimizle önemli bir mutabakata imza attık.
Bu minvalde artık gençlerimiz hem kampüste eğitimini hemde sahada sporunu %100 burslu bir şekilde yapabilecekler.
Bu şekilde sporcularımızın karşı karşıya olduğu dezavantajlı durumun ortadan kalkmasını amaçladık.
Yine 2020 yılında 1 milyon kişiye yüzme öğretme hedefiyle başlattığımız yüzme bilmeyen kalmasın projemiz var.
Bu kapsamda yüzme havuzu bulunmayan lokasyonlara havuz inşa ediyor, nüfus yoğunluğu az olan yerlere de mobil havuzlarımızı götürmek suretiyle vatandaşlarımızın yüzme öğrenmelerini sağlıyoruz.
Projemiz hız kesmeden devam ediyor. İnşallah hedefimizin de üzerinde bir neticeye imza atacağımız kanaatindeyim.
Öte yandan yerel yönetimlerimizle, kamu kurum ve kuruluşlarımızla, bakanlıklarımızla güçlü işbirliklerine imza atıyoruz.
Bu sayede hem de ihtiyaçları doğru tespit edebiliyor, hem de hizmetleri hızlı bir şekilde hayata geçirme imkanı yakalıyoruz.
10 Bin pota olarak adlandırdığımız projemizle, ülkemizin dört bir yanına çok amaçlı açık hava spor yerleşkeleri inşa ediyoruz.
Tesislerimizin tamamını 24 saat vatandaşlarımızın kullanımına açtık.
Günün her saati, rahatlıkla spor yapılabilecek imkanları milletimizin hizmetine sunduk.
Spor kültürünü yaygınlaştırmak ve her yaştan herkesin daha fazla spor yaptığı Türkiye hedefine ulaşmak için dinamik bir şekilde canla başla çalışmayı sürdürüyoruz.
Onlarca projemizle, toplumun bütün kesimlerini kapsayan spor faaliyetlerimizle sporun bir hayat tarzı haline gelmesinin önündeki engelleri birer birer ortadan kaldırıyoruz.
Bu noktada sporun tabana yayılmasında en büyük görev altını çizmek isterim ki Spor Kulüplerimize düşüyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak bütün imkanlarımızı spor kulüplerimiz için kullanmaya çalışıyoruz ancak bu noktada maalesef önemli sıkıntılar var.
Tesisler gelişti, imkanlar genişledi, spor pazarı içerisinde ülkemizin elde ettiği pay arttı, uluslararası organizasyonlar ülkemizde daha fazla yer almaya başladı ancak kulüplerimiz seviyesinde idari ve mali anlamda maalesef bir istikrar yakalayamadık.
Mevcut yapı ve anlayışla kulüplerimizin, bilhassa futboldaki faaliyetlerini sürdürmeleri pek mümkün görünmüyor.
Mevcut durumu iyi analiz etmeliyiz ve bu endüstrinin dinamolarından biri haline gelmek istiyorsak, analitik bir perspektifle futbola bütüncül bir bakış açısı getirmek mecburiyetindeyiz.
Sorunların çözüm yollarını enine boyuna tartışmak zorundayız.
Mevcut ortaklıkların ve mevcut varlıkların değerini artıracak stratejiler artık üretilmelidir.
Reklam ve sponsor gelirlerini, maç başı gelirleri artıracak eylem planları hayata geçirmeliyiz.
Sponsorlar, spor ekonomisinin yapıtaşlarıdır.
Türk sporu, muhtelif nedenlerle son yıllarda büyük sponsorların bir bölümünü kaybetti.
Küresel rekabette, özel sektörden gelecek destek her daim ivme kazandırır.
Bu açığı sadece devlet üzerinden kapatmaya çalışmak, devleti en büyük sponsor yapar ki bu da sürdürülebilir bir sistem oluşturmak için rasyonel bir adım değildir.
Sponsorların sistemden çıkış nedenleri doğru analiz edilmeli ve onlar yeniden sektöre kazandırılmalıdır.
Fakat esas konu, kulüplerimizdeki yönetim zafiyetleri olarak ortaya çıkıyor.
Almanya, Fransa, İngiltere gibi; idari, mali ve sportif yönden bir yeniden yapılanma sürecine girilmesi gerektiği artık su götürmez bir gerçek...
Özellikle futbolumuzun artık kendi değerini, idari, mali ve sportif anlamda çağdaş ve gerçekçi yöntemlerle, uluslararası bakış açısına uygun strateji ve planlarla şekillendirmesi gerekiyor.
Çünkü global çapta sportif başarının, finansal ve idari disiplinle eş zamanlı gerçekleştiği bir çağda yaşıyoruz.
Kulüplerin idari ve mali disiplini yakalamaları için, liyakat sahibi kimselerin yönetim kadrolarına dahil edilmesi gerekiyor.
Öte yandan ülkemizde kulüp yapıları, Avrupa'da hatta dünyada eşine pek az rastlanır bir çeşitlilik gösteriyor.
Dernek, anonim şirket, müessese, branş ve belediye kulüplerimiz var.
Bu durum, yasal anlamda sorunları da beraberinde getiriyor.
İnşallah, milli irademizin tecelligâhı Gazi Meclisimiz, üzerine çalıştığı bizim de teknik ve veri desteği verdiğimiz "Spor Kulüpleri ve Federasyonları Yasasıyla" bu konuyu yakın bir zamanda gündemine alacak.
Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak; bütün paydaşlarımızla, bilgi, birikim ve tecrübe paylaşımı noktasında Gazi Meclisimizin emrindeyiz.
Elbette yasal düzenlemeler problemlerin çözümü için ilk adımlardır.
Uygulamalarıyla bu çözümleri sürekli kılacak olanlar, spor kulüplerimizdir.
Kulüplerimizin, içinde bulundukları bu girdaptan çıkmaları için herkes elini taşın altına koymalıdır.
Altyapılar sözde değil, gerçekte hayata geçmelidir. Önümüzdeki süreç futbolcu yetiştirme, futbolcu ihracatı, Türk futbolu için markalaşma süreçlerinin hızlandığı bir dönem olacak.
Öyle gençler yetiştirmeli, öyle kadrolar çıkarmalıyız ki milli takımımızın da eli güçlensin...
Futbol Milli Takımımız, Avrupa Şampiyonası için oynayacak... İlk maçımıza İtalya'da çıkacağız.
Moralimiz, motivasyonumuz son derece yüksek...
Şenol Hocamızın ve sporcularımızın, elemelerdeki hırsı, azmi ve inancı göstererek sonuna kadar gideceklerine yürekten inanıyor, her birine ayrı ayrı başarılar diliyorum.
Bütün hassasiyetimizle, mevcut spor sistemimizin, çağdaş ve etkin bir spor sistemine dönüşümünü hep beraber sağlayacağız.
İşte katılımcı anlayışla ortak aklın işletildiği ve bu kapsamda bir ilk olma özelliği taşıyan "Spor Kulüpleri ve Federasyonlar Çalıştayı", hepimiz için bir fırsat...
Önümüzdeki 5 gün boyunca hep beraber bütün fikirlerimizi, analizlerimizi, tespitlerimizi masaya yatıracağız.
Sorunlarımızın tamamını kapsamlı bir biçimde ele alarak, çözüm önerileri üreteceğiz.
Spor camiamızın en önemli isimleri, bütün tarafları, bakanlığımızın bütün paydaşları bizlerle beraber.
Öncelikli ve birincil hedefimiz, güçlü bir spor kültürü oluşturmaktır.
Planlı gelişmenin, büyümenin, sürdürülebilir başarının, ekonomik zorlukları aşmanın yollarını birlikte bulacağız. Sadece cesaretle eski hatalarımızla yüzleşelim ve yeni bir başlangıç için samimi şekilde takım ruhunu oluşturalım.
Çalıştayımızın ilk gününde "Türk Sporunda Gelecek Stratejileri'"ni ve "Türk Futbolunda Finansal Sorunlar ve Çözüm Önerileri'"ni ele alacağız.
İkinci gününde ise; "Türk Futbolunda Sportif Sorunlara Çözüm Önerileri" ile "Türk Futbolunda Marka Yönetimi" başlıklarını görüşeceğiz.
Üçüncü günümüzü ise "Spor Kulüplerinin Hukuki Sorunları ve Çözüm Önerileri" Ortak Oturumu'na ayırdık.
Çalıştayın son üç gününde ayrıca olimpik ve paralimpik dalları da kapsayan bütün branşlardaki kulüplerimiz ve federasyonlarımız ile Türk sporunun sorunları ve çözüm önerileri istişare edilecek.
Ben gerçekten bu tarihsel anlamda ilk olan Çalıştayın her anlamda son derece önemli ve yol gösterici sonuçlar üreteceği kanaatindeyim.
İnşallah hepimizin ortak gayretleriyle Türk sporunu çok daha yükseklere, hep birlikte çıkaracağız.
Bunu da fair play ruhuyla, rakibe ve oyuna saygı duyarak, sporun birleştirici özelliğine sıkı sıkıya kenetlenerek başaracağız.
Bu konuda bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığımızın başlattığı Sporda Şiddetsiz İletişim Projesi çok önemli.
Rakibine jest yap sloganıyla hayata geçirilen bu kampanyanın, sporda kin ve nefret söylemlerinin önüne geçilmesi noktasında ciddi bir farkındalık oluşturacağını düşünüyoruz.
Hassasiyetlerinden ve çalışmalarından dolayı Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanlığımızı yürekten kutladığımı ifade etmek istiyorum.
Ben bu vesileyle çalıştayımızın düzenlenmesinde emeği geçen ve bizlerle beraber olarak bu sürece katkı sağlayan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ülkemiz için, gençlerimiz için, spor camiamız için hayırlı uğurlu olsun.
Rabbim, büyük hedefler için adım attığımız bu yolda, bizleri muvaffak kılsın.
Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Bakan Kasapoğlu'nun açıklamaları