Yazarların görüşleri şu şekilde:
Yıllar sonra ilk kez keyifli gece - Serdar Ali Çelikler / Habertürk
Fenerbahçeli taraftarlar, herhalde derbiler ve zaferle biten Avrupa maçları dışında uzun zamandır ilk defa bu jadar keyifli bir lig maçı izlemişlerdir. Hele hele ilk 30 dakika sonunda “F.Bahçe işte böyle oynar..” demişlerdir muhakkak. Önde baskı, kapılan topların ardından şok pres, araya koşular, DİKEY paslar, öne doğru koşu ve pas isteği hepsi ama hepsi vardı. Ama en önemlisi şuydu: Ozan, tam bir 8 numaranın yapması gerektiği gibi arka direkte gol vuruşunu yaparken ceza sahasında toplam 5 Fenerli vardı. Aynı sahneyi Hasan Ali’nin golünde de gördük; “hücumda çoğalma” uzun süredir F.Bahçe’de görülmüş şey değildi. Dün yeterince çoğaldılar. Giuliano’nun golünde ise presle kapılan topun şahane bir hücum koşusu yapan forvete verilmesi ile geldi. Gol atamayan santrfor Soldado’nun rakibi açmaya yönelik koşuları; Giuliano ve Ozan’ın penetreleri tam anlamıyla Avrupaiydi.
Kocaman’ın maç öncesi beIN Sports’a verdiği röportajda da söylediği gibi belli ki takım milli arada çok iyi çalışmış. Rakip topu aldığında 4-3(Josef-Sağ iç Dirar - Sol iç Ozan) - 3 (Sol iç Valbuena sağ iç Giuliano) duran takım hücuma geçtiğinde 4-1-4-1’e dönüyor. Giuliano hemen santrfor arkasına geçiyor Dirar da sağ açığa evriliyor. Isla da çizgiye ayağını basınca rakip enden de genişletiliyor. Bu diziliş ve yerleşim planlarının başarılı olması bir yana ÇİZİLMİŞ atak başlangıçları gördük. Ozan, Isla’yı bir iki kez ters toplarla kaçırdı misal.. Tüm bunlar bize şunu anlatıyor; Aykut Kocaman ve talebeleri diziliş ve yerleşim konusunda iyi çalışmışlar. Koşu kaliteleri zaten iyiydi ama ÇABUK ve DİKEY pasa dayalı mantığı da oturtmaya çalışıyorlar. 3-1’den sonra düşen konstantrasyon ve geriye yaslanma hali haftaya derbi olduğundan anlaşılabilir. Dünkü maçla ilgili eleştirilebilcek tek şey ilk devre 2 duran topta ciddi karambol pozisyonlar verilmesiydi. F.Bahçe haftaya derbi öncesi ümit verdi. Ben G.Saray’a karşı iyi oynayacaklarını düşünüyorum. Ama topu F.Bahçe’ye bırakıp iyi kapanan takımlara karşı ne yapacakları, deplasmanlarda sinip sinmeyecekleri bundan sonraki yolculuğun temel göstergeleir olacak. Kocaman’ı ve oyuncularını kutluyorum.
GİULİANO:Çok iyi bir maç çıkardı. Sadece attığı gol için değil, tüm hücum aksiyonlarındaki akışkanlığı sağladığı için.
MEHMET EKİCİ:‘Ne zaman oynadın ki ne zaman sakatlandın?’ dedirten bir görüntüsü var.
70 dakikaya şapka çıkar | Tayfun Bayındır - Milliyet
Görünen o ki, hem Aykut Kocaman hem de Fenerbahçeli futbolcular Akhisar maçından çok önemli dersler çıkarmışlar... Dün o derslerin getirdiği değişiklikler sayesinde 70 dakika gözümüzün pasını silen, Kadıköylü Fenerbahçe gibi hücum oynayan, ilerde basan, sürekli atağı düşünen ve şaşırtıcı biçimde dikine oynayan bir takım seyrettik. Ozan’ı ilk defa bu kadar 8 numaraya yakıştırdık. O 70 dakika içinde Giuliano’nun neden Zenit’teyken sürekli Brezilya Milli Takımı’na davet edildiğini anladık. Neto’nun savunmadan çıkışlarda çok önemli bir oyuncu olduğunu net biçimde gördük. Tüm bunların sonucunda ilk yarıda üç tane gol atan bir o kadar da kaçıran Fenerbahçe seyrettik. Derbi öncesi moral yükleyen bir Aykut Kocaman’a da tanıklık ettik.
Skor, ilk 70 dakikadaki oyun, yine aynı süredeki tempo ve istekli görüntü alkışa değerdi. Ancak tüm bu olumlu görüntülerin yanında Aykut Kocaman’ın çok daha önemsemesi gereken defolar vardı. Bu defolar kesinlikle sonucu olmasa bile oyunu gölgede bırakacak nitelikteydi.Dirar’ın dünkü 90 dakikanın en özel ve en verimli oyuncusu olduğuna dikkat çekip defolara geçelim.Futbol oynamak isteyen, oyunu hiç çirkinleştirmeyen, sertliği aklından bile geçirmeyen Malatyaspor, 3-0 gerideyken bile beş tane çok önemli pozisyon yakaladı. İkisi direkten dönen bu pozisyonlarda konuk ekip şanssızlığının ve beceriksizliğinin kurbanı oldu. Bu pozisyonların tamamında Fenerbahçe’nin ciddi savunma hataları vardı. Özellikle Neto-Neustadter ikilisinin uyumsuzluğu ve Souza’nın yalnız kaldığı anlar savunma problemlerinin ana nedeniydi.
Gollerin atıldığı, sarı-lacivertlilerin attığı kadar kaçırdığı zaman diliminde Giuliano’nun rolü büyüktü. Ancak Brezilyalı futbolcu ne zaman kanada geldi o andan itibaren Fenerbahçe duran ve ilerde çoğalamayan takım hüviyetine büründü. Dün çok net görüldü; Giuliano’nun yeri forvet arkasıdır. Serbest oynayınca çok başarılı bir performans ortaya koyacağı kesin.Janssen’in oyuna girmesiyle birlikte sarı-lacivertli ekibin farklı önde olsa dahi çift santrfor oynayamayacağına da tanıklık ettik. Kenara hapsolmuş Giuliano, birbirinden uzak oynayan Fernandao ve Janssen rakibe bir hayli geniş alan bıraktılar, bunun sayesinde de Malatya hem gol buldu hem de kaçırdı. Herşeye rağmen Fenerbahçe için umulandan daha kolay bir üç puan olduğunu söyleyip, bizi harika bir derbinin beklediğini müjdeleyelim.
Derbiye yeter mi? | Ercan Güven - Milliyet
Açıkçası, Evkur Yeni Malatya’dan kefilsiz, peşinsiz, temiz bir alışveriş yaptı Fenerbahçe ve gelecek hafta “umduğuna mı, bulduğuna mı razı olacağı” belirsiz Galatasaray davetine kadar nevaleyi doğrulttu...Teşekkür etmeli Malatya’ya...Veya takımını sertlikten, rakibi durdurma niyetinden uzak, futbol oynayarak Kadıköy’den bir kahramanlık öyküsü çıkarmaya çalışan Malatya’nın yeni teknik direktörü Erol Bulut’a minnet duymalı...
Peki, Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu futbol sadece rakibin iyi niyetine mi bağlıydı?Asla...En azından ilk yarının tamamında, ikinci devre ara ara da olsa coşku, tempo ondaydı...Hızlı çıkma, pas opsiyonu yaratma, rakip ceza sahasında çoğalma, topsuz koşu, arzu, futbola tat katan ne varsa mevcuttu.İki aydan beri maaş vermeyen patrondan, iki aydır kira ödemeyen kiracıdan, iki aydır eve tuz getirmeyen babadan beter Fenerbahçe gitmiş, sorumluluk sahibi, özverili bir takım gelmişti.Nasıl ve neden?Sebep, Skrtel, Alper ve İsmail’e son antrenmanda sakatlanarak eklenen Mehmet Ekici’nin eksikliği değildi elbet...
Janssen’in kesilmesi de olamazdı.Olanlar ile olmayanlar farkından öte bir şeydi ortaya konan.Püf noktası, taraftarın tükenen sabrı ve kesinlikle kazanamazsa lige seyirci kalacağı Galatasaray derbisinin gelip çatmasıydı.Malatya maçı son kostümlü provaydı ve oynamaya fırsat veren bir rakipti şanslarına. Gerçi ilk yarı 3-2 bile bitebilirdi ama skordan çok oyun anlayışı ile umut veriyordu Fenerbahçe.Fenerbahçe’de değişen sadece sahadakilerin biraz daha hareketli, biraz daha dikine, biraz daha çabuk oynamasıydı, o kadar... Ki, bunlar yapıldığında Fenerbahçe takımını oluşturanların bireysel kaliteleri ortaya çıkabiliyor, güzel futbol bulaşıcı hale geliyordu. Olay, zevkine oynanan halı saha maçına dönüyordu. Ortada iyi niyet ile gayret olunca Dirar’ın niye alındığı belli oluyor, Giuliano öne çıkarken Valbuena aktif dinlenmeye geçebiliyor, Ozan araya pas atarken Souza bile öne oynayabiliyordu.Soru şu; sistem veya oyuncular ile oynanmadan bu potansiyele sahip bir takım neden iki aydır kan kusturuyordu seyircisine?Hatta şu maçın ikinci yarısındaki bazı dakikalarda bile... Neden?Sorunun yanıtı maçın ikinci 45’inde... İkinci düdük çalınınca resmen hocaları Aykut Kocaman için oynamaya başladı Fenerbahçeliler!..Bol pas, az pozisyon, biraz da savunmaya döndüler. Neredeyse eski Fenerbahçe!Aykut Kocaman da tavırlarını destekledi iyi mi?..
Soldado’nun yerine maç eksiği olan Fernando’yu, takımı öne taşıyan ikinci adam Valbuena’nın yerine öne gitmekte zorlanan Fenerbahçe’de ne yapacağı bilinemeyen Janssen’i aldı.Tabi bu arada bir de gol yediler ki, Fenerbahçe’nin “gol yemeden maç bitirmem” prensibi sürüp gitsin.Geriye gol arayan Malatya ile savunmadan fırsat bulursa hücum etmeye çalışan Fenerbahçe kaldı.İlk devresi 3-0 bitmiş orta karar bir Anadolu takımı karşısında büyük inişler çıkışlar yaşanmadı ama Galatasaray’dan önceki son provayı da “acaba derbiye yeter mi” diye sevenlerin yüreğine bir korku bırakarak bitirdi Fenerbahçe.Ya tamam ya devam orada.
Kadıköy’de güneş açtı | Ersin Düzen - Vatan
TRİBÜNLERİN büyük bölümü boş, taraftar takıma güvenmiyor. İstikrarsız sonuçlar, mutlu etmeyen oyun ve tabii ki G.Saray’ın sürekli kazanması bunun başlıca sebepleri. O güveni yeniden kazanabilmek, taraftarı yeniden motive edebilmek için 2 seçenek vardı. Birincisi başarı ile geçildi. İkincisi ise gelecek hafta derbiyi kazanmak…
GALİBİYETTEN öte bir şeyler olması gerekiyordu; bir değişim… Gollerin erken gelmesi tesadüf değil. ‘Maça Kadıköy’de nasıl başlanır?’ sorusunun cevabıydı skorun 6 dakikada 2-0 olması. VALBUENA’NIN tek başına gösterdiği çabaya başka birileri eşlik etmeliydi. Dün akşam onu gördük. Başta Dirar ve Giuliano olmak üzere, herkeste bu pırıltı vardı. Ozan Tufan, Aykut Kocaman’ın verdiği şansın kıymetini anlamaya başladı. Çalıştıkça, maçlardaki etkisi arttı. Belki halâ mükemmel değil ama o yola girdi. Gol attı, denedi ve yine denedi. De Souza ile iyi ikili oldular.
MALATYA BASKISI F.BAHÇE gol atmak için rakibin hata yapmasını bekliyordu, dün akşamki fark hataya da zorlamasıydı. İkinci gol bunun ispatı oldu. İLK 30 dakika F.Bahçe hücumda iyi işler yaparken rakibine de 2 net pozisyon vermesi soru işaretiydi. İkinci yarıda Evkur Yeni Malatyaspor Batuhan’la golü bulduktan sonra baskı kurdu ve zaman zaman da F.Bahçe’ye kalesinde zor anlar yaşattı. Ancak şu noktaya dikkat çekmekte fayda var; F.Bahçeli oyuncular bir prensip ve sistem dahilinde belki de ilk kez bu sezon sahada kendilerini gösterdiler. G.Saray derbisi öncesinde gelen bu galibiyet F.Bahçe’nin yeniden lige tutunması anlamına geliyor.
Fenerbahçe asla iyi bir takım değil | Ahmet Çakar - Sabah
Bakalım ilerleyen haftalar kimi haklı çıkartacak beni mi Aykut Kocaman’ı mı?Fenerbahçe ya da diğer bir deyimle Aykut Kocaman, çok tuhaf kurum ya da insan... Dün gece belki de ligin düşmeye en büyük adayı Malatya karşısında manasız şeyler yaşandı. İlk devreye bakıyoruz, Fenerbahçe yürüye yürüye skoru 3 yaptı. Rakibi, ileride basmadı aksine karşıladı, kazandığı toplarla da art arda golleri buluverdi. "Çok iyi bir antrenman maçıydı" diyorduk, hatta ilk yarı Malatya'nın kaçırdığı iki net pozisyon var, ama ikinci yarı Fenerbahçe durdu. Geri çekildi, rakibe davetiye açtı. Rakip de golü atıverdi. İddia ediyorum dün gece Malatyaspor yerine daha ısırgan, daha diri, daha iyi organize olmuş bir takım olsaydı skor çok farklı olurdu. Fenerbahçe asla iyi bir takım değil. Bu oyuncu kalitesi, bu hocası ve bu oyun anlayışıyla şampiyon olmaları mümkün değil.
Şimdi birçok köşe yazarı, "Fenerbahçe çok iyi organize oldu" filan diyecekler, hepsi yalan. Yaptıkları tek şey sağdan Isla'nın önüne atmak, ondan gelecek ortaları beklemek ya da Valbuena'nın kişisel becerisiyle bir şeyler üretmek. Ama Fenerbahçe'nin daha önemli handikabı takım savunmaları... Rakip çok kolay geliyor, çok kolay pozisyona giriyor ve goller atabiliyor.Bunu da bu sezon oynadığı tüm resmi maçlarda gördük. Fenerbahçe'de tek olumlu şey Ozan Tufan... Gerisi aynı. Isla da fena değil ama sağ kanatta bütün yük onda. Sonuçta; Galatasaray derbisi öncesi Fenerbahçe dün geceyi problemsiz atlattı. Zaten Malatyaspor'un da bu ligde bu anlayışla fazla problem yaratabileceğini düşünmüyorum. Fenerbahçe'nin hala santrforu belli değil. Janssen mi Soldado mu? Maç 3-1'e girdiğinde yapılan oyuncu değişiklikleri acemi antrenör işi. Bakalım, ilerleyen haftalar kimi haklı çıkartacak. "Bu takım şampiyon olacak" diyen Aykut Kocaman'ı mı? Ya da "Bu takımdan fazla bir şey olmaz" diyen beni mi?Bir sözüm de misafir takıma.. Malatyaspor'a tavsiyem bazı şeyleri değiştirsinler. Dün geceki görünümleriyle maalesef bu sezon düşmenin en büyük adayı olarak görünüyorlar.
Islıktan alkışa | Gürcan Bilgiç - Sabah
Sahada saklanmıyorsan, elinden geleni yapıyorsan kötü oynasan bile tribünden hakkını alıyorsunDevre bittiğinde gollerin sahipleri, geçmiş maçların "ıslıklanan" kahramanlarıydı. Ozan perdeyi açıp, Hasan Ali kapattığında, bu tepkilerin sorgulanma noktasına geri dönmek gerekiyor. Aynı Aykut Kocaman'ın dediği gibi, "Ozan da seyircinin niye öfkeli olduğunu düşünmeli..."
Takım-taraftar ikilisi, karşılıklı samimiyete dayanıyor. Eğer sahada saklanmıyorsan, elinden geleni yapmaya çalışıyorsan, kötü oynasan bile tribünden hakkını alıyorsun. Ozan'ın bittiği veya başladığı yer de burası zaten. Arkasında duran teknik adam özeleştirisini yapmasını istedi, kaybolmuş hedeflerini yeniden canlandırdı. O da kişisel gelişimi için profesyoneller ile çalıştı, iyi antrenman yaptı, fazla kilolarını verdi ve kurtuluş gününü beklemeye başladı.Mehmet Ekici'nin sakatlığı önemli bir kayıp olarak görülürken, şimdi Ozan'ın olmadığı orta saha şekillenmiyor kafalarda.
Önemli işler yaparak ilk yarım saatte maçı kopardılar. Giuliano'nun da tabela yapması, Brezilyalı'nın üstündeki baskıyı aldı.Soldado'nun oyundan çıkarken, gol atmayan santrafor olarak, sanki hepsini atmış gibi alkışlanması da, "takım için" dediğimiz farklı eforların sahibi olmasından kaynaklanıyor. Guialano da gelişen kadro içinde pas noktası olmaya, gol koridorları açmaya veya ataklarda tercih oyuncusu haline gelmeye başladı. Ligin kırılma maçı öncesinde istedikleri morali iyi oynayarak ama komik bir gol yiyerek tamamladılar 90 dakikayı. Önemli oyuncuları eksikti, cezalıydı ama kadronun alternatifli hale gelmesi açısından Soldado'nun ilk on birde sahaya çıkması veya Fernandao'nun oyuna girmesi de önemliydi.
Ligin sekizinci haftasında, Aykut Kocaman'ın "hazırlık periyodu"nu geçmeye çalışması, zaten Kocaman'dan başka teknik direktörün alabileceği bir yük değildi. Sonuçta daha iyi bir sol bek bulunursa, sol kanattan da etkili gelirsin. Veya oyuncuların form grafiği yükseldiğinde, doğru kararları çoğalır. Sorun performansta olsun, çaresi bulunur.
İlk yarı yetti | Ömer Üründül - Sabah
Fenerbahçe'nin dün gece maça çok hırslı ve tempolu bir başlangıç yapacağını tahmin etmemek bir teknik adam için zaaftır. Büyük takımlarla deplasmanda oynuyorsan önce kontrollü anlayışla oyunu tutacaksın. Evkur Yeni Malatyaspor savunma güvencesini ihmal eden riskli bir başlangıç yapınca Fenerbahçe ilk 6 dakika içinde önce bir atağı sonuçlandıramadı, sonra da üst üste iki gol birden attı. Ondan sonra takım rahatladı. Maça yanlış taktikle başlayan Evkur Yeni Malatyaspor için iki farklı skor dezavantajından sonra risk almamak beklenemezdi. Fenerbahçe de rakip alanda bulduğu geniş boşlukları bölüm bölüm etkili ataklarla tehdit etti; 3. gol de geldi.İkinci devre derbi de düşünülerek skor rahatlığıyla tempoyu düşürüp rölanti bir futbola dönüldü. Ayağa fazla pas yaparak oyun domine edilmeye çalışılıyordu. Ama bu bölümde 4. gol gelmediği gibi bir de gol yendi.
Fenerbahçe için dün üç puan önemliydi. O kazanıldı. Bugüne kadarki maçların çoğunda hücumda üçüncü bölgede oynayıp, riskli anlayış benimsense de üretkenlik sağlanamıyordu. Dün gece en azından rakibin de yanlışlarıyla diğer maçlara oranla fazla pozisyon üretildi, bu da moral oldu. Dirar ve Giuliano olumlu bir görüntü sergilediler. Ozan Tufan'da belirgin bir performans yükselişi var. Bunun yanında da çok dikkat edilmesi gereken noktalar var... Bu kadar rahat bir maçta dahi Fenerbahçe ilk devrede rakibe yüzde yüzlük iki gol pozisyonu verdi. İkinci yarıda da bir gol yedi. Ve de son 15 dakika baskı altında kaldı.Soldado'nun kalitesi tartışılmaz ama fizik açıdan daha çok yetersiz. Olmazsa olmaz deplasman derbisine Soldado ile başlamak büyük yanlış olur. Bakalım Fenerbahçe gelecek haftaki Galatasaray deplasmanı sonrası "şampiyonluk yarışına devam ediyorum" mu "yoksa benden bu kadar" mı diyecek. Hep birlikte göreceğiz.
Malatyaspor Teknik Direktörü Erol Bulut'un bundan sonra çok dikkatli olması lazım. Günümüz futbolunda takım savunması çok önemli. Eğer bu konuda önemli eksikleriniz varsa mutlaka tedbir düşünmek zorundasınız. Çünkü bilhassa lige yeni çıkan takımlar için bu ligde kümede kalmak kolay gözükmüyor. Sivas ile Göztepe'nin iyi başlamaları da önemli bir işarettir Yeni Malatyaspor için.
Fenerbahçe bu skorla moral buldu | Ziya ŞENGÜL- Star
Fenerbahçe maça enlemesine ve yatay futbolu terketmiş görüntüsüyle başladı. Nabil Dirar’ın geliştirdiği akın sonrası yapmış olduğu orta topuna Ozan Tufan’ın kafasından gelen erken golle Fenerbahçe öne geçti. Hemen ardından gelen dakikalarda Giuliano’nun ikinci Fener golü geldi. Sarı-Lacivertliler’e maç başında attığı gollerle hem moral, hem de güven geldi. Orta saha desteğiyle hücumda çoğalmaya başladı. Yeni Malatyaspor karşısında etkili ve baskılı oldu. Giuliano ve Valbueno ile pozisyonlar da buldu. Her ne kadar gol sesi vermemiş olsa bile Hasan Ali’yle üçüncü golü de buldu.Eğer orta sahandan gole giden oyuncun oluyorsa, yetmedi savunmanın solundan gelip Hasan Ali’yle gol atabiliyorsan, o zaman maçı kazanma adına her türlü olumlu girişimlerde bulunmuş olursun.
Malatyaspor’un direkten dönen topları her ne kadar şanssız anlar olduysa, Fenerbahçe’de de Valbueno’nun gollük şutunun da direkten dışarı çıkması ayrı bir şanssızlık görüntüsüydü. İsla -Dirar birlikteliği sağ kanat akınlarında pozitif görüntü sergiledi. Giuliano- Soldado paylaşmasına Valbueno da katkı sağlayan oldu. Adem Büyük’ün pasıyla Batuhan Yeni Malatyaspor’un golünü attı. Bu golde Fenerbahçe savunmasını hatalı gördüm. Fenerbahçe, ilk yarı iyi, ikinci yarı ise skoru koruma adına durağan top oynamaya başlayınca sıkıntılara girdi. Koskoca Fenerbahçe ilk yarı bu kadar rahat bu skora ulaşabiliyorsa, ikinci yarı, ilk yarıyı arattı. Fernandao, kaçırdığı golle Fenerbahçe’yi dördüncü golden mahrum bıraktı. Sarı-Lacivertliler derbi öncesinde bu skorla moral buldu ama Galatasaray deplasmanında daha iyi futbol oynamak zorunda.