SPOR

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Spor yazarları Galatasaray - Karabükspor maçını yorumladı

Spor yazarları, Galatasaray'ın Karabükspor'u 3-2 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi.

Spor yazarları Galatasaray - Karabükspor maçını yorumladı

Yazarların görüşleri şu şekilde:

TOLGA ARANDI (ŞANSAL BÜYÜKA)

Galatasaray orta alanı, her maçta, rakibe her yerde basarken, bu defa karşısında her yerde kendisine basan bir rakip buldu. Öyle ki özellikle ilk yarıda Ndiaye, Belhanda, Fernando rakibin bu bunaltıcı baskısından gerçek performanslarına asla yaklaşamadılar. Bu alanda belki de Tolga Ciğerci’nin deli-dolu, takımı ateşleyen mücadelesi arandı.

İşte kaliteli takım kurmanın faydası burada... Golcülerin çaresiz kaldığı ve sıkı markaj altında adeta ezildiği bir maçta bu defa söz savunmaya geçti. Maicon attığı iki golle, hele son dakika golüyle hiç hesapta olmayan iki puanın uçup gitmesine izin vermedi.

Galatasaray’da Mariano maçın her dakikasında iyi oynadı. Belhanda ikinci yarıda çalışkanlığını ve kalitesini ortaya koydu. Maicon’u söylemeye zaten gerek yok. Maçın başrol oyuncusuydu. Galatasaray’ın “şaka” gibi kaçırdığı gollerden sonra, “şaka “ gibi bir sonuca izin vermedi. Karabük’te Barış’ın Gaman’ın, Kerim’in ve Poko’nun hakkını teslim edelim.

SKORU DÜŞÜNMEDİ (UĞUR MELEKE)

Galatasaray bildiğimiz gibiydi, iç sahada sezon başından beri olağanüstü coşkulular, istekliler, arzulular. Skor ne olursa olsun aynı oyunu oynuyorlar, sürekli arıyorlar, sürekli üçüncü bölgede çoğalma hedefindeler. Maçın 2-0’dan 2-2’ye gelmesinin temelinde de biraz bu var zaten. Hiçbir an skoru korumayı düşünmediler.

Galatasaray’ın belki de en büyük zaafı, çıkarken kaybettikleri toplardan son derece iyi faydalandılar. Bu zaafı ilk kez Aybaba’nın Sivas’ı ortaya çıkarmıştı ama gol bulmaya kaliteleri yetmemişti. Karabük de Galatasaray savunmasını oyun kurarken sıkıştırdı ve en az 3 net pozisyonu böyle ürettiler. Birinde de gol buldular zaten.

Galatasaray’ın bu coşkulu futbolunu daha da geliştirmesi için sanırım halletmesi gereken iki sorun var: Birincisi, oyun kurarken daha ciddi olmamalılar. Özellikle Belhanda’nın böyle gayrıciddi kayıplar yapmaması gerek. İkincisi de, N’diaye’nin düşen verimini toparlamalılar. N’diaye sezon başında Belhanda’yla hizada oynuyor, kaleye daha yakın pozisyon alıyor ve daha fazla verim veriyordu.

GÖREV DAĞILIMI (HAKAN ÜNSAL)

Takım tam bir görev dağılımı içinde oynuyor. Savunmada Serdar sakıncasız piyade gibi kafa göz dağılmacasına savaşıyor, Maicon yönetiyor. Orta sahada Ndiaye aç aslan gibi çıldırmışcasına saldırıyor, Fernando yönetiyor. Önde Rodrigues ve Feghouli esiyor, uçuyor Gomis hem yazıyor hem de yönetiyor. Mariano’nun düşmeyen enerjisi, sakinliği ve kalitesi, Ndiaye’nin anormal temposu, savaşçılığı ve isteği, Feghouli’nin sürati ve kalitesi kadar zekasını da kullanması ve elbette duran top sorununu bitirip rakiplerin kabusu haline çeviren Maicon.

4 sıkıntı vardı. Bu kadar baskılı rakip alan oyununda bile çok gözükmeyen ve etkisi sınırlı olan Belhanda. Geleli kısa süre olmasına rağmen bölgesine hareket katan Latovletici’nin yokluğu ve Linnes’in etkisiz hali. Karabükspor’u da oyuna dahil eden geride kaptırılan toplar. Bu maça kadar çok iyi oyunu ve skor katkısı üst düzey olup doğal olarak Fransa Milli Takımı’ndan davet bekleyen Gomis’in morali bozuk hali. İlk defa bu kadar düşmüş gördüm.

Son bölüm, vazgeçmeyen, inanan, savaşan ve hak eden oyuncuların oyununa sahne oldu. Aslında son bölümde Galatasaraylı oyuncular herkese şu mesajı net verdi: Geri döndük, biz varız, şampiyonluk istiyoruz, biz varken kimse hesap yapmasın ve sonuna kadar savaşarak kazanacağız. Taraftarın yıllardır ağzındaki marştır; ‘sen şampiyonluk olacaksın.’ Bu sene o sene...

5 ATARIZ ZİHNİYETİ (LEVENT TÜZEMEN)

Hakem Alper Ulusoy'un uydurma penaltısıyla skor 2-2'ye geldiğinde dakika 84'tü. Önce Galatasaraylı oyuncular kendilerine, "Biz Karabük önünde nasıl bir haldeydik?" diye sormalılar... Hiç bir maç kağıt üzerinde kazanılmıyor. Taraftarlar "4 atarız, 5 atarız" zihniyetindeydi. Galatasaraylı futbolcular da gala gecesine çıkmış rahatlığındaydı.

Gomis'e gol attırmaya çalışmaları çok büyük hataydı. Yani Galatasaraylı oyuncular sahada Karabük yokmuş gibi oynamaya çalıştılar. Yedi gole imza koyan Gomis'in Bursa maçı dahil iki haftadır ayakta duracak gücü yoktu. Ama yıldızların ne yapacağını kestiremezsiniz. Fransız yıldız da Maicon'un attığı galibiyet golüne katkı sağladı.

Galatasaraylı oyuncular, galibiyete rağmen dünkü maçtan ders çıkarmalı ve kafalarında "küçük takım, büyük takım ayrımı" yapmamalıdır. Eğer rakibi küçük görürsen her zaman Maicon gibi bir oyuncu çıkıp seni korku tünelinden alıp, galibiyete taşıyamaz. Futbolda başarının anahtarı ciddiyet, ciddiyet, ciddiyettir...

BÜYÜK HATA (OSMAN ŞENHER)

Galatasaray’ın futbolu keyif veriyor. Ama bu 7 maçlık periyotta ilk defa bu kadar zorlandı, pas hatası yaptı, Karabükspor’a orta sahada üstünlük sağlayamadı. Bunlar tabii ki olacak. Daha yeni yeni futbolcular birbirlerini tanıyorlar. Her şeye rağmen çok net diyebileceğimiz 4-5 pozisyonu gol yapamadılar. Bence en büyük sıkıntı, bütün takım golü Gomis’e attırmak için uğraşıyor. Bu çok büyük hata...

Feghouli de gerçekten yıldız olduğunu gösterdi. Daha fizik olarak hazır değil. Ama lig uzun bir maraton. Feghouli, Galatasaray’a büyük katkı sağlayacak. Final pasları, şutları; tek kelimeyle mükemmel... Eksiği ise kondisyonu...

Ndiaye de Tolga’sız tek başına bu yükü kaldıramadı. Fernando, orta sahaya çıktı ama bu sefer de defansta açıklar verilmeye başlandı. Tolga öyle bir konuma gelmiş ki Galatasaray’da kilit oyuncu olmuş bu bir gerçek. Rodrigues’siz bu takım olur. Ama Tolga’sız olmaz. Görüntü bu.

TOLGA'NIN YOKLUĞU (İLKER YASİN)

G.SARAY’ın ilk 3 haftadaki üstün oyun performansını sürdürmesi mümkün değildi. Orta alan ve hücum arasında kilit rol oynayan Tolga Ciğerci’nin yokluğunu fazlasıyla hissettiler.

Feghouli, Belhanda gibi çok klas ama çok ağır isimleri var. Sabri milli takıma seçildi. Onlar hâlâ, “Linnes mi, Latovlevici mi” diyor. Özellikle defansta büyük sıkıntıları var.

Belhanda final paslarını ve tercihlerini doğru yapsa maç çok daha erken kopardı. Gomis'i geçen haftalara göre biraz fizik olarak iyi bulmadım. Rodrigues kaleye kadar iyi getiriyor ama finali yapamıyor.

Galatasaray o kadar çok gol kaçırdı ki artık pozisyonları sayamaz olduk. Hakemin yarattığı penaltı maçı beraberliğe getirdi.
90+1 de Maicon yine sahneye çıktı ve maçı çeviren adam oldu.

PENALTI VERMELİ (DENİZ ÇOBAN)

34. dakikadaki Mariano-Seleznyov mücadelesinde ise, Seleznyov topu rakibinden kurtardıktan sonra topa temas edemeyen Mariano’nun dikkatsiz müdahalesi ile yerde kalıyor. Bence hakem burada penaltı kararı vermeliydi.

Maicon- Yatabare pozisyonunda penaltı düdüğünü çaldı. Maicon’un rakibine penaltıyı gerektirecek bir müdahalesi yoktu. Oyun devam etmeliydi.

Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler