SPOR

Spor yazarlarından Fenerbahçe - Akhisar maçı yorumu

Spor yazarları Fenerbahçe'nin Akhisar Belediyespor'u 3-1 mağlup ettiği karşılaşmayı değerlendirdi. Fenerbahçe'yi kazanmasına rağmen sert bir dille eleştiren yazarların hedefinde, teknik direktör Dick Advocaat vardı.

Spor yazarlarından Fenerbahçe - Akhisar maçı yorumu

Taraftarların mücadeleye az ilgi göstermesine hak veren ünlü yazarlar, bu durumun Fenerbahçe'nin sahadaki oyununa da etki ettiğini savundular.

İşte spor yazarlarının görüşleri:

HİÇ ÇEKİLMEDİ(ERMAN TOROĞLU)

Trabzonspor-Beşiktaş maçından sonra dün geceki karşılaşma hiç çekilmedi... Yalan yok... Yavan, zevksiz, keyifsiz bir maç oynandı dün gece Kadıköy'de. 90 dakika boyunca daha iyi oynayan taraf Akhisar'dı... Daha fazla mücadele eden taraf Akhisar'dı. Daha fazla pozisyona giren takım Akhisar'dı. Gol kaçıran takım Akhisar'dı. Şanssız olan takım Akhisar'dı.

Peki soruyorum: Dün akşam Fenerbahçe ne yaptı? Hiçbir şey... İlk atılan golde kornerden gelen topa rakip kafayı vuruyor ve kendi ağlarına yolluyor. İkincide kaleye şut attılar, geçen hafta olduğu gibi rakipten birine çarptı Souza'nın önüne düştü. O da golü attı. Üçüncü gol var, zaten artık orada maç bitmişti.

İÇİM CIZLADI(RÜŞTÜ REÇBER)

Karşılaşmanın başlamasına dakikalar kala şöyle bir etrafıma baktım ve boş tribünleri içim cızladı. Halen hedefi olan F.Bahçe’nin böylesine yalnız kalmasına üzüldüm. Bir zamanlar Dereağzı’nda, durumlar kötü de iyi de olsa maç günü stattan gelen tezahürat sesleriyle uyanırdım. Ama maalesef dün sadece müzik sesi vardı. ‘Acaba neden böyle’ diye kendi kendime sordum. Son yıllardaki futbola olan ilgisizlik mi yoksa F.Bahçe’nin başarısızlığı mı?

“Önemli olan 3 puan mı yoksa oynanan oyun mu?” diye soracak olursak Advocaat elbette “3 puan” der. Çünkü bir hedefi var: Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek. Ancak spor sever olarak 90 dakika boyunca tribünde hiç heyecanlanmamışsam o zaman maçın başlangıcında düşünüp düşünüp bulamadığım cevabı bulurum!

FIRSAT PEŞİNDE(GÜRCAN BİLGİÇ)

Düşe-kalka devam eden lig haftalarının daha heyecanlı hale gelme ihtimali vardı maç öncesinde. Başakşehir'in puan kayıplarının ardından, bir de Galatasaray ile oynayacak olması, Şampiyonlar Ligi için yeni bir heves yarattı. Fenerbahçe kupada yarı final ile en yakın başarı için hırsını bileylese de üstündekilerden en az birisinin puan kaybedeceği bir haftada, fırsat peşine de düştü.

Bu oyunla, nasıl kazanacaklar" diye merakla sahaya bakarken, üst üste korner atışlarıyla birlikte Akhisar ceza alanının içi panik anları yaşamaya başladı. Geçen hafta sonu Sow'un şutunu, kontrol edip golü atan Van Persie, bu kez gol vuruşu öncesindeki vuruşun sahibiydi. Kötü şutu pas olunca, De Sousa tabelaya yeniden "galibiyet" rakamını kondurdu.

Ligde kalmak için mücadele eden ile Şampiyonlar ligi kovalayan iki kadro arasındaki ortak noktaların çokluğu, zaten bu sezonda Fenerbahçe'nin halinin özeti. Yine de; kazanmak önemliydi, değerliydi. Yarışın adını değiştirmek için üstlerine düşeni yaptılar. Kazanmak önemliydi, değerliydi. Yarışın adını değiştirmek için üstlerine düşeni yaptılar.

KISIR DÖNDÜ(ÖMER ÜRÜNDÜL)

Dünkü maçın ikinci devresi için futbol adına çok olumlu bir şeyler söylemek mümkün değil ama ilk yarı için de teknik analiz yapmak bir yorumcu için kolay değil... İlk yarı sahada kısır bir döngü vardı. Fenerbahçe, 10. dakikadan itibaren oyunu karşı alana yıktı ama takımın alan daraltan savunma kurgularına karşı set oyunundaki alışılmış yetersizliği, dün gece de üst düzeydeydi.

Lens, son maçlara göre en pasif gecesini yaşıyordu. Persie cephesinde değişen bir şey yoktu. Ağır çekim film gibiydi. Wiel gibi kaliteli bek de ofansif açından hiçbir varlık gösteremiyordu. Orta sahada Mehmet Topal ve Souza her tarafa basmaya çalışıyor, ileride de bir tek Aatif araştırıyordu...

Topal, Souza, Skrtel ve de bir hata yapmasına rağmen Kjaer başarılıydı. Ben yalnız bir parantez açarak yazımı bitirmek istiyorum. Ben teknik direktör olsam, Persie örneği gibi dünya yıldızı bir oyuncum da olsa, eğer bu oyuncum tamamen fiziki tükeniş içindeyse elimde başka bir santfor bile olmasa, çakma santfor kullanıp, bu durumdaki bir yıldıza görev vermem.

SANKİ MANCHESTER(İLKER YAĞCIOĞLU)

Dün akşam Fenerbahçe'nin bu sezon Kadıköy'de oynadığı maçların bir benzerine şahit olduk. Maç başladı. Fenerbahçeli oyuncular, rakibe baskı yapmak yerine orta saha yuvarlağına kadar çekildiler. Akhisar'ı orada beklemeye başladılar. Zannedersin ki Manchester United ile oynuyorlar. Rakibi baskı yapmadığı zamanda onları hataya zorlamadığı için Fenerbahçe bir türlü istediği pozisyonları da bulamıyor, taraftarını da heyecanlandıramıyonrdu.

Dün bir ara Van Persie'ye üzüldüm. Topla buluşamadığı için canı o kadar sıkkındı ki,ilk devre bir ara kendi sahasına gidip stoperlerden top aldı. Bu oyun anlayışıyla Van Persie değil Cristiano Ronaldo olsa Fenerbahçe'de sorun yaşar.

Advocaat, tarihe geçerek hiç oyuncu değiştirmeden maçı tamamladı. Bence hocanın bir tavrı var. Ama bu tavır kime onu çözemedim. Oyunculara mı yoksa hafta arası gazetelerde çıkan Hollanda'ya gitme denmesinden dolayı yönetime mi bunu yakında anlarız. Ama burası Fenerbahçe kulübü burada Advocaat'ın kimseye tavır alma hakkı yok..

BİRAZ ÖZENİR(ERCAN GÜVEN)

Mesela Fenerbahçeliler... Kesin izlememişlerdir bir gün önceki Trabzonspor-Beşiktaş arasındaki derbiyi. Yahu sinemaya gidiyorsunuz, film güzelse etkisi geçmiyor ertesi güne kadar. Beşiktaş’a, Trabzonspor’a alıcı gözüyle baksalar, böyle mi oynarlar? Biraz özenir, biraz üzülür insan... Biraz kendini toplar. Öğrenir veya benzemeye çalışır hiç yoksa.

Gerçi Advocaat unuttu ve hiç adam değiştirmedi ama yedek kulübesi bile milli Fenerbahçe’nin... Hepsi yetenekli adamlar. Çoğu uluslar arası... Seyirci varmış, yokmuş ne umurları! Allah ne verdiyse oynayacaklar! Ama öyle olmuyor işte... Seyircinin onda bire düşmesi “sebep” değil “sonuç” Fenerbahçe dramında. Bu düşüşün nedeni, takımın düşmesi. Gerisi fasit daire gibi. Birbirini besleyen ve dönüp duran olumsuzluklar.

Forması kazandı derler ya; aynısı. Bu mudur yani on binlere ikram edilecek futbol? Beş bin bile çok size. Seyirciye gelince... Sahi kaç kere doldurdu onlar tribünleri. 2 mi 3 mü?.. Ve hepsi de Fenerbahçe çok güçlü bir rakiple oynarken. İnsan düşünüyor bazen... Akhisar gibi Fenerbahçe’nin kazanma ihtimali kuvvetli bir rakibe talep göstermiyor Fenerbahçe seyircisi... Fenerbahçe’nin kaybetme olasılığını yükselten güçlü rakipleri kaçırmıyor. Sanki mağlubiyete şahit olmak istiyor.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Takım
O
Av
P

En Çok Aranan Haberler