Bu da Steam platformu üzerinde her yıl yüzbinlerce yeni oyunun yayına girmesi anlamına geliyor. Ancak bu devasa rakamlar karşısında arama yapabilmek daha büyük önem kazanıyor. Oyun severlerin, yüz binlerce oyunun arasında beğenecekleri oyunları aramaları, bulmaları için sağlıklı bir arama işlevi geliştirebilmek başlı başına bir mesai anlamına geliyor.
Steam, bu sorunu aşabilmek için, Steam Labs adı altında, farklı farklı arama/bulma algoritmalarını devreye sokmayı deniyordu. Kullanıcılar, kişisel zevklerine göre, farklı argümanları da devreye sokarak, değişik arama sorguları yaratabiliyordu. Ancak yine de tam anlamıyla istenilen sonuçların oluşmadığı biliniyordu. RTS araması yapan bir kullanıcının önüne FPS oyunlarının çıkması mevcut arama sisteminde şaşırtıcı bir sonuç değil.
Dijital oyun dağıtıcısı şimdi arama sonuçlarını düzeltmek için editörlerini devreye sokacak. Yapay zekanın yapamadığını, editörler günlük mesaileri içinde, elle, tek tek inceleyerek, oyunları tag’leyerek yapacak. Diğer bir deyişler, yapay zeka sorunun altından kalkamadı. Sorunu çözmek için klasik ve en kesin çözüme başvurmak zorunda kalındı: İnsan.
Steam’in açıklamalarına göre, editörlerin işlevi tam anlamıyla oyunlara etiket yapıştırmak da olmayacak. Şirket, yepyeni ve daha etkili bir arama fonksiyonu yaratmak için, yenilikçi bir yöntem deneyecek.
Zira, indie oyun devrimi ile beraber gelen yüzbinlerce yeni oyun dalgasının altında eski arama sistemlerinin ezilmesi kaçınılmaz görünüyor. Bakalım Steam, bu zor görevin altından kalkabilecek mi yoksa ünlü dijital oyun platformu, eline 10 dolarlık oyun motoru alan küçük çocukların iki günde geliştirip yayınladığı çöp oyunlar mezarı mı olacak?