Açık sözlü ingiliz tasarımcı Stella McCartney, stil sırlarını paylaştı.
1- Hem Maskülen Hem Feminen Olun
Bu kavram bana hep heyecan vermiştir. Terziliği erkek terzileriyle ünlü "Savile Row'da öğrenmem, erkeksi kesimlerle feminen tarafım arasında bir denge kurabilmemi sağladı.
2- İç Çamaşırına Yatırım Yapın
Üzerinize tam olan, bedeninize uygun iç çamaşırlarına sahip olmak gerçekten ilham verici! Kaliteli iç çamaşırlarıyla aynada kendinize baktığınızda, doğal olarak kendinize güvenerek giyinirsiniz.
3- Kişiliğinizi Giydirin
90'lı yıllarda tasarımcıların tek amacı insanlara baştan aşağı bir görüntü satmaktı. Bu bana göre oldukça dayatmacı bir tavır. Kadınlar kendi benliklerini yansıtabilmek adına tasarımcıların onları sokmak istediği kalıplara girmekten ziyade kendi stillerini yaratmalı.
4- Klasiklerle Bağ Kurun
Kusursuz kesimli bir jean pantolona ve beyaz tişörte güvenin. İddialı bir çift topuklu ayakkabı doğal olarak bunları izeleyecek ve maskülen kesimli bir ceketle de dengeyi kuracaktır.
5- Biraz Tavrınız Olsun
En sevdiğim aksesuar ayakkabıdır. Birinin taşıyamayacağı kıyafeti, doğru ayakkabı seçimiyle bir başkası rahatlıkla taşıyabiliyor. iyi bir çift ayakkabı kendine güvenen birinin duruşunu, yürüyüşünü belirliyor.
6- Bandaj Gibi Kalıplardan Vazgeçin
Vücuda yapışmış gibi duran kalıplardan ziyade, daha yumuşak formları tercih ediyorum; bunun nedeni ardı ardına üç çocuk doğurmam olabilir elbette... Parmak arası 'flip-flop' terliklerle çok sevimli durup, ustaca çekilmiş siyah göz kalemi ile kokteyl saatine taşınan günlük elbiselere bayılıyorum.
7- İddialı Parçaları Sade Olanlarla Eleştirin
Baştan aşağı 'son moda' giyim anlayışı beni sıkmaya başladı. Farklı, özel kıyafetleri veya aksesuarları sade parçalarla bir arada kullanmayı seviyorum. Mesela bu sezon işli siyah taytlarla ipek organze tişörtler giymek gibi...
8- Uzun Vadeli Düşünün
Çiçek işlemeli ceketlere bayılıyorum ama birçoğumuz için böyle bir parça satın almak esaslı bir yatırım olacaktır. İşli bir ceketi siyah bir etekle veya daha da iyisi, 6-7 yıl öncesinden kalma bir çift pantolonla giyerdim. Bana göre 'giyime yatırım yapmak' bundan ibarettir.
9- Biraz Kusurlu Olun
İngilizlerin müthiş bir sokak estetiği var. Londralı tasarımcıların tarzı daima biraz arızalı olur; hiçbir zaman kusursuz değildir. Bu da oldukça şık bir görüntü ortaya çıkmasına neden oluyor. İnsanlar benim yarı Amerikalı olduğumu unutuyorlar; bu anlamda ben daima iki farklı yöne doğru çekildim. Babam her zaman kendimi veya modayı gereğinden fazla ciddiye almama engel olmuştur.
10- Sadece "Hayır" Deyin
Deriye, kürke ve pitona... Benim bu konudaki tavrımı herkes bilir ama deriyi sevseydim bile deri pantolon giymezdim. Çünkü soft-rock bana değersiz bir rock stili izlenimi veriyor.
Favorileri:
Uzun Çizmeler: Sürekli moda oluyor, sonra tekrar demode oluyorlar ama ihtiyacınız olduğunda her an oradalar.
Smokin Ceketi: Özenle dikilmiş bir smokin ceket; yaz için beyaz, kış için siyah.
Vejeteryan Rostolar: Annem çok lezzetli rostolar yapardı. Yemek kitabında tarifleri var.
"Blackbird": Birçok Beatles şarkısı zaten çok güzel ama bu favorim.
Söyledikleri:
*"Bir vejetaryen olarak en büyük projelerimden biri, deri olmayan mükemmel bir çift ayakakbıyı tasarlamaktı."
*"Tanımadığım insanların tasarımlarını görünce heyecanlanıyorum. Yanlarına gidip üzerlerindekini ne çok beğendiğimi söylüyorum. Aslında içler acısı bir durum!"
*"Farklı kumaşlar ve malzemelerle çalışmak bana ilham veriyor."
*"Ben başka tasarımcılardan hiç ilham almadım. Ayrıca sadece podyum için kıyafet tasarlamaktansa giymek isteyeceğim parçalar üretmek istedim."
* "Deri yerine başka doğal malzemelerle çalışmayı ilham verici buldum."