Stockholm sendromu genellikle rehine alınan kişinin, kaçıran kişiye karşı olası bir savunmasızlık, bağlılık ve anlayış geliştirmesi durumunu ifade eder. Bu durum rehine alınan kişinin kaçıran kişiyi suçlayıcı bir şekilde görmemesi ve hatta ona sempati duyması olarak ortaya çıkar. İlginç olan rehine alınan kişinin yaşamsal tehlike altında olmasına rağmen kaçıran kişiye bağlılık hissetmesidir. Stockholm Sendromu insan psikolojisinin karmaşıklığını ve savunma mekanizmalarının ilginç yollarını gösteren bir örnektir.
Stockholm sendromunun adı 1973 yılında İsveç'in Stockholm şehrinde meydana gelen bir banka soygunundan gelir. Stockholm sendromu hikâyesi şöyledir:
Banka soyguncusu Clark Olofsson ve arkadaşı Jan-Erik Olsson, Kreditbanken bankasını soydular ve 4 banka görevlisini rehin aldılar. Rehineler soyguncularla 6 gün boyunca bir arada kaldılar. Bu süre zarfında rehinelerden biri olan Kristin Enmark, soygunculara karşı sempati ve hatta yakınlık duymaya başladı. Soyguncular da rehinelere karşı sempati duymaya başladı. Enmark, soygunculardan biri olan Olsson'a aşık oldu ve onunla evlenmek istediğini söyledi. Bu olay rehinelerin kendilerini rehin alan kişilere karşı olumlu duygular geliştirmesi olarak bilinen Stockholm sendromunun ilk tanısını sağladı. Sendromun ismi de bu olaydan gelir.
Stockholm sendromu rehinelerin kendilerini rehin alan kişilere karşı geliştirdikleri bir dizi duygusal tepkidir. Halk arasında sıkça duyduğumuz "Kuzu kurda aşık oldu" terimiyle de bağdaştırabileceğimiz bu sendromun duyguları arasında sempati, yakınlık, hatta aşk yer alabilir. "Stockholm sendromu neden olur?" sorusunun cevabı ise karmaşıktır. Stockholm sendromunun nedenleri karmaşık ve çok yönlü olabilir:
Stockholm sendromu genellikle rehine durumlarında ortaya çıksa da benzer duygusal bağlanma tepkileri travmatik diğer durumlarda da gözlemlenebilir. Bu fenomen insan psikolojisinin karmaşıklığını ve savunma mekanizmalarının ilginç yollarını anlamak için bir örnektir. Stockholm sendromu belirtileri şu şekildedir:
Stockholm sendromu tedavisi genellikle psikoterapiyle yapılır. Psikoterapi sayesinde kişi travmanın etkilerini anlayabilir ve sağlıklı bir şekilde başa çıkma mekanizmaları geliştirebilir. Bu durumda psikoterapinin temel amacı kişideki stres ve korkuyu azaltmaktır. Stockholm sendromu tedavisinde psikoterapinin yanı sıra gerekli durumlarda ilaç tedavisi de izlenebilir. Stockholm sendromu yaşayan kişilerin tedavi sürecinde şu gibi noktalara dikkat etmesi önemlidir:
Stockholm sendromu genellikle rehine durumlarında ortaya çıkan bir psikolojik fenomendir. Ancak sadece belirli bir kişi grubunda değil, çeşitli durumlarda ve farklı bireylerde görülebilir. Özellikle şu durum ve bağlamlarda Stockholm sendromuna rastlanabilir:
Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tıbbi bir sorununuz varsa lütfen doktorunuza danışınız.