Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Yasin Aktay, Gezi Parkı eylemleri ile ilgili, “Demokratik hareketten öte demokrasiye karşı bir hareket olarak nitelendiriyoruz. Çünkü demokrasi bütün toplumların sesinin özgür bir ortamda rahatça çıkabildiği bir ortamın adıdır” değerlendirmesini yaptı.
SDE, Taksim Gezi Parkı eylemleri ile ilgili raporunu yayınladı. SDE Başkanı Yasin Aktay, Gezi Parkı olaylarının sosyolojik, siyasi, Türkiye'nin demokratikleşmesi bakımından incelenmeyi hak ettiğini söyledi. Aktay, darbelerin yapılmadan darbelerin ortak semptomlar gösterdiğini belirterek, her darbenin bir toplumsal hareketlilikle birlikte geldiğini savundu. Aktay, toplumsal hareketin arkasında nelerin olduğu, nasıl organize olduğunun incelenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Toplumsal hareketler karşısında ikilem içinde kalabiliyoruz. Toplumsal hareketlerin saf saf, naif naif her çeşit toplumsal hareketin toplumsal hareket olduğunu, belli talepleri olduğunu görmezden gelmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Çevre duyarlılığının neden Gezi Parkı olayında sergilendiğine dikkat çeken Aktay, sosyolojik bakımdan ve Türkiye’nin yaşadığı süreç bakımından incelenmesi gerektiğini söyledi. Aktay, şu anda Gezi Parkı’nın Gezi Parkı’ndan ibaret olmadığını belirterek, “Bir operasyon, kampanya başlatılacaktı. Kampanyada kullanılan metotlar, unsurlar çok fazla kullanılıyor” şeklinde konuştu.
Gezi Parkı eylemlerinde farklı gruplar olduğundan bahseden Aktay, “Biber gazı, molotof kokteyli, ateşler, taşlar, polisin taşlara verdiği cevap dünyaya yansıdı. CNN’e yansıyan görüntü, Gezi Parkı’ndaki normal aktivistlerin görüntüsü değildi. Aksine sokak görüntüleriydi. Gezi Parkı diye yola çıkan şey, aslında kendi halkla ilişkilerini sokak gösterileri üzerinden yaptı. Zaman zaman Gezi eylemcileri şiddetten arındırma adına birkaç şey söyledilerse de doğru dürüst kendilerini ayırt etmediler” dedi.
İstanbul’un dışına taşan eylemlerin farklı bir sosyolojik görüntüsü olduğunu ifade eden Aktay, “Demokratik bir toplum, kıyasıya birbiriyle muhalefet eden bir toplumdur. Çağdaş demokratik toplumun en önemli özelliği topluma, siyasete karşı, iktidara karşı bir hoşnutsuzluk varsa, onu değiştirmenin yasal imkanları da vardır, ona muhalefet etmenin meşru yolları da vardır, siyasal imkanları da vardır. Siyaset dışı yollara tevessül etmek açıkça o siyaset türü üstünde yeni bir vesayet türü üretmek anlamına gelir” diye konuştu.
Sokak vesayetinin oluşturulmaya çalışıldığını iddia eden Aktay, sokak gösterilerinin bir tür vesayet olduğunu belirtti. Aktay, “Demokratik hareketten öte demokrasiye karşı bir hareket olarak nitelendiriyoruz. Çünkü demokrasi bütün toplumların sesinin özgür bir ortamda rahatça çıkabildiği bir ortamın adıdır” dedi.
Demokrasilerde tekliflerin yarıştığını belirten Aktay, “Teklifler halkın onayı ile karara bağlanır. Demokrasilerde teklifler, projeler yarışır. Kimin daha iyi teklifi varsa, serbest zeminde birbiriyle yarışır, müzakere eder, halkında hiçbir baskı altında kalmadan karar vermesi temin edilir. Yeşil için insanlar ayağa kalkıyorsa kutlamak gerekir” şeklinde konuştu.
SDE Uzmanı ve Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Emrah Beriş ise, Gezi Parkı olaylarının Cumhuriyet mitinglerine benzediğini belirterek, kitlelerin katılımının sağlandığını ifade etti. Beriş, eylemcilerin ulusal sol eğilimli, “Beyaz Türkler” tabiriyle nitelendirilecek kitleler olduğunu söyleyerek, bunların yanında devrimci sol parti ve örgüt mensuplarının olduğunu ifade etti. Beriş, eylemcilerin kendi aralarına siyasi partilerin girmesini istemediklerini belirterek, eylemcilerin siyasi slogan atmadıklarını ve erken seçim çağrısı yapmadıklarını aktardı. Eylemcilerin özgürlük ve demokrasi vurgusu yaptıklarına dikkat çeken Beriş, bayrak ve İstiklal Marşı gibi ortak değerleri kullandıklarını kaydetti. Beriş, eylemcilerin 3. havalimanı, 3. köprü, AKM’nin yıkılması gibi ekonomiyi geliştirmesi beklenen projelere karşı çıktıklarını da söyledi. Reformların devam etmesi gerektiğini söyleyen Beriş, yeni bir Anayasa’nın çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Eğitim sisteminin çoğulcu ve demokratik bir biçimde yapılandırılması gerektiğine işaret eden Beriş, soruları algılayacak sosyolojik araştırma yapılması gerektiğini kaydetti.
Aktay, raporun açıklanmasının ardından basın mensuplarının ve katılımcıların sorularını cevapladı. Aktay, bir soru üzerine özel hayata ilişkin baskı oluşturulduğunu belirterek, alkolün yasaklandığı gibi bir algının oluşturulduğunu söyledi. Aktay, Kılıçdaroğlu’nun Gezi Parkı eylemlerine katılan gençleri tebrik ettiğini hatırlatarak, “Gençlerin elinde taş, sopa yok’ diyor. Oysa gözümüzün gördüğü başka bir şey ya da Sayın Kılıçdaroğlu başka bir ülkede yaşıyor” ifadelerini kullandı.
Aktay, şiddetin Gezi Parkı olaylarından ayrı olmadığını ifade etti. Duran adamın özgürlükleri savunmadığını da söyleyen Aktay, başörtüsü ile dalga geçtiğini iddia etti. Aktay, “Doğrudan doğruya insanların haklarına tecavüzdür. Doğrudan doğruya birçok insan mağdur edildi” şeklinde konuştu.
Gezi Parkı olaylarının zararının büyük olduğunu ifade eden Aktay, “Bunun sadece 20 günlük maliyeti 7,5 milyar dolar” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz