HABER

Su afetlerine karşı Birleşmiş Milletler Stratejisi

Su ve afetler konusunda stratejik yaklaşımların hazırlanmasında görev yapmak üzere kurulan yüksek seviyeli uzmanlar paneli (High-Level Expert Panel on Water and Disaster / HLEP), 5. Dünya Su Forumu'nda stratejik önlem paketini açıkladı.

İstanbul Sütlüce'de gerçekleştirilen 5. Dünya Su Forumu'nda Su ve Afet Konusunda Yüksek Seviyeli Panel'de dünya ülkelerinde sel ve taşkınlarla meydana gelen afetler konusu gündeme getirildi. Japon Veliaht Prensi Kotaishi'nin de konuşmacı olarak yer aldığı oturumda hayatın su anlamına geldiği, ancak aynı zamanda da ölümlere de yol açabileceğine dikkat çekildi. Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri nedeniyle artık sel ve taşkınların sadece ilgili ülkelerin değil, tüm dünyanın ortak sorunu olduğu ve tek bir stratejiyle ele alınması gerektiği fikri savunuldu. Birleşmiş Milletler'in Su ve Sanitasyon'dan Sorumlu Yönetim Kurulu öncülüğünde ve Güney Kore Başbakanı Han Seung Soo Başkanlığı'nda 2007 yılında kurulan Yüksek Seviyeli Uzman Paneli, suyun yol açtığı afetler konusunda global stratejilerin oluşturulması konusunda faaliyet gösteriyor.

Oturumda konuşmacı olarak bulunan Japonya Veliaht Prensi, Japon toplumunun daha 800'lü yıllarda sel ve taşkınlarla mücadelesini anlattı. Geçmişte Japon halkının, tepelere kurulan şehirler sayesinde bir yandan sellerden korunurken diğer taraftan da sanitasyon için gerekli altyapıyı oluşturmuş olduklarını açıkladı. Ayrıca bu sayede Japon halkı için son derece önemli olan çeltik ve pirinç ekimi için vadilerde yeterli alan açtıklarını belirtti. Sel ve taşkınların önlenmesi için yüzyıllardır mücadele eden Japon halkının günümüze kadar pek çok başarılı ıslah çalışmaları gerçekleştirdiğini aktardı. Örnek olarak belirttiği ve geçmişte Japonya'ya 165 yıl başkentlik eden Edo kentinin, yapılan tüm ıslah çalışmalarına rağmen bu süre zarfında 175 kez su afetine maruz kaldığına değindi. Günümüzde daha küresel ıslah çalışmalarına yer verilmesi gerektiğini ifade eden Japon Veliyaht Prensi Kotaishi, günümüzde Tokyo yakınlarındaki Chujo Levee bölgesinde yer alan Tone nehrinin ıslahını iyi bir örnek olarak gösterdi.

Devlet Su İşleri Genel Müdürü Haydar Koçaker konuşmasında, 9 Eylül 2006 tarihinde bir kararname ile yetkileri ve sorumlulukları artırılan DSİ'nin bugün sel ve taşkınlarla etkin faaliyet gösterebilen bir kuruma dönüştüğünü açıkladı. Erken uyarı sistemi sayesinde 48 saat öncesinden sel veya taşkın olacak bölgelerin önceden tespit edilebildiğini ve gerektiğinde ilgili bölgenin boşaltılabileceğini anlattı. Kurum olarak etkin bir taşkın önleme stratejisi uyguladıklarını belirten Koçaker, 4 bin 9 adet taşkın koruma sistemi sayesinde 1 milyon hektar'lık tarım arazisinin verimliliğinin artırıldığını dile getirdi. Koçaker, "Önemli olan, doğal afet olmadan önlem alabilmektir" dedi.

Güney Kore Başbakanı ve HLEP Kurucu Üyesi Han Seung Soo, doğal afetlerin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, ancak günümüzde yaşanan iklim değişikliğinin, doğal afetlerin etkisini artırdığını belirtti. "Ateş bile sudan korkar" ifadesini kullanan Seung Soo, 1980-2000 yılları arasında kuraklıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 830 bin olduğu, ancak buna karşılık taşkınların 1.7 milyon insanın canına mal olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle BM tarafından hazırlanan eylem planının 5. Dünya Su Forumu'nda en ince detayına kadar irdelenip, karara bağlanması gerektiğini söyledi. Ancak bu sayede Birleşmiş Milletler, üye ülkelere yaptırım uygulanabileceğini savundu.

Yüksek Seviyeli Uzman Paneli (HLEP)'in hızla uygulanması gereken 6 önemli önerisi şöyle:
"Afet meydana gelmeden önce hazırlan ve harekete geç,

Ulusal yönetimler, afet meydana gelmeden önce var olan riskleri azaltma konusunda birinci derecede sorumludur,

Yerel Yönetimler, gerekli malzemeleri temin edip, halkı bilinçlendirecek eğitimler gerçekleştirmeli,

Erken tanı, bilgilendirme, uyarma ve boşaltma için uyarı sistemleri,

Erken uyarı sistemleri insanlara ulaşabilmeli.

Ulusal Yönetimler ve Sivil Toplum Örgütleri, anlaşılabilir sel riski uyarı sistemleri oluşturmalı,

Kalkınma planına afet riskini azaltma ve iklim değişikliğinin entegre edilmesi,
Birleşmiş Milletler, ülkelerin yerel ekonomik kalkınma planlarına destek vermektedir.

Mühendis odaları, yapıların suya karşı direncini artıracak temel unsurları tespit etmeli ve uygulamaya koymalıdır,

Afetlerin olası etkisi azaltılmalı,
Yerel kurumlar, ulusal seviyede yönlendirici kanalların tasarlanması ve uygulanmasında destek olabilirler.

Sigorta şirketleri, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları, afetlerin sonuçlarını en düşük seviyeye çekilmesi için önemli katkılarda bulunabilirler,
Afet meydana geldiğinde temiz içme suyu ve sanitasyon hızlıca sağlanmalı,
Temiz içme suyu, sanitasyon ve hijyenin sağlanmasında ulusal koordinasyon komiteleri kurulmalı ve güçlendirilmeli,
Afet riskini azaltma noktasında ulusal yönetimler, her seviyedeki alt yönetimlerine hidro iklim bilgilerini kamu yararına paylaşmalı,
Büyük delta ülkeleri, iklim değişikliğine bağlı olarak su seviyesindeki değişimlerin paylaşılabileceği bir ağ oluşturmalı,
Ulusal ve uluslararası hidrolojik enstitüler, iklim değişikliğine bağlı olarak oluşan riskleri ortaya koymak ve afet risklerini azaltmak yönünde gerekli analizleri yapmak ve önerileri sunmak adına inisiyatif kullanmalı."

En Çok Aranan Haberler