HABER

"Su kesmeyeceğiz, kimsenin endişesi olmasın"

"Su kesmeyeceğiz, kimsenin endişesi olmasın"

İSTANBUL (İHA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'da su kesintisi yapmayacaklarını belirterek, "Bu konuda kimsenin endişesi olmasın. Su kesmeyeceğiz. Ancak İstanbullular bizim yanımızda olmalıdır. Daha fazla dikkatli olmalıdır" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, mimarlar, sivil toplum kuruluşları yöneticileri ve engelli temsilcilerinden oluşan Engelliler Komisyonu ile Saraçhane'deki başkanlık makamında bir araya geldi. Burada basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Topbaş, yağmur bombasıyla ilgili, "Bizim zaten arzu ettiğimiz burada yağmur yağdırma. Yağmur bombaları şeklinde bir projeden bahsetmedik. Bulutların mikrofizik yapısını incelemek, partikül durumunu incelemek ve kirleticileri belirlemek adına bilimsel bir çalışma arzu ettik. Yani, İstanbul üzerinde sera gazı etkisi veren bu yanlışlıkları gidermek, ve bir çevre mücadelesi açısından elimizde doküman ve doneler oluşturmak" diye konuştu. Kendi güneş enerjisini üretmek üzere çalışmalar yaptıklarını dile getiren Topbaş, otobüsleri de daha ağırlıklı doğalgaza geçirmek suretiyle karbondioksit salınımını minimize etmek istediklerini söyledi. Metrobüs araçlarının hibrit sistemli olduğunu hatırlatan Topbaş, "Oradaki arzumuz da hava kirletim unsurlarını azaltmak. Artık İstanbul'daki otobüsler, mümkün mertebe çevreyi kirletmeyen karbondioksit salınımını oldukça düşüren sistemleri tercih ettik.

Bulutlardaki kirleticilerin yapısını inceledikçe nelerin etkilediğini görüp onları ortadan kaldıracak çalışmalar yapacağız. Büyük yapılardaki yansıtma olaylarını kesecek malzemelerin, cephelerde yenilebilir enerjiye geçişin, onların da gündeminde olması gerekiyor. Doğal kaynakların hızla tükendiği bir süreçte dünya bu adımları atıyor.

Dünyanın doğal kaynaklarının yüzde 75'ini şehirler tüketiyor. Şehirler yüzde 75 oranında dünyayı kirletiyor. O zaman bu yoğun gelişen, cazibe haline gelmiş kentlerin sorumluları olarak bizlerin bu kirliliği ortadan kaldırma sorumluluğu var. Bunun gereği olarak da alacağımız bilgiler doğrultusunda çevreye ilgili atacağımız adımlara bunları da ekleyeceğiz. Yapılarda kullanacağımız malzemelerden tutun da yenilebilir enerjiye geçiş noktalarında bu çalışmaları yapacağız. 8 aylık bir uçuş periyodu var.

4 ay da raporlama çalışmaları var.

Aylara, mevsimlere göre bulut yapısını inceliyorlar. Kış, ilkbahar ve yaz aylarında nasıl bir süreçten geçiyor, ona göre raporlama yapıp bize bilimsel veriler verecekler. O verilere göre adım atacğız. Bazı sanayi kuruluşlarının kirleticileri fazlaysa bizim bilmediğimiz onların fiitrasyonunda karar almamız gerekecektir. Belki araçlardan dolayı kirlenim fazlaysa bununla ilgili emisyon düşürücü çalışmalar yapılacak" dedi.

"SU KESMEYECEĞİZ, KİMSENİN ENDİŞESİ OLMASIN"
İstanbullular'ın suyunu kesmeyeceklerini daha önce de söylediklerini ve kesmediklerini hatırlatan Topbaş, "Bu konuda kimsenin endişesi olmasın. Su kesmeyeceğiz.

Ancak İstanbullular bizim yanımızda olmalıdır. Daha fazla dikkatli olmalıdır. Doğal kaynaklar sınırsız değil. O halde daha dikkatli kullanım gerekiyor. Bir alışkanlık haline gelmelidir, bunu söylüyoruz. Şu anda bizim tedarik çalışmalarımız devam ediyor. Melen'in birinci etabını bitirdik, rezve deresiyle ilgili çalışmalarımız var. Mevcut
barajlarımızın su seviyelerini artırma çalışmalarımızı, zeminden sızmalar varsa onları önleme çalışmalarını devam ettiriyoruz. Melen'in ikinci etabının getirilmesiyle ilgili bir çalışma var" ifadelerini kullandı. Hedeflerinin İstanbul'u susuz bırakmamak olduğunu ve günde ortalama 2 milyon metreküp su kullanıldığını belirten Topbaş; sanayi, bahçe ve park sulamalarında yeraltı sularını kullandıklarını söyledi. Topbaş sözlerine şöyle devam etti:

"Ayamama deresi 400 bin metreküp, Avcılar'da Ambarlı arıtma tesisi ileri biyolojik arıtma da 400 bin metreküp toplam 800 bin metreküp suyu geri kazanmış olacağız.

Melen'den 750 bin metreküp su geliyor. Ondan daha fazla suyu biz geri kazanmış olacağız. Batı 5-6 kez geri kazanarak kullanıyor. Bu suyu hem park bahçe sulamalarında kullanacağımız gibi aynı zamanda sanayi bölgesine çekeceğimiz hatlarla da sanayi çok ucuz kullanacak. Böylece içilebilir temiz bir suyun kullanımını düşürmüş olacağız. Bu çok ciddi boyutta bir baraj anlamına geliyor. 300 milyon metreküplük bir baraj. Tabii bir gerçek var. Göreve geldiğimizden beri bu adımları atmış olmamıza rağmen yaptığımız ihaleler birkaç kez iptal ettirildi. Ve günlerce bu kirleticiler Marmara Denizi'ne aktı. Marmara denizi dip derinliklerinde olsa oradaki yaşamı olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Orada derin deşarj yerine bütün atıkların ileri derecede biyolojik arıtma haline getirilmesinin tarafıyız. Bütün yatırımlarımızı buna göre yapıyoruz. Bundan dolayı gecikti. 1-2 yıl içinde ancak bitecek. Ambarlı 2010'da, 2009-2010'da da belki Ayamama bitebilecek. Burada büyük kaybımız var. Maalesef ama tabii ki hukuk devletindeyiz. Yargı yolu açık. Bu yola gidenler bizi engelledi. Ama şimdi yapıyoruz. İhaleye girenlerden alamayanlar, hemen yargı yolunu tercih ediyor. İkinci seferde alamayanlar yargı yolunu tercih edip iptal ettiriyor. Bunları yaşadık. Çevre kirliliğini de bu kentte oluşturduk. Bunları devreye soktuğumuzda geri kazanım baraj anlamına gelmekte. Bu daha proje aşamasında. Ataköy'de Ayamama deresi arıtma tesislerinden onlarca tankerin gelip su alması yerine oradan İkitelli'ye bir hat çekilip sanayi bölgesinde bir merkezde vermek. Tankerleri kent içine sokmama gibi sanayi merkezine çekmek gibi. Ambarlı'da da Hadımköy bölgesine çekmek gibi bir merkezde tankerle dolum tesisleri oluşturulabilir diye düşünüyorum"

En Çok Aranan Haberler