İzmir'de ilk defa Bayraklı Talatpaşa İlköğretim Okulu’nda “Ne cips ne kola; balık ye doya doya” sloganıyla başlayan balık-ekmek şenlikleri, aralıksız devam ediyor.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamında bugüne dek İzmir’in merkezindeki 16 okulda düzenlenen şenlikler, ilk defa bir belde gerçekleştirildi. Ödemiş’in Bademli beldesinde Şükrü Saraçoğlu İlköğretim Okulu’nda düzenlenen Balık-Ekmek Şenliğinde, 500 öğrenciye ekmek arasında vitamin deposu olan levrek, minekop ve çipura balığı ikram edildi.
Etkinlik çerçevesinde öğrenciler, “Balık-Ekmek Şenliği” için hazırladıkları, şiir, tiyatro gösterisini başarılı bir şekilde sundu. Öğrencilere STG logolu yapboz, kalem, balon ve balık yemekleri kitapçığı dağıtıldı.Balık-Ekmek Şenliğine ,Bademli Belediye Başkanı Selahattin Kundak, Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği ve Su Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Kopuz, Ödemiş Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü Şube Müdürleri ve Bademli Şükrü Saraçoğlu İlk Okulu ve Orta Okulu öğretmen ve öğrencileri katıldı.
Konu hakkında açıklama yapan Su Ürünleri Tanıtım Grubu ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Kopuz, balık yeme alışkanlığının küçük yaşta oluşması gerektiğini söyledi. Ülkemizdeki balık tüketimini arttırmak, balığın besin değerinin öneminin anlaşılmasını sağlamak amaçları doğrultusunda 2 yıldır Balık-Ekmek Şenlikleri düzenlediklerini anlatan Kopuz, şöyle konuştu:
"Bugün ilk kez İzmir’in şirin beldesi Bademli’de Balık-Ekmek Şenliği düzenleyerek, İzmir merkezinin dışında bir etkinliği gerçekleştirmiş olduk. Balık-Ekmek Şenlikleri bizim için çok önemli bir sosyal sorumluluk projesi niteliği taşıyor. Çocukların küçük yaşta balık yemeye alışmasının sağlıklı nesiller için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Haftada en az bir kez balık yiyen çocukların algılama ve dikkat yetisi gelişiyor. Amacımız, Türkiye’de kişi başı 8 kg. civarında olan balık tüketimini 15 kilograma çıkarmak. Haftada en az iki gün balık, yaşam boyu sağlık sloganıyla tanıtım çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Su ürünleri sektörünün ihracatta da ciddi bir sıçrama gösterdiğini sözlerine ekleyen Kopuz, sektörün 2000 yılı sonrasında ihracatını her yıl arttırdığını, 2000 yılında 59 milyon 655 bin dolar seviyesinde su ürünleri ihraç eden Türkiye’nin 2012 yılının ilk 10 aylık döneminde 368 milyon 717 bin dolarlık su ürünleri ihracatı gerçekleştirdiğini, yıl sonunda bu rakamın 450 milyon doları geçmesini beklediklerini belirtti.
TÜRKİYE'DE SU ÜRÜNLERİ
Su Ürünleri Tanıtım Grubu ve Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Sevinç Kopuz, su ürünlerinin üretimi, tüketimi, önemi ve Türkiye'deki durumu hakkında şu bilgileri verdi:
"Su ürünleri, ülkemiz ekonomisine sürekli girdi sağlayan, önemli doğal canlı kaynaklardandır. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz; birçok akarsu, göl ve göletleri ile su ürünleri konusunda büyük bir potansiyele sahiptir. Ülkemizdeki su ürünlerinin üretim alanı 26 milyon hektarın üzerindedir. Bu alanın büyüklüğüne karşın, su ürünleri sektörünün milli ekonomiye katkısı henüz yeterli düzeye ulaşamamıştır.1990-2000 yılları arasında, üretimin ağırlıklı olarak avcılığa dayalı olduğu bir durumdan, ilerleyen yıllarda yetiştiriciliğe dayalı bir üretim yapısına geçilmiştir. Ülkemizde kültür balıkçılığı yoluyla yapılan üretimin, toplam su ürünleri üretimi içindeki payı 1990 yılında %1 iken son yıllarda % 20 düzeyine ulaşmıştır. Son yıllarda kültür balığı üretimi, işlenmesi ve ihracatına yönelik ülkemizde ciddi yatırımlar gerçekleştirilmiş, buna bağlı olarak kültür balıkçılığı üretimi, 5 bin ton seviyelerinden 140 bin ton seviyelerine ulaşmıştır. Halen Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliği yapan 1.400 civarında çiftlik bulunmaktadır. Bu çiftliklerde levrek, çipura, alabalık, mavi yüzgeçli orkinos gibi çeşitler üretilmektedir. Ayrıca, az miktarda da olsa sarıağız, lahos, minekop, sinagrit, sivriburun karagöz, eşkine, fangri, sargoz, kırmızı bantlı mercan, midye ve karides yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Su ürünleri sektörünün ulaştırma, turizm, çevre, sağlık, gıda, imalat gibi sektörlerle de bağlantılı olduğu göz önünde alındığında, ülkemiz istihdamı açısından önemi daha iyi anlaşılabilir. Bu nedenle su ürünlerimiz, hem ülkemizin hayvansal protein açığını karşılamada, hem de üretimi ve ihracatı ile yarattığı katma değer ve istihdam yönünden vazgeçilemez bir öneme sahiptir.Su ürünleri içerisinde en çok tüketilen balık; Omega 3 deposudur, bu sayede sağlığımızın koruyucusudur. Kemiklerin gelişmesine yardımcı olur, büyümeyi ve gelişmeyi kolaylaştırır. Kalsiyum, demir, fosfor, iyot ve vitamin yönünden zengindir. Merkezi sinir sisteminin gelişimine yardım eder. Zihinsel sağlığa olumlu etki eder, öğrenim başarısını, beyin gelişimini destekler, kan ve dolaşım sistemi konusunda koruyucu etkisi vardır, Algılama ve dikkat yetisini güçlendirir, Lezzetlidir, besleyicidir, kilonun sağlıklı düzeyde tutulmasına yardımcı olur. Bunca yararına karşın, Avrupa Birliği ülkelerinde 25 kg., Japonya’da 80 kg. olan kişi başına balık tüketimi, ülkemizde ne yazık ki 8 kg'dir. Oysa balık eti, az yağlıdır ve bünyesinde bazı özel yağ asitleri vardır. Diğer hayvansal besinlerde bulunmayan bu özel yağ asitleri, kandaki pıhtı oluşumunu, böylece kalp krizi ve felç riskini azaltır, tansiyonun düşürülmesine yardımcı olur. Damarsal bozulmalara yol açan hastalıklardan muzdarip olanların bu nedenle daha fazla balık tüketmesi tavsiye edilmektedir. Balıkta yoğun miktarda bulunan omega-3’ün de insan sağlığına büyük faydaları vardır. Araştırmalar; balık yemenin, kalp hastalıklarının yol açtığı ölüm riskini azalttığını ortaya koymaktadır. Ayrıca omega-3, anne karnındaki bebeğin ve küçük çocukların beyin gelişimini olumlu etkilediğinden, hamilelere de balık yemeleri önerilmektedir. Çeşitli nedenlerle kemik erimesi (kadınların menopoz döneminde ve yaşlılıkta) sorunu yaşayan bireylerin balık etini daha fazla tüketmesinde yarar vardır. Bu, daha fazla kalsiyum almanın en iyi yoludur. İyot bakımından da zengin bir besin olan balık, ülkemizin bazı bölgelerinde iyot eksikliğinin neden olduğu guatr ve zeka geriliği gibi ciddi sağlık sorunlarının engellenmesine de yardımcı olur. Ve ayrıca, vücudun kış aylarında daha fazla ihtiyaç duyduğu A, B1, B2 ve D gibi vitaminlere olan ihtiyaç da balık tüketimi ile karşılanabilmektedir. "
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz