Sudan'ın, güneyden ayrılan parçası Güney Sudan'daki iç savaşın durdurulması hedefiyle barış görüşmelerinde gösterdiği ilgi ve çabanın altında; ekonomik, siyasi, toplumsal, uluslararası sebeplerin yattığı ifade ediliyor.
Siyasi gözlemciler ve bölge uzmanları, bu sebeplerin başında Sudan'ın içinde bulunduğu ekonomik krize işaret ederken, Güney Sudan'da barışın sağlanması durumunda ülkenin petrol ihracatının Sudan toprakları ve limanları aracılığıyla olacağı için bundan birinci dereceden faydalanacak ülke olmasını gösteriyor.
- Önce ekonomi
Ekonomik durumun en önemli sebepler arasında olduğunu ifade edenler, Sudan'ın güney komşusunda yaşanan gelişmelere sessiz kalmayarak, barış için adımlar atmasının altında öncelikle kendisine fayda sağlama hedefinin yattığı yorumunu yapıyor. Uzmanlar, Sudan'ın ekonomik krizinin yanı sıra, iç savaş halindeki Güney Sudan'ın da ekonomisinin iyi olmadığına işaret ediyor.
Her iki ülkede de ekonomik durumun tarafları barış için gayret göstermeye mecbur bıraktığını dile getiren emekli diplomat et-Tarifi Keremnu, "Ekonomik kriz ciddi baskı unsuru olarak Sudan'a yansırken, ülkede yaşanan son petrol krizi ekonomik durumu oldukça net ortaya koyuyordu." dedi.
Keremnu, Güney Sudan'da petrol üretimine yeniden geçilmesi durumunda ihracatın Sudan toprakları ve limanlarından yapılacağını bunun da ülkeye büyük ekonomik katkı sağlayacağını söyledi.
Güney Sudan'daki zengin petrol kaynakları, bağımsızlık öncesinde Hartum tarafından değerlendiriliyordu. Petrol üretiminden büyük gelir elde eden Sudan, Güney Sudan'ın ayrılmasıyla yabancı döviz gelirinin yüzde 80'ini kaybetmiş oldu. Ülkenin petrol gelirlerinin 4'te 3'ü Güney Sudan'daki petrol kuyularından elde ediliyordu.
Kendisinin eski bir parçası, komşuluk ve uzun bir ortak sınırın Sudan'ın Güney Sudan'daki karışıklığa müdahil olmasının oldukça mantıklı ve doğal nedenlerini oluşturduğunu hatırlatan Siyasi Analist ve Yazar Faysal Muhammed Salih, Sudan'ın güneyindeki komşusunda tarım yatırımlarına ağırlık vermek istediğine işaret etti.
- Güney Sudanlı sığınmacılar
Ekonominin dışında Güney Sudanlı sığınmacıların Sudan'daki varlığına dikkati çeken Salih, Sudan devletinin verilerine göre Sudan'da yaşayan Güney Sudanlı sığınmacı sayısının 1 milyon 300 bin olduğunu hatırlattı.
Birleşmiş Milletler'in verilerine göre sayısı 771 bin olan Güney Sudanlı sığınmacıların zaten bozuk olan ülke ekonomisine oldukça yük olduğu ve ülkelerinde istikrarın sağlanması durumunda yurtlarına geri dönmelerinin beklendiği aktarılıyor.
- Olumlu görüntü
Sudan'ın Güney Sudan barışı için gösterdiği çabanın başka nedenlerini de ele alan Salih, uluslararası toplumda ülkenin adının olumlu yönde anılmasının önemine dikkati çekti.
Komşu ülkelerin güvenliğine zarar vermeyen, silahlı gruplara destek vermeyen güvenilir bir ara bulucu olduğu algısının uluslararası toplumda oldukça önemli olduğuna değinen Salih, "Sudan, barış yapıcı ve komşularının iyiliğini düşünen bir ülke olarak anılmak istiyor." şeklinde konuştu.
Salih, Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir'in bu adımının ABD ve Avrupa Birliği ile ilişkilerinde kendisine yardımcı olacağını ve uluslararası ablukanın kaldırılmasında önemli katkı sağlayacağını dile getirdi.
Bu anlamda, terörle ilişkilendirilmiş adının zihinlerden silinmesi yolunda çaba sarf eden Hartum'un hedefinin ABD ile ikinci tur görüşmeler sonunda adını terörü destekleyen ülkeler listesinden kaldırtmak olduğu anlaşılıyor.
- Sudan'da barış
Sudan'ın kendi içindeki silahlı muhalefetle Afrika Birliği gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri istenilen düzeyde ilerlemedi. Yol haritası olarak belirlenen ilkelere tarafların 2016'daki imzasına rağmen beklenen bağlılık sağlanamadı.
Bilindiği üzere batıda Darfur, güneyde Kordofan, güneydoğuda Mavi Nil bölgelerindeki isyancı ve ayrılıkçı silahlı gruplar 2011'de Güney Sudan'ın bağımsızlığını getiren "Sudan Kurtuluşu Halk Hareketi"ne bağlı milislerden oluşuyordu.
Söz konusu grupların Güney Sudan'la organik ilişkileri tüm taraflarca iyi bilinen gerçekler arasında yer alıyor.
Uzmanlar, Sudan'ın güney komşusundaki barışın sağlanmasıyla kendi içindeki birliği sağlamaya dönük adımlar attığı bilincinde olduğunu dile getiriyor. Güney Sudan'ın ayrılıkçı ve isyancı gruplara barış çağrısı yaparak baskı kurmaları durumunda Hartum'la barış masasına oturmak zorunda kalınacağı hesabı yapılıyor.
Güney Sudan barışıyla, Sudan'ın kendi içindeki barışı da hesap ettiğini dile getiren Büyükelçi Keremnu, Sudan'ın Güney Sudan'la ilişkilerini normalleştirmeyi planladığını böylece diğer bölgelerdeki ayrılıkçıların kendilerine bölgede bir destekçi bulma şanslarının kalmayacağının düşünüldüğünü söyledi.
- Dışa açılma
Barış çabalarıyla Sudan'ın uzun yıllar uluslararası uzletten çıkarak ABD ve Avrupa'ya açılım yollarını aradığını dile getiren uzmanlar, Güney Sudan'da savaşan tarafları barışa zorlayan ülke olma konumunun Sudan'ı bölgesel etkinliği olan bir ülke haline dönüştüreceğini belirtiyor.
Yazar ve Siyasi Analist Abdullah Rızık, yeni duruşuyla güneyde barış ve istikrarı destekleyen Sudan'ın, daha önce savaşan taraflardan muhalif Riek Machar'ı desteklemekle suçlanan olmaktan kurtularak, tarafsızlık rolüyle ön plana çıkan ülke olacağını söyledi.
Sudan'ın bu başarısı kendisine Etiyopya ve Mısır arasındaki su sorunu, Çad ve Libya arasındaki sınır ve kabileler sorunu gibi daha birçok bölgesel konuda etkin olma fırsatı verirken, uluslararası aktörler arasında yer alma imkanlarını hazırladığı ifade edilebilir.
Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) gözetiminde yürütülen barış görüşmeleri sonucu 17 Ağustos 2015'te taraflar arasında anlaşmaya varılsa da Güney Sudan'ın başkenti Cuba'da 8 Temmuz 2016'da çatışmalar yeniden patlak vermişti.
Sudan ve Güney Sudan Devlet Başkan Yardımcısı Riek Machar'ın dışarıda tutulmak istendiği bir anlaşmanın yürümeyeceği anlaşılmış, ardından IGAD gözetiminde ulaşılan barış, Temmuz 2016'da Cuba'da çatışmaların yeniden başlamasıyla son bulmuştu.
- Güney Sudan'da barışa giden süreç
Sudan'dan 2011'de ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Güney Sudan, Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit'in 16 Aralık 2013'te yardımcısı Riek Machar'ı "darbe teşebbüsü" iddiasıyla görevden almasının ardından iç savaşa sürüklenmişti.
IGAD'ın barış çabaları, 2015'te bir anlaşmayla sonuçlansa da bir yıl sonra Cuba'da çatışmaların yeniden başlamasıyla sona erdi. Taraflar arasındaki çatışmalar IGAD tarafından yeniden başlatılan müzakere çabalarıyla sonlandırılamadı.
Son olarak Sudan'ın bir süredir Hartum'da başlattığı barış görüşmeleri, 27 Haziran'da sonuç getirdi ve taraflar arasında ateşkes imzalandı.