HABER

Sulak alanlar kuruyor

ADANA (İHA) - Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Başkanı Selami Tece, Türkiye'de sulak alanların alınan tedbirlere rağmen kurutulduğunu söyledi.

Tece, 2 Şubat Dünya Sulak Alanları Koruma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları arasındaki kuş göç yolları üzerinde bulunan Türkiye'de sulak alanların korunmasına önem verilmesi gerektiğini ifade etti. Batı Palearktik bölgedeki 4 önemli kuş yolundan 2'sinin Türkiye üzerinden geçtiğini hatırlatan Tece, "Yüzlerce kuş türünün yaşadığı sulak alanların kurutulmasıyla bu kuş türlerinin yaşam alanları yok oluyor. Bu alanlarda yaşayan kuş türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor" dedi.

Türkiye'nin sulak alanlarının diğer ülkelerden daha önemli bir özelliğe sahip olduğunu belirten Tece, "Ülkemizde sulak alanları tehdit eden sorunların başında tarım ve yerleşim amaçlı kurutmalar, endüstriyel atıklar, tarım ilaçları ve gübrelerin meydana getirdiği kirlilik, yapılaşma, yasadışı avlanma ve kontrolsüz saz kesimi geliyor. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sulak alanların öneminin anlaşılmasıyla birlikte 2 Şubat 1971'de İran'ın Ramsar kentinde imzaya açılan ve "Ramsar Sözleşmesi" olarak bilinen sulak alanların korunmasıyla ilgili sözleşmeye, 1994'te Türkiye'nin taraf olmasından sonra kurutma işlemleri yavaşlamış olsa bile bu kez de sulak alanları besleyen akarsular üzerinde yapılan barajlar ve drenajlar benzeri sonuçlara yol açtı. Türkiye'de özellikle 20. yüzyılın son yarısında en fazla tahribe uğrayan ve önemi bir kısmını tamamen kaybettiğimiz doğal yaşam ortamlarının sulak alanlar olduğu söylenebilir" diye konuştu.

Drenaj, doğal su rejiminin bozulması, kirlenme, sürdürülebilir olmayan balıkçılık ve avcılık, yabancı türlerin aşılanması gibi nedenlerle önemli sulak alan kayıpları yaşandığına dikkat çeken Tece, Manyas Kuş Gölü, Sultan Sazlığı, Seyfe Gölü, Göksu Deltası, Burdur Gölü, Kızılırmak Deltası, Gediz Deltası, Ulubat Gölü, Akyatan Gölü ve Yumurtalık Lagünü gibi yerlerin Ramsar Sözleşmesi listesinde yer alan Türkiye'deki önemli sulak alanlar olduğunu söyledi. Tece, Türkiye'de kurutulan ve kuruma tehlikesi altında olan sulak alanları şöyle sıraladı:

"Amik Gölü: 75 bin metrekarelik Amik Gölü'nün suyu, 1968'de açılan dört drenaj kanalı ile Asi Nehri'ne boşaltıldı. 6 yıl süren ıslah çalışmaları sonucu göl kurutuldu ve tarım yapılmaya başlandı. Ancak gölden elde edilen yer, çevreye göre 6 metre daha aşağıda kaldı. Drenaj kanallarının tıkanması sonucu da en küçük bir yağmurda dolarak neredeyse eski haline dönüyor. Böylece her yıl 10 binlerce dönümlük ekili alan sular altında kalarak heba oluyor. Amik Gölü'nün kurutulmasıyla birlikte Hatay'ın ikliminin de değiştiği kaydediliyor. Bölgede yağışlar düzensizleşti, bu da sellere yol açıyor. Amik Gölü'nün kurumasının yarattığı sıkıntılar sonrasında, 4 yıl sel felaketi yaşandı.

Kestel Gölü: Burdur'un Bucak İlçesi'nde yer alan Kestel Gölü, tarım arazisi kazanmak amacıyla kurutuldu ve gölü besleyen Çeltikçi çayının suyunun tamamı tarım alanlarında sulama amaçlı kullanılıyor. 1965'te kurutulan Kestel Gölü'nün eskiden bir suni göl olduğu iddia edilirken, DSİ'ye göre bu suni göl yerleşim alanlarını sel baskınlarıyla tehdit etmemesi için köylülerin isteği üzerine kurutuldu. Oysa gölün varlığı ve tarım arazisi açmak amacıyla kurutulduğu yörede oturanlar tarafından belirtiliyor.

Gavur Gölü: Kahramanmaraş'ta 1950'li yıllardan itibaren sıtmayla mücadele ve tarım alanı elde etmek amacıyla kurutulmaya başlanan Gavur Gölü, açılan büyük kanallarla Aksu Çayı ve Ceyhan Nehri'ne bağlandı. Kurutma çalışmaları 1966'da tamamlanırken, 7 bin 125 hektar alan kurutuldu. Kurutma işleminin başlamasıyla taban suyu istenilen düzeyin çok altına kısa sürede bilinçsiz şekilde düşürüldü.

Suğla Gölü: Konya'daki Suğla Gölü de tarımsal amaçlı kurutuldu. Konya'nın Seydişehir İlçesi'nde yapılan Suğla Barajı ile hem Konya Ovası sulanması, hem de göl çevresindeki 14 bin 600 hektarlık alüvyonlu arazinin tarıma açılması planlandı. Bugün Suğla Gölü sulak alan niteliğini kaybetmiş halde rezervuara dönüştürüldü.
Sasam Gölü: Konya Samsam Gölü tarımsal amaçlı olarak kurutma çalışmaları başladı. Bölgenin tarıma açılmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen topraktaki tuz nedeniyle verim alınamıyor. Önümüzdeki yıllarda Konya Havzası'nın kuraklık ve çölleşme tehlikesiyle karşılaşmasının kaçınılmaz olduğu vurgulanıyor.

Akşehir Gölü: Yaklaşık 15 yıl önce 350 kilometrekarenin üzerinde alana sahip Konya'nın Akşehir İlçesi'nde bulunan Akşehir Gölü'nün toplam alanı 30 kilometrekareye, en derin yeri ise 1 metreye kadar düştü. Göl, yıllardır Sultandağları'ndan doğan Karabulut, Adayan, Nadir, Akşehir ve Saray çaylarıyla besleniyor ve Eber Gölü'ndeki fazla suyu alıyordu. Ancak su kaynakları üzerindeki baskı ve verimsiz sulama yöntemleri sonucu bu su kaynakları da kurudu.

Eber Gölü: Göller bölgesinde, Afyon Bolvadin'de yer alan Eber Gölü, 30-40 yıl öncesine kadar kuş ve balık cennetiyken, önemli bir geçim kaynağı olan kamış ve sazlıklarıyla da ünlüydü. Göl çevresindeki halkın büyük bölümü balıkçılık ve göl kamışıyla geçimini sağlıyor. Ancak göldeki kirlilik, kuş ve balık türlerinin yanında bölge halkını da tehdit eder bir seviyeye ulaştı. Bölgede yağışların az olması nedeniyle son yıllarda göl yeterince beslenemiyor. Akarçay akarsuyu, gölü besleyen en önemli ve tek kaynak konumunda ama buharlaşmanın yanında sulama için çekilen su gölün su seviyesinin düşmesine neden oluyor.

Tuz Gölü: 1997'de 260 bin hektar alanı kaplayan Tuz Gölü, 7 yılda 100 bin hektar azalarak 160 bin hektara düştü. Tarımdan dönen suların arıtılmadan Tuz Gölü'ne verilmesi, göle yönelik en büyük tehdidi oluşturuyor. ÖÇKK ve WWF Türkiye tarafından hazırlanan Yönetim Planı'nın bu konuya bir çözüm getirmesi bekleniyor.
Beyşehir Gölü: Çumra Ovası'ndaki tarım alanlarının sulanması amacıyla aşırı su çekimi yapılıyor. Göl kıyılarında kumullaşma, erozyon, sualtı bitkilerinde artış, balıkların yumurtlama alanlarında bozulma başladı. Balık türlerinde büyük azalma görüldü. Atıklar ve tarımdan dönen sular gölü tehdit ediyor.

Hotamış Sazlığı: Tahliye ve sulama kanallarıyla alanın su rejimine yapılan müdahaleler sonucu sazlık büyük ölçüde kurudu. DSİ, Konya Ovası Projeleri kapsamında tarımdan dönen suların Hotamış'ta depolanması için alanın baraja dönüştürülmesini planlanıyor.

Eşmekaya Sazlığı: DSİ, Aksaray İlçesi sınırındaki bu sazlığı baraj gölüne çevirme çalışmalarına 1995'te başladı, ama çeşitli nedenlerden dolayı bitirilemedi. Sulak alan büyük ölçüde zarar gördü, alanın tamamı kurudu."

En Çok Aranan Haberler