Sulak Alanların Korunması Konusunda Bilgilendirme Yapıldı

Batman Orman ve Su İşleri Şube Müdürlüğü'nce Batman’da ve diğer illerde bulunan sulak alanların korunmasına yönelik bir bildiri yayımlandı.

Batman Orman ve Su İşleri Şube Müdürlüğü'nce yapılan yazılı açıklamada, Batman'da ve diğer illerde bulunan sulak alanların korunmasının aynı zamanda kültürel mirasın korunması olduğu belirtildi. Sulak alanların korunması ve bu konuda insanların bilinçlenmesi için vatandaşları, "Doğa ve Biyolojik Çeşitlilik" konusunda bilgilendiren Batman Orman ve Su İşleri Şube Müdürlüğü, 2 Şubat 1971 yılında imzaya açılan Sulak Alanların Korunması Sözleşmesi’nin (Ramsar Sözleşmesi) imzaya açıldığı gün bütün dünyada 'Sulak Alanlar Günü' olarak kutlandığını hatırlattı. Açıklamada, Türkiye’nin Ramsar Sözleşmesine 1994 yılında taraf olduğu ve bugüne kadar 13 sulak alanını sözleşme listesine dahil ettirdiği belirtilerek sulak alanların, tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemler olduğuna dikkat çekildi.

Sulak alanların kuşlar için yuva olmanın yanında bulundukları bölgenin su rejimini ve iklimini dengede tuttuğunu belirten Orman ve Su İşleri Müdürlüğü, ülkemizde toplam alanı 1 milyon hektarı aşan 300’den fazla sulak alan bulunduğunu, bakanlıkça uluslararası kriterler dikkate alınarak yapılan değerlendirmelere göre, bu alanların 135’nin uluslararası öneme sahip olduğunu belirtti. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanların, yalnız bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul edildiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Sulak alanların aynı zamanda tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak suyu temizleyen, balıkçılık, tarım, hayvancılık, saz üretimi ve rekreasyonel kullanımlar açısından yüksek ekonomik değere, bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlayan çok zengin biyolojik çeşitliliğe sahip coğrafi zenginliklerdir."

Sulak alanların, farklı insan kullanımları nedeniyle tehdit altında olduğuna dikkat çekilen açıklamada, tür kaybına ve habitat tahribatına yol açan faktörler ise şöyle sıralandı: "Sulak alanları besleyen kaynaklar üzerine baraj inşa edilmesi, yönlerinin değiştirilmesi ve sistemden aşırı miktarda su alınması; Tarımsal, evsel ve endüstriyel atıklardan kaynaklanan kirlenme sonucu su kalitesinin bozulması; Tarımsal alanlar ve yerleşim bölgeleri açmak amacıyla sulak alanların kurutulması ve doldurulması; Günümüzde artık bu tür uygulamalardan kaçınılmaktadır. Yasadışı ve aşırı balık avlanması; Kuşların, sürüngenlerin ve bunların yavrularının yasadışı olarak avlanması veya yumurtalarının toplanması; Aşırı otlatma; Su bitkilerinin sökülmesi sazların yakılması ve kontrolsüz saz kesimi; İkincil konut ve turizm.