Süleyman Yeter'in Öldürülmesine Ilişkin Davada Karar Çıkmadı

Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter'in 1999 yılında gözaltında bulunduğu sırada işkence sonucu öldürüldüğü iddiasına ilişkin davanın bugünkü duruşmasında, beklenen karar çıkmadı. Mahkeme, 14 yıl önce komiser yardımcısı olan ve bu süre boyunca aranan sanık Ahmet Okuducu'nun avukatlarına son kez savunmalarını hazırlamaları için Kurban Bayramı'ndan sonraki haftaya kadar süre verdi.İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Limter-İş Sendikası Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter'in gözaltında işkence ile öldürüldüğü iddiasına ilişkin davanın duruşması görüldü. Duruşmada, olay zamanında komiser yardımcısı olan ve 14 yıl sonra yakalanan tutuklu sanık Ahmet Okuducu ile iki avukatı hazır bulundu. Ayrıca 30 müdahil avukat da Süleyman Yeter'in kardeşi Mustafa Yeter ile birlikte duruşmaya katıldı.Müdahil avukatları Keleş Öztürk ve İbrahim Ergün, tüm müdahil avukatlar adına hazırladıkları iddia ve taleplerini içeren 14 sayfalık dilekçeyi mahkemeye sunduktan sonra sözlü olarak da özetledi.Sanık Ahmet Okuducu'nun ölüm olayının ardından kayıplara karıştığını belirten avukatlar, mahkeme tarafından 14 yıl boyunca sanığa ulaşılamadığını ifade etti. Soruşturma ile haklarında dava açılan diğer polis memurları ve yetkililer hnakkında bu süre zarfında devam eden yargılamanın karara bağlandığını anlattı. Sanık Ahmet Koca'nın, önceki duruşmada yaptığı savunmasında Süleyman Yeter'in ölümüne ilişkin verilen Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi'ne ait raporda imzası bulunan Şebnem Korur Fincancı'yı hedef göstererek mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını iddia etti. Aynı şekilde olay zamanında İstanbul valisi olan Erol Çakır'ın da suçluların korunması ve gizlenmesi amacıyla benzer nitelikli, Fincancı hakkında suçlayıcı açıklamalar yaptığını öne sürdü.İddia edilen işkenceye katılan ve haklarında mahkumiyet kararı verilen diğer polis memurlarının, farklı zamanlarda yaptıkları savunmalarda çelişkili bilgiler verdiklerini savunan Avukat Öztürk, bu nedenlerle Ahmet Okuducu hakkında verilecek kararda işkence ile öldürme olayının yanında suçta kasıt unsurunun da dikkate alınarak ceza verilmesini ve cezada da indirim uygulanmamasını talep etti.Avukat İbrahim Ergün de sanık Okuducu'nun 14 yıl boyunca kendi mahallesinde, mahalle muhtarına ait bilgilerin yer aldığı bir kimlikle saklanmaya ihtiyaç duymadan yaşadığını söyledi. Ergün, bütün iddialarının ardından Okuducu hakkında, yargılanmaktan kaçarken sahte pasaport ve kimlik düzenlemek ve kullanmak, pasaport kanununu ihlal, resmi evrakta sahtecilik suçlarını işlediğini öne sürerek bu konuda suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesini istedi.Avukat Ergün, sanık Okuducu'ya bu sorgulama görevini veren ve bugün İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı olan dönemin TİM-3 Amiri Sedat Selim Ay hakkında da işkenceyle insan öldürmeye azmettirdiği için suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.Sanık avukatlarından Halil Koca ise Adli Tıp raporunda Yeter'in, hangi eylemler sonrasında öldüğünün, bu eylemlerin ardından ölüm olayının ne kadar zaman sonra meydana gelebileceğinin belirtilmediğini söyledi. Bu nedenlerle bilimsel bir mütalaa almaya çalıştıklarını, mütalaanın çıktığını ancak ellerine ulaşmadığını belirten Koca, "Müvekkilimiz hakkında mahkemenin farklı bir uygulama yapması isteniyor. Oysa silah çeken polise de polise silah çekene de yasalar aynı şekilde uygulanmak zorundadır. Mahkeme olarak kanunları herkese eşit uygulamak zorundasınız." dedi. Koca, savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesini talep etti.Önceki oturumda verdikleri mütalaayı tekrar ettiklerini belirten Cumhuriyet Savcısı İsmail Güler de Adli Tıp raporunun, bütün şüphelerden uzak şekilde ölüm olayının işkence ile meydana geldiğini ortaya koyduğunu, başkaca bir rapor ya da mütalaa alınmasına gerek olmadığına karar verilmesini istedi.Duruşma sonunda, mahkeme heyetinde son dönem değişiklik olduğunu belirten Mahkeme Başkanı İsmail Hakkı Yolmaz, karar için heyetin dava dosyasını incelemesi ve sanık avukatlarına son kez süre verilmesi için duruşmayı 22 Ekim 2013 tarihine ertelediklerini açıkladı. Hakkındaki kuvvetli suç şüphesi bulunması ve bunca yıldır firari olması nedeniyle sanık Ahmet Okuducu'nun ise tutukluluk halinin devamına hükmedildi.