Sultanahmet Köftecisi’nden Miniklere Ziyafet

Tarihi Sultanahmet Köftecisi, sosyal sorumluluk projesi kapsamında anaokulu öğrencilerine, Türk lezzetlerini ve geleneklerini tanıtıyor, lokantada yemek yeme cesareti kazandırıyor.Proje kapsamında Şanlıurfa’da Bahçelievler ve Fevziçakmak anaokullarının minik öğrencileri asırlık lezzet durağının Piazza AVM’deki şubesinde ağırlandı. İşletme sorumlusu Mehmet Aksal tarafından tek tek ‘’hoş geldiniz’’ denilerek karşılanan minikler, yemeklerini beklerken kendilerine Sultanahmet Köftecisi’nin 95 yıllık tarihi anlatıldı.Öğretmenleri, ünlü ziyaretçilerin kaleme aldıkları, çerçevelenip duvarlara asılan yazıları okuyunca , cumhurbaşkanlarının, başbakanların, sanatçıların, sporcuların da kendileri gibi Sultanahmet Köftecisi’nin müşterisi olduğunu öğrenen minikler, hızlı bir şekilde servis edilen köfte, piyaz, irmik helvası ve ayrandan oluşan menüyü büyük iştahla yediler.Özel bir mekânda öğle yemeği yemenin keyfini yaşayan öğrencilere, ayrılmadan önce ‘’bereket parası/diş kirası’’ olarak eski madeni paralar hediye edildi. Bereket parasının uğur getirmesi için cepte saklanan, diş kirasının da Osmanlı döneminde yemeğe davet edilen misafire verilen para olduğunu öğrenen minikler, sıkı sıkıya avuçlarında tuttukları paralarla, kendilerini güler yüzle uğurlayan çalışanlara veda ederek dükkândan ayrıldılar.Sultanahmet Köftecisi Mehmet Tezçakın, sosyal sorumluluk anlayışları gereği sık sık bu tür etkinliklere ev sahipliği yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:‘’Amacımız minik öğrencilerin karınlarını sadece bir öğün doyurmak değil. 1920 senesinde kurulmuş bir köfteci dükkânının bugün 4. nesil aile işletmesi olarak nerelere gelebildiğini anlatarak ticaretle ilgili bilgi sahibi olmalarını sağlıyoruz. Türk mutfağına özgü yiyeceklerin lezzetini tattırırken, öğün arası ayakta atıştırılan muhteviyatı belirsiz yiyeceklerden uzak durmalarını öğütlüyoruz. Hoş geldiniz, afiyet olsun, güle güle diyerek çocuklara müşteri muamelesi yapıp lokantada oturarak yemek yeme cesaretini veriyoruz. Piyaz ve tatlıyı iki kişilik hazırlayıp ortalarına koyarak paylaşma duygusunu pekiştiriyoruz. Müessesemizden ayrılırken hediye olarak oyuncak vs. yerine tedavülden kalkmış paraları diş kirası ve bereket parası olarak hediye ederek, hem koleksiyona başlamalarını teşvik ediyor, hem de unutulmaya yüz tutan Osmanlı geleneklerini hatırlatıyoruz.’’