Sultanahmet Meydanı’nda “1999 Marmara Depremi Anma Etkinlikleri” Gerçekleştirildi

1999 Marmara Depremi’nin 19’uncu yılı dolayısıyla Sultanahmet Meydanı’nda “1999 Marmara Depremi Anma Etkinlikleri” gerçekleştirildi. Etkinlikte konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin, “İstanbul genelinde 18 milyon metrekare alan toplanma ve tahliye alanı olarak belirlendi” dedi.İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD), DASK, Türk Kızılayı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Valiliği İstanbul Proje Koordinasyon Birimi kuruluşları Sultanahmet Meydanı’nda, "1999 Marmara Depremi Anma Etkinlikleri" gerçekleştirdi. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu’nun da katıldığı etkinliklerde; zaman tüneli çadırı, afet simülasyon tırı gezildi. Köpekli arama gösterilerinin de gerçekleştirildiği etkinlikte depremde mahsur kalan vatandaşların bulunmasına yönelik yapılabilecek çalışmalar uygulandı. Çocuklar için tırmanma parkurunun da bulunduğu etkinlik alanında, Kızılay kan bağışı ve ikram tırı da etkinlik alanında yer aldı.“19 yıl önce kaybettiğimiz canları rahmetle anıyoruz”Anma etkinliğinde konuşan İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, “19 yıl önce kaybettiğimiz canları rahmetle anıyoruz. Bu coğrafyanın belirli gerçekleri var. Bu gerçeklere uygun yaşamayı öğrenmediğimiz sürece maalesef benzer acılar tekrarlanır. O sebeple bugün burada yapılan etkinlik; bu acıları hem tekrar hatırlatmak hem de gelecekte benzerlerinin olmaması duyarlılığını vatandaşımızın, insanımızın duyarlılığını arttırmak, kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın bu anlamda kapasitelerini ortaya koymak ve her an benzer riskler ortaya çıktığında hazırlıklı olunması bakımından hafızamızı tazelemek, vatandaşımıza, insanımıza bu konudaki hassasiyeti aktarmak” dedi.“Türkiye acil afet planı kapsamında İstanbul’da çok ciddi bir afet planlaması yapılmıştır”Etkinlik kapsamında konuşan İstanbul Valisi Vasip Şahin ise, “Depremle yaşama ve depreme karşı tedbir alma bilincinin gelişmesi lazım. İstanbul bu anlamda kritik illerimizin başında geliyor. Hem nüfus yoğunluğu itibariyle en büyük ilimiz, hem de depremsellik üretme coğrafyası noktasında da bir fay hattı üzerindeyiz. Türkiye acil afet planı kapsamında İstanbul’da da çok ciddi bir afet planlaması yapılmıştır. Bu afet planlamasına uygun bir şekilde herkese görevlendirmeleri yapılmış ve görevlendirilen personel tamamı kendi görevinin ne olduğunu bilmekte” diye konuştu.“İstanbul genelinde 18 milyon metrekare alan toplanma ve tahliye alanı olarak belirlendi”İstanbul genelinde 18 milyon metrekare alanın toplanma ve tahliye alanı olarak belirlendiğini ifade ederek sözlerine devam eden Şahin, “İnşallah yaşamayız ama depremi yaşadığımızda toplanma ve tahliyelerinin nerelerde sağlanacağına dair planlarımız yapıldı. Bunlar vatandaşlarımıza anlatılmaya başlandı. İleriki dönemde daha da net bir şekilde arkadaşlarımız tarafından sahada, mahallelerde, ilçelerde vatandaşlarımıza anlatılacak, işaretlenecek bu yerler. Yine depremde barınma sorununu halletme adına yaklaşık 2 bin, 2 bin 500 civarında kamu ağırlıklı olmak üzere binalar belirlendi. Bunların toplam kapasitesi 2 buçuk milyona yakın insan. Bunlar ağırlıklı olarak da okullarımız, spor salonlarımız, diğer kamu binaları, yurtlar, çok lazım olursa otellerimiz. Yine çadır kent, konteyner kent olarak da 51’i Anadolu yakasında, yüzü Avrupa yakasında olmak üzere 151 alan belirlendi. Burada da 1 milyon 80 bin civarında insanın konaklama imkanı olacak” şeklinde konuştu.“İSMEP projesi kapsamında bin 278 kamu binasını ya güçlendirdik, ya da yıkıp yeniden yaptık”"İstanbul Sismik Riski Azaltma (İSMEP) projesi kapsamında bin 278 kamu binasını güçlendirdik, ya da yıkıp yeniden yaptık" diyerek konuşmasına devam eden Vali Şahin, “Ayrıca şu anda yüze yakın binanın yeniden yapımı ya da güçlendirilmesi faaliyetleri devam ediyor. Bu anlamda üç hastanemizi depreme hazır hale getirmek için yeniden yıkıp yeniden yapıyoruz. Bunlar Okmeydanı, Göztepe ve Lütfü Kırdar Hastaneleri. Deprem literatüründe ilk 72 saat profesyonel yardımın gelemeyeceği bir zaman dilimi olarak, tolere bir zaman dilimi olarak kabul edilir. Yani bir devlet ya da bir sivil toplum kuruluşu 72 saatten ne kadar daha az bir sürede depreme müdahale etmeye başlamışsa o kadar başarılıdır. Ama hamdolsun bizim ülkemiz diğer depremlerde de gördük ki bazen bir saatte, bazen iki saatte enkazın üzerinde binin üzerinde deprem kurtarma teknisyeniyle, ekibiyle orada bulunabiliyor. 2-3 saat içerisinde devletin yöneticileri deprem bölgesine intikal edebiliyor” dedi.