HABER

Sünnet mevsimi yaklaşıyor

Sünnetin uygulanmasındaki yanlış tutumlar ve hatalar, çocuğun duygusal gelişiminde olumsuz etkiler bırakabiliyor.

Sünnet mevsimi yaklaşıyor

'Sünnet olmayacağı, iğne veya kesme gibi işlemler yapılmayacağı, sadece muayene olacağı' şeklindeki kandırmalar, çocuğun ebeveynine ve hekime güvenini sarsıyor. Toplu sünnet uygulamasının kargaşa ortamında hatalı sünnet, enfeksiyon ve diğer komplikasyonların oluşma ihtimali daha fazla bulunuyor.

Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği Şefi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. M. İhsan Karaman, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Penisin uç kısmındaki sünnet derisinin kesilip çıkartılması' şeklinde tarif edilebilecek "sünnet"in, bin yıllardır uygulanan bir gelenek olması yanında, bugün söz gelimi ABD'de en sık uygulanan pediatrik cerrahi işlem olarak da tıp dünyasının gündeminde bulunduğunu söyledi.

Sünnetten önce çocuğun, gerçek bilgilerle bilgilendirilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Karaman, "Çocuklara, 'Sünnet olmayacağı, iğne veya kesme gibi işlemler yapılmayacağı, sadece muayene olacağı' şeklinde kandırmalar sıklıkla yapılmaktadır. Daha sonra çocuk gerçekle karşılaştığında korku ve tepkisi daha fazla olmakta, ayrıca ebeveynine ve hekime güveni sarsılmaktadır" dedi.

Doç. Dr. M. İhsan Karaman, toplu sünnet uygulamasının da ayrı bir eleştiri konusu olduğunu vurgulayarak, "Toplu sünnetlerde her çocuğa gerekli duygusal ve teknik özenin gösterilmesi, her çocuk için ayrı steril alet temini zordur. Kargaşa ortamında hatalı sünnet, enfeksiyon ve diğer komplikasyonların oluşma ihtimali daha fazladır. Bu sebeplerle, toplu sünnet uygulamasından kaçınmak gereklidir" diye konuştu.

Sünnetin önemli ve hassas bir cerrahi işlem olduğunu, ancak uygulamada oldukça hafife alındığını, resmi sağlık kuruluşlarında bile sünnetlerin hemen daima en tecrübesiz ve kıdemsiz hekimlere yaptırıldığını kaydeden Doç. Dr. Karaman, "Toplumsal uygulamada sünnetlerin büyük kısmı, 'sünnetçi' adıyla bilinen ve çoğunluğu yeterli tıbbi-cerrahi bilgiden yoksun olan kişilerce yapılmaktadır. Bu kişilerin tercih edilme nedenlerinden biri de, işlerini çok süratli ve pratik biçimde halletmeleri, buna karşılık doktorların sünnetinin uzun sürmesidir. Ülkemizde sünnete aday popülasyonun çokluğu ve sağlık sisteminin her sünnet adayını hastaneye yatırma imkanı vermemesi de dikkate alındığında, sünnet yapan hekimlerin de lokal anestezi altında uygulanabilecek, pratik, hızlı ve sağlıklı bir sünnet yöntemini tercih etmeleri, uzun vadede, sünnet yapanların 'sünnetçiler'den daha ziyade 'hekimler' olmasını sağlayacaktır. Bu gelişme, hekimlerin olduğu kadar, ehil ellere teslim edilen sünnet adaylarının da lehinedir" dedi.

Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği Şefi Doç. Dr. M. İhsan Karaman, en ideal sünnet yaşı konusunda konsensus olmadığını belirterek, "Bize göre sünnet, ya çocuğun ne yapıldığını anlayamayacağı ve yabancıyı tanıyamayacağı kadar erken dönemde (tercihan doğumu takiben veya ilk iki yaşın içinde), veya sağlıklı iletişim kurulabilecek çağa geldiğinde (6-7 yaşından sonra) yapılmalıdır. Ara yaşlarda ise, çocuğa sünnetin gerekliliğini anlatmak, ondan anlayış beklemek ve rahat bir cerrahi girişime izin verecek sükuneti sağlamak oldukça zordur" diye konuştu.

Bugün birçok batı ülkesinde lokal anestezi ile pediatrik sünnet yapıldığını anlatan Doç. Dr. Karaman, "Eskiden, özellikle ilk bir ay içinde yenidoğanın ağrı duymayacağı teziyle anestezisiz sünnet yapan cerrahlar mevcutken, yoğun klinik araştırmalar bu tezin yanlışlığını kesin olarak ortaya koymuş ve bugün, anestezisiz sünnet yapma görüşü bilimsel olarak reddedilmiştir" ifadelerini kullandı.

En Çok Aranan Haberler