Superman ilk kez 1938’deki Action Comics #1’da yayınlanmış olsa da, aslında yazar Jerry Siegel ve çizer Joe Shuster tarafından 1933’te yaratılmıştır. O zaman lise öğrencileri olan Siegel ve Shuster, Superman’i kendi fanzinlerinde “kel bir kötü adam” olarak tasarlamış, bir sene sonra sadece ismi tutarak diğer her şeyi değiştirmişlerdir.
Karakterin ismi dönemin iki popüler film yıldızı Clark Gable ve Kent Taylor’dan gelir. Superman’in şehrinin adı da Fritz Lang’in ilham verici bilim kurgu filmi Metropolis’den esinlenmiştir. Clark Kent’in sevgilisi Lois Lane ise neredeyse birebir Siegel’in sonradan karısı olacak Joanne Carter’dan modellenmiştir.
Karakterin kostümü sonradan pek çok süper kahramanda olacağı gibi, sirk göstericilerinden esinlenerek yaratılmıştır. Karakterin mitolojik bir figür olmasını isteyen Siegel ve Shuster, kostüme bir pelerin eklerler. Bu sonradan süper kahramanalrın bir değişmezi olacaktır.
Superman aslen sol görüşlü bir karakterdir, bunun sebebi de Büyük Buhran döneminde, iki sol görüşe sahip insan tarafından yaratılmış olmasıdır. İlk hikayelerinde ekseriyetle yozlaşmış iş adamları, politikacılar ve tiranlığa karşı mücadele eder, her zaman yoksulun ve halkın yanında, sosyal adaletsizliklerle savaşır.
Superman’in düşmanları arasında bugüne kadar pek çok ilginç figür de olmuştur, bunlardan en ilginç olan birkaçı Nazi lideri Adolf Hitler, ve beyaz üstünlüğünü savunan ırkçı grup Ku Klux Klan’dır.
Yahudi ailelerin çocukları olan Siegel ve Shuster, karakteri kendi halklarının hikayelerinden bolca esinlenerek kurgularlar. Superman’in gerçek ismi Kal-El, İbranicedeki “Tanrı’nın Sesi” kelimelerine benzer. Aynı zamanda ailesinin kendisini felaketten kurtarmak için bir taşıt içinde Dünya’ya götürmesi Musa’nın hikayesiyle paraleldir.
Superman’i anlatan meşhur sözlerden bir çoğu, çizgi romanlarda yaratılmamıştır. “Bir kurşundan daha hızlı, bir lokomotiften daha güçlü, tek sıçrayışla yüksek binaları aşabilen…” tanımı, ilk defa 1940 tarihli radyo dizilerinde yaratılmıştır; “O bir kuş, o bir uçak, hayır o bir Superman!” tabiri ise George Reeves’in başrolünü oynadığı dizinin mahsulüdür.
Superman ilk başlarda uçamaz. Sadece bir milin sekizde biri kadar yüksekliğe sıçrayabilir. Siegel ve Shuster, ilk başta bu güçleri bir “çekirgenin sıçraması” gibi düşünmüşlerdir. Fakat 1940’larda karakter çizgi filme uyarlanırken, çizgi filmin yapımcıları sıçrama animasyonunda zorlanırlar ve DC’den karakterin gücünü “uçmak” olarak değiştirmesini isterler, DC de kabul eder.
Superman’in tek zayıflığı kriptonit, 1943’te radyo dizisinde yaratılmıştır. Sebebi de seslendirme sanatçısı Bud Collyer’in biraz mola vermek istemesinden kaynaklanır. Baş karakteri seslendiren Collyer, devamlı aksiyonun içinde olduğu için çok yorulur ve Superman’i biraz devre dışı bırakacak, bu sırada da Collyer’in soluklanmasına sebep olacak bir şey uydurulur.
Superman bir defasında “Red Son” adında bir hikaye için, göğsüne orak ve çekici takar. Bu hikaye, özünde şu sorunun cevabını aramaktadır: “Superman Kansas’a değil de, Sovyet Rusya’ya düşseydi ne olurdu?”. E ne olacak, karakter Stalin vari bir figür olur, Soğuk Savaş’ı da Sovyet Rusya kazanırdı elbette!