Suriye askerleri, muhaliflerin astığı Türkiye bayrağını indirmişti
Suriye ordusunun, Türkiye sınırının bir kaç yüz metre ötesine dek uzanan operasyonu, bölgedeki gerilimi artırırken mülteci akınının şiddetlenmesine yol açtı.
Sadece Cuma günü 1.500 kadar kişi daha sınırı geçerek Türkiye'ye sığındı.
Bu şekilde Türkiye'de oluşturulan kamplara yerleştirilen Suriyelilerin sayısı 11.700'ü geçti.
Sınırdaki gergin ortam ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın 'çatışma riski'ne işaret eden uyarıları ile iyice öne çıktı.
Clinton, ABD Dışişleri'nde gazetecilere yaptığı açıklamada Suriye askeri birliklerinin Türkiye sınırına iyice yaklaşmış olması konusunda kaygılarını dile getirdi.
Clinton "Suriye ordusunun Türkiye sınırına yaklaşık 500 metre mesafedeki Kirbet el Cuz köyünü kuşatıp hedef aldığı haberlerinden büyük endişe duyuyoruz." dedi.
Amerikalı bakan bu 'saldırgan eylem' olarak tanımladığı gelişmenin durumu tırmandırdığını ve sınırda çatışma olasılığı konusunda tehlikeyi arttırdığını savundu.
Ancak emekli diplomat ve eski dışişleri bakanı İlter Türkmen Şam yönetiminin böyle bir riski göze almasını fazla olası görmüyor.
BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Türkmen'in 'ben buna pek inanmıyorum' derken gerekçeleri hem askeri hem de siyasi.
"Suriye Türkiye'ye mukayese ile çok daha zayıf bir orduya sahip. Zaten ordusunun büyük kısmı da İsrail sınırında. Onun için böyle Suriye kuvvetlerinin Türk kuvvetleri ile çatışma riskini göze alacağına pek ihtimal vermiyorum." diyen Türkmen, Ankara'nın şimdiye dek Şam'a karşı tutumunda da olumlu ve uzlaşmacı olduğuna dikkat çekiyor.
"(Şam yönetimi) siyasi yönden de bir risk almış olur. Çünkü henüz bizim hükümetimiz doğrudan doğruya 'Beşar Esad gitsin' gibi bir pozisyon almadı. Reformlarda ısrar eden bir hükümetimiz var... Sınırlar açıldı. Çok iyi karşılıyoruz bütün gelenleri. Mülteci demiyoruz misafir diyoruz. Yani Suriye halkına karşı büyük bir dostluk gösteriyoruz. Bu hükümetin gösterdiği iyi niyeti de suistimal etmiş olurlar böyle bir şey yaparlarsa."
Suriye ordusuna ait tanklar ve keskin nişancıların Türkiye sınırı yakınındaki Kirbet el-Juz köyü yakınlarına yerleştikleri ve köyde yaşayanların Türkiye'ye kaçtıkları bildirilmişti.
Sınırda bulunan gazeteciler Türkiye tarafından askerlerin Hirbet el Cuz'daki hareketlerini kolayca gözlemleyebiliyor. Askerlerin köyde araçlarla ve yaya olarak devriye gezdiği belirtiliyor.
İkinci Ordu Komutanı Orgeneral Servet Yörük de sınırdaki son gelişmeleri yeniden incelemek için bir kez daha Hatay'a gitti.
Gelişmeler ardından dün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriyeli muhatabı Velid Muallim ile görüştü.
Bunun ardından Ankara'daki Suriye Büyükelçisi Nidal Kabalan Dışişleri'ne çağırıldı.
Türkmen "Tabii kaygılarımızı ifade ettik. Ama Suriye hükümetinden de Suriye liderlerinden de reformnlara girilmesini şiddete başvurulmamasını talep ediyoruz." diyor.
"Şimdiye kadar dünyada çok az kimse 'Beşar mutlaka gitsin' dedi. Çünkü Suriye'deki durum diğer ülkelerdeki duruma benzemiyor. Ne Mısır'a benziyor Ne Tunus'a... Çok daha karışık bir ülke nüfus bakımından. Dolayısıyla herkes şimdi tabii daha dikkatli davranıyor." diyen Türkmen, "Ama bunun da tabii bir sınırı var." diye ekliyor.
Bu nedenle Clinton'ın sözlerini 'bir de bu şekilde uyarı yapalım' demiş olabilecekleri şeklinde yorumluyor.
Bu sınırın zorlandığı şeklindeki izlenimler, Clinton'ın sözleri ile sınırlı değil.
Türkiye kaynaklı haberlerde Ankara'nın Esad yönetimine vadettiği reformları hayata geçirmek için zamanın daraldığı mesajı verdiğinden söz ediliyor.
BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun, Esad'ın güvenilirliğinin hızla erozyona uğradığı uyarısında bulundu.
Avrupa Birliği Suriyeli yöneticileri hedef alan yaptırımları genişletti. Son kararla aralarında Devrim Muhafızları'nın üç komutanının da olduğu bazı üst düzey yetkililer, mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasağı gibi önlemlere tabi olacak. Böyle AB'nin yaptırım uyguladığı yetkililerin sayısı 34'e yükseldi.
Suriye, bu ortamda bir Cuma gününü daha planlanan protesto eylemleri nedeniyle gergin geçiriyor.