Suriye uçağımızı düşürdü!
Daha olayın bütün detayları ortaya çıkmamıştı, çıkanlar da çok fazla bulanıktı ama olsundu!
Biz derhâl konuşmalıydık!..
“Her şey ortaya çıksın, ona göre bölgenin en güçlü devleti olarak ne gerekiyorsa onu yaparız” yerine tribünlere oynamak daha tatlı gelmiş olmalıydı ki...
Biz derhâl hamaset nutukları atmaya başladık bile!
Astık, kestik, doğradık, biçtik...
“Dostluğumuz ne kadar kıymetli ise, düşmanlığımızın gazabı da o kadar şiddetlidir ha!”
Kulaklarımza hiç de yabancı nutuklar değildi bunlar!
Zira, Mavi Maramara şehitlerinden sonra İsrail’e de aynen böyle kükremiştik emme...
Sonrası tıssss olmuştu!..
***
-Uluslararası hava sahasında...
-Yok, Suriye karasuları sınırları dâhilinde...
-Uçaksavar vurdu...
-Yok, füze vurdu...
Mâlumu tekrar etmenin bir anlamı yok, okuyucuyu sıkmayalım...
Çok fazla uzun sürmedi ve...
Ekselansları Davutoğlu’nun öne sürdüğü bütün savları çürük çıktı...
“Suriye rejimini destekleyenleri izole edelim” gibi tarihi bir gaf da gene ekselansları tarafından serdedildi...
Sonra ne mi oldu?
Rusya savaş gemileri Boğaz’ı geçti!..
***
Pek şöhretli Dışişleri Bakanımız Sayın Davutoğlu, o sırada yurt dışındaydı herhalde, haberi olmadı bu geçişten!
Döndüğünde, Dışişleri personelini içtimaya dizdi ve haykırdı:
“Bre nâbekârlar! Elinizde hiç posta güvercini kalmamış mıydı ki, bana bir haber uçurmadınız?
Aylar geçti, hâlâ şu Mors alfabesiyle haberleşme cihazını da tamir ettirmediniz! Hepinizi Samanpazarı’nda sallandırırım bre!”
***
Daha sonra ne mi oldu?
Matbuat kendisini sallandırıyor. Ahâlinin ekser-i umumisi de şapalak (siz alkış anlayınız) çalıyor vallahi...
***
Bir kıdemli diplomat olan müsteşar, bütün cesaretini toplayarak yazılı ve görsel medyadan derlediği bilgileri ekselanslarına bir teneke tepside arz eyledi:
“Efendim...
İzole etmeye çalıştığımız devletlerin sadece üçüyle toplamda 80 (seksen) milyar dolar dış ticaret hacmimiz varmış!
Biz onları değil de, ya onlar bizi izole ederlerse hâl-i ahvâlimiz nice olurmuş?
Meselâ, hani diyorlar ki, Rusya bizden ithalatı keserse; çürük domatesle birlikte yaklaşan mevsimine binaen, çürük mandalinaları kime satarmışız?
Sonra bu Evropa devletleri ile elbirliği ederek Rusya, Çin, İran ve Irak’ı dışlama düşünceniz de pek akla yatkın değilmiş. Farzedelim ki Evropalı müttefiklerimiz bize destek verdiler ve izole mekanizmasını çalıştırmaya başladık...
“Moskof kâfiri, sırf Ukrayna üzerinden gönderdiği Tabiî gazı keserse, bunlar anında kaç derece dönerler sizce?” diye sorarlarmış!
Değil mi yani Hünkâr-ı ruba hazretleri?!
Sonracığıma, bizim de tuzumuz kendimizden olsa da, şu gazımız da Moskof kefersiyle, İranlı mollaların elinde değil miymiş?
Daha çok mesele var emme ben zat-ı şahânelerinin vaktini çok almayayım...
Kısaca anlayacağınız: Matbuatımızdaki yalaka kullarımız kadar, gerçekleri yazan “nâmertler” de var yani... Bilesiniz istedim efendim...
-Bak sen şu işe!...
***
Daha daha sonra ne mi oldu?
Genelkurmay Başkanlığının mâlum açıklaması geldi...
Ekselanslarının bütün tezleri çöktü mü birden!
Başnâzır hazretlerinin hamaset nutukları da çöpe gitti mi ansızın!
***
Eeee?
N’olcek şinci?
-Du bakali n’olcek!
***
-Çağırın şu Numan’ı gelsin...
Bir ay idare ederler gayri...
***
Çağırdılar...
İdare edin gayri nâbekârlar!..
........................
cahitkilic54@mynet.com
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz