Suriye'de Fabrikası Bombalandı, Ihracatı Durdurmadı

Suriye'de yaşanan iç savaş, ülkenin yatırımcısını da derinden etkiledi. Birçok fabrika saldırılar sonrasında harabeye dönerken, işadamları da ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Ticaret şehri Halep'in önemli işadamlarından olan Mimar Ahmet Şeyhvassuf da bunlardan biri. Geçtiğimiz yıl içerisinde Türkiye'ye yerleşen Şeyhvassuf, Gaziantep'te şirket kurdu. Suriye'deki fabrikasını da bütün baskılara rağmen kapatmayarak, üretim faaliyetlerine devam etti. Geçtiğimiz ay ise fabrika, Esed birliklerinin bombalı saldırında yerle bir oldu. Ancak bu, Suriyeli işadamını yine durdurmadı. Şeyhvassuf, 3 ülkeye Gaziantep'te kurduğu şirketten ihracatını sürdürme başarısını yakaladı. Şimdi ise Suriyeli işadamlarını tek çatı altında toplamak için yoğun çaba sarf ediyor.

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'ni bitiren Şeyhvassuf, mezuniyetten sonra iki ülke arasında mekik dokumuş ve Türkiye'nin ihracat kalemine de katkıda bulunmuş. Suriye'de yaşanan iç savaşın ardından, büyük sıkıntı yaşayan işadamı, 2012 yılının başlarında Türkiye'ye getirmiş. Bununla birlikte 2 bin 500 metrekare kapalı alanı bulunan, inşaat malzemeleri ürettiği fabrikasındaki üretimi durdurmamış. Son olarak, 6 çalışanı kaldığında bile, işçilerin masrafının çıkması için sürekli Halep'e gidip fabrikadaki son durumu kontrol etmiş.

Yaşanan krizi atlatmak için, şirketini Gaziantep'e taşıyan Şeyhvassuf, Lübnan, Katar ve Irak'a olan ihracatını, fason üretim yaptırarak devam ettirmiş. Son olarak da Özgür Suriye Ordusu'nun himayesinde olan bölgeye Esed birliklerinin düzenlediği hava saldırısı sonucu fabrikanın tamamı yerle bir olmuş. Şeyhvassuf'un tüm bunlara rağmen, ticari faaliyetleri bitmemiş. Şimdilerde, 3 ülkeye ihracatını sürdürürken bir Alman firmasının da Gaziantep Bölge Bayiliği'ni almış. Şeyhvassuf, Gaziantep Mimarlar Odası'nın kayıtlı üyesi. Şeyhvassuf, ticarete devam etme hikayesini şöyle özetliyor: "Ben bir işadamıyım. Bu yaştan sonra bir işletme kurmak kolay değil. Belli bir yere gelebilmek gerçekten zor iş. Bizler de her ne kadar burası ile yıllardır ticaret yapsak da iç dinamikleri çok bilmiyoruz. İç piyasada tutunmak zor. Ben de şirketimi buraya taşıdım ve fason üretim yaptırarak Lübnan, Katar ve Irak ile olan ticari diyaloglarıma ihracat kanalıyla devam edebiliyorum. Aynı zamanda ünlü bir Alman firmasının da Güneydoğu Anadolu Bayiliği'ni yürütüyorum. Zaten daha önce de Türkiye'den bayiliğini yaptığım bazı firmalar vardı. Buraya gelip tutunmamızda, dostlarımızın da etkisi oldu."

Suriye'deki maddi külfetin 200 milyar dolardan çok daha fazla olduğunu kaydeden Şeyhvassuf, zulmün yüzde 5'inin bile görünmediğini dile getiriyor. Suriye'nin yıllarca Esed ailesinin bir malı gibi kullanıldığını anlatan işadamı, savaş sonrasında sermayenin el değiştireceğini belirtiyor. Bu noktada Suriye'nin ihtiyaçlarına Türkiye'nin zor yetişeceğini anlatan Şeyhvassuf, komşu ülkelerinin, savaşın ilk yıllarında ticari olarak bazı kayıpları yaşadığını ifade ediyor. Suriye'den Türkiye'ye sığınan işadamlarının yatırımlarla ilgili bazı prosedürlere takıldığını kaydeden işadamı, çoğu arkadaşının Mısır ve Dubai gibi yerlere giderek, yatırımlarını bu noktalara kaydırdığına vurgu yapıyor.